Merhabalar, öncelikle nasılsınız? Çünkü genel olarak bu soruyu etrafımıza sormayı her zaman unutuyoruz. Oysa bazen ne çok ihtiyacımız oluyor. Nasıl hissettiğimizi ve nasıl yaşadığımızı sevdiklerimizle paylaşmaya…

Hayatın içinden… 

Geçtiğimiz günlerde genel sağlık kontrolü amaçlı doktora gitmiştim. Dönüş yolunda bulunduğum bölge de bir festival olduğu için aşırı bir trafik yoğunluğu vardı. Tabi ki bizler trafikte 20 dakikadan fazla kalınca oflayan bir milletiz. Tam yaşadığım zamanın en stresli anındayken etrafa bakıyordum ki işte hayata karşı bütün bakış açımın alt üst olacağı anı yaşadığımı fark ettim. Festival konvoyunun en arkasında kalan bir aracın şoför koltuğunda telaşlı ve ön tarafa yetişmeye çalışan bir baba arka koltuğunda ise lösemili kızıyla bir anne oturuyordu… Ben orada gayet sağlıklı bir şekilde zamanın trafikte geçmesine sinirlenirken arka koltukta annesiyle gülümseyen o kızı gördüm. Bu durum bir feyz alma hikayesi değil. Tam olarak hayatın kontrolü bir şekilde bizlerdeyken bazı yaşanılan anların kabullenilme hikayesiydi.

Sizlere bir soru sormak istiyorum: Hayatı nasıl karşılıyorsunuz?

İçinde bulunduğunuz anların değerini yaşamayı bilerek mi? Yoksa o değerleri görebilmek için başınıza bir şeylerin gelmesini bekleyerek mi? Bence soruların cevapları da soruların ta kendisi gibi duruyor… Bazen öfkelendiğimiz ya da üzüldüğümüz basit şeylere öyle odaklanıyoruz ki etrafa tümüyle kendimizi kapatıp içimizde adeta bir savaşa katılıyoruz. Peki ya güzel şeyler bekleyince gelir mi? Tabi ki gelmez. Eğer öyle olsaydı boş bardaklar da kendiliğinden dolup taşardı… Peki kötü anlar kendiliğinden geçer mi? Tabi ki oda mümkün olan bir şey değil. Ve maalesef her birimizin zaman zaman hatırlaması gereken bir şey var ki oda ömrün süresi olduğu… Bu hayattaki süremizin ne zaman dolacağını bilseydik eğer gerçekten üzüldüğümüz şeyler için uzun vakitler harcar mıydık? Ya da mutlu olmak için o anların bize gelmesini bekler miydik yoksa yaratır mıydık? Sizleri bu defa bu güzel sorularla baş başa bırakmak isterim… Çünkü bazen cevapları kendi kendimize vermediğimiz sürece bazı sorular her zaman cevapsız kalmaya mahkumdur…

Dilerim ki, hayatın bize gösterdiği işaretleri doğru şekilde takip eder ve yolumuzu kaybetmeden hedeflediğimiz mutlu anlara koşabiliriz.

Sevgiyle kalın…