Bir kalemde silip bunca aşkımı
Yalan mı gerçek mi bilmem gidişin
Yıkıp viran ettin gönül köşkümü
Tufan mı deprem mi bilmem gidişin

Sen gittin her yerde seni aradım
Gönlümüzde kaldın gözden ıradın
Bahtımın güneşi vefalı kadın
Gurbet mi sıla mı bilmem gidişin

Gidişin acıydı kavruldum yandım
Issız gecelerde sessiz ağladım
Ne haberin geldi ne selam saldın
Dargın mı kırgın mı bilmem gidişin

Kalmadı burada düzenim tadım
Sensiz hiçbir yere inan sığmadım
Sonunda deliye çıkınca adım
Mecnun mu eyledi bilmem gidişin

Aylarca ben seni aradım durdum
Ağaçlara baktım kuşlara sordum
Umudum kalmadı artık yoruldum
Kaybolan iz midir bilmem gidişin

Ayrılık ateşini attın içime
Bütün umudumu kattın göçüne
Kara toprağın mı girdin içine
Dönülmez yol mudur bilmem gidişin

Ozan Yüksel yarsız yaransız kaldım 
Feleğin hışmından payımı aldım
Sana kavuşmaktır bir tek muradım
Vuslat mı hasret mi bilmem gidişin

‘’Bırakıp gittin bizi, seni unuttuk sanma! Zaman alışmayı öğretir ama unutmayı asla’’

DÖRTLÜKLER ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ - Şahin Güvenç 

Ozan Yüksel gidişin böylesine demiş diyeceklerini. O diyeceklerine birkaç söz, benim diyeceklerim oldu.
1. dörtlük
Burada kalem acı ölümdür. Yazmayan, eldesiz, istemeden silendir aşkı. Öyle bir yer ki, öyle bir şey ki... Yalan desek değil gerçek desek kesinlikle değil. Gönül köşkünde büyük bir sarsıntı, kötü bir deprem; viran eder gidişin böylesi, tufan olur böylesi gidişin.
2. dörtlük
Aranır aranmaz mı? “Dönülmez akşamın ufku, vakit çok geç.” Gözden ırarken gönülde kalış... Yine yaman bir çelişki. Ancak bu öyle olur, öyle de kalır. Ozanın bahtının güneşi böyle birdenbire batınca... Gurbet mi sıla mı gidişin böylesi, gurbet mi sıla mı böylesi gidişin.
3. dörtlük
Gidişin böylesi acıdır, kavurur. “Gündüzü insafsız, gecesi sağır,” ağlatır. Ne haber gelir artık ne de selam salınır. Dargın mı kırgın mı gidişin böylesi, dargın mı kırgın mı böylesi gidişin.
4. dörtlük
Olan en çok da arkada kalana olur. Ne ağızda tat ne de düzen kalır. Duramazsın, için içine sığmaz ki başka yere sığasın. Leyla olup böyle gidince deli eder gidişin böylesi, Mecnun eder böylesi gidişin.
5. dörtlük
Ölümün adı çok... Aranıp durduran, ağaçlara baktırıp kuşlara sorduran, umudu bitirip yoran, yorduran... Kaybolan iz midir gidişin böylesi, kaybolan iz midir böylesi gidişin.
6. dörtlük 
“Ayrılık ateşten bir ok”muş. Kötü vurur, girer içine yangın yeri eder. Ölüm bir göçmüş; umut, daha bir sürü şeyler onunla gider. Kara toprağın içine girip de bunu bilememeler... Dönülmez yol mudur gidişin böylesi, dönülmez yol mudur böylesi gidişin.
7. dörtlük
Ozan yarsız yaransız kalınca olan oluyor. En çok da feleğin hışmından payını alıyor. Ayrılıktan sonra kavuşmak murat oluyor. Vuslat mı hasret mi gidişin böylesi, vuslat mı hasret mi böylesi gidişin.