Bizleri rahmet ve mağfiret iklimi olan üç aylara ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar; âlemlere rahmet olarak gönderilen ve bu kutlu günleri nasıl idrak edeceğimizi bizlere öğreten Sevgili  Peygamber Efendimize, âline ve ashabına salât ve selam olsun.
Üç aylar, kameri takvime göre Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Recep ayının ilk perşembe gününü cumaya bağlayan gecesi Regaib kandilidir. Regaib kandili, Yüce Allah’ın kullarına bol bol bağışta bulunduğu, az ibadetlerine karşılık çok sevap ve ecir verdiği bir rağbet gecesidir. Regâib, özlenen, rağbet edilen, çok değer verilen, bol sevap ve mükâfat elde edilen, faziletli amel, müstehap, nafile ibadet ve hediye manalarına gelmektedir. Herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmektir.
Yüce Allah'ın ilâhî ihsan ve manevi hediyelerinin diğer zamanlardan daha çok tecelli etmesi, samimi kalple Allah'a yönelenlerin affedilmelerinin çokça ümit edilmesi ve müminlerin samimiyet ve gayretle yüce Allah'a yönelmeleri sebebiyle bu geceye "Regâib" denilmiştir. Bu gecenin mukaddes olmasının en önemli sebepleri arasında, Efendimiz'in (sav) o günü dua, namaz, oruç gibi ibadetlerle geçirenler hakkında verdiği müjdeli haberlerdir.
Allah Teâlâ bu gecede müminlere ihsanlar, ikramlarda bulunur. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Bu gece yapılan dua kabul olur; namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere sayısız sevaplar verilir. Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuşlardır: "Beş gece vardır ki onlarda yapılan dua kabul edilir: Cuma gecesi, kurban ve ramazan bayramı geceleri (arefe gününü bayrama bağlayan geceler), Recebin ilk (cuma) gecesi (Regaib kandili), Şabanın ortasında bulunan gece (Berat kandili). "
Mümin kullar ahirette yapmadığı birçok amel sevabı ile karşılaşacaktır. Bunlar neyin karşılığı diye sorduğunda da kendisine, "Dünyada iken çok istediğiniz halde karşılığı ahirete bırakılan dualarınızdır" denilecektir. O halde mümin kul, bu geceleri fırsat bilerek çokça dua etmeli ve böylece ahireti için sermaye kazanmış olacaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bizlere öğrettiği “Allah’ım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bize yardım eyle!” duası bunlara örnek olabilir.
Regâib gecesi, akıp giden hayatımızda asıl kazancın, Cenâb-ı Hakk’a yönelmek, kulluk sözümüzü tutmak olduğunu bize hatırlatır. Yüce Rabbimiz “Ey iman edenler! Allah’a itaatsizlikten sakının. Herkes yarın için ne hazırladığına baksın! Evet, Allah’a itaatsizlikten sakının; şüphesiz Allah yapıp ettiklerinizin tamamından haberdardır.”  buyurmaktadır. Rabbimizin bu husustaki daveti gayet açıktır: “Ey iman edenler! İçtenlikle Allah’a tövbe edin. Umulur ki Rabbiniz kötülüklerinizi örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlerine koyar...” Ayrıca şöyle bir müjde bulunmaktadır: “İman edip halini düzeltenlere korku yoktur, onlar üzüntü de çekmeyecekler.” “Rabbinizin bağışına ve takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!” ayetinde müminler cennete çağrılmaktadır.
Bağışlanmanın ve arınmanın en önemli, en verimli ve en anlamlı olduğu zaman dilimi üç aylardır. Haram aylar, hürmet edilmesi gereken, savaş ve kan dökülmesinin yasak olduğu kamerî aylardır. Bu aylar, Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb aylarıdır. Cahiliye devrinde Arablar, haram aylarına saygı gösterirler ve bu hürmetlerinden dolayı bu aylarda savaş yapmaktan sakınırlardı. Bizler için on iki ayın hepsinde de haramdan, günahtan ve haksızlıktan ve özellikle zulmetmekten kaçınmak gerekir. Kur’ân, bütün zaman dilimlerinde günah işlemeyi, haram yemeyi, insan haklarına tecavüz etmeyi yasaklamıştır. Ancak bu aylarda işlenen günahlara verilecek cezanın ve yapılan güzel amellere verilecek sevabın kat kat olması söz konusudur. Bu sebeple bu aylarda Müslümanların daha dikkatli ve hassas olmaları gerekir.
Arabî ayların yedincisi olan Recep, sözlükte; azametli, heybetli, tazim etmek gibi manalara gelir. Bu ay ayrıca “haram aylar” diye bilinen ve savaş yasağının bulunduğu dört aydan biridir ve İslâm dininde özel bir yeri vardır. ”Peygamber (s.a.v) de bir hadislerinde ‘’Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazanda ümmetimin ayıdır’’ buyurmaktadır. Receb'i “Allah'ın ayı” olarak nitelendiren Peygamberimiz (sav)'e bunun hikmeti sorulduğunda “Çünkü bu ayda özellikle mağfiret boldur. Bu ayda halkın kan dökmesine mani vardır. Bu ayda Allah Teâlâ peygamberlerinin tövbelerini kabul buyurmuştur. Bu ayda peygamberlerini düşmanlarından korumuştur.” buyurmuştur.
Diğer bir hadis-i şerifte ise Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:‘’Recep ayının diğer aylara olan üstünlüğü, Kur’an-ı Kerim’in diğer kitaplara olan üstünlüğü gibidir. Şaban ayının diğer aylara üstünlüğü, benim diğer peygamberlere olan üstünlüğüm gibidir. Ramazan ayının diğer aylara olan üstünlüğü ise Allahü Teâlâ’nın insanlar üzerine olan üstünlüğü gibidir.’’ ‘’Her bir hasenenin (iyiliğin ve ibadetin) sevabına başka vakitte on ise, Receb-i şerifte yüzden başlar, Şaban-ı şerifte üç yüzden fazla ve Ramazan-ı şerifte bine çıkar ve cuma gecelerinde binlere ve Kadir gecesinde otuz bine çıkar.’’  “Recep ayı ekini ekme, Şaban sulama, Ramazan ise hasat ayıdır.”
“Allah’a ortak koşmayınız. Anne ve babanıza hürmet ediniz. Hak sahiplerine haklarını veriniz. İsraf etmeyiniz. Geçim endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyiniz. Zinaya yaklaşmayınız. Haksız yere kimseyi öldürmeyiniz. Yetime en güzel muamelede bulununuz. Verdiğiniz sözü yerine getiriniz. Ölçülerinizi ve tartılarınızı tam ve doğru yapınız. Bilmediğiniz şeylerin ardına düşmeyiniz. Yeryüzünde kibirlenerek yürümeyiniz.” gibi, itikadî, ahlâkî, ticârî ve sosyal içerikli evrensel ilkeler, Receb ayı içerisinde bütün insanlığa meşrû kılınmıştır. Bu ayın bir başka önemi ve fazileti de bu özelliğinden kaynaklanmaktadır.
Regaib gecesini kaza namazı ve nafile namazları kılarak, Kur’ân okuyarak, bol bol Allah’ı zikrederek, tevbe ve istiğfarda bulunarak, akraba ve dostları tebrik ederek, kendimize, ailemize, bütün Müslümanlara dua ederek değerlendirmek, hem Ramazan ayına hazırlanmaya, hem günahların affına, hem de ilahi rahmet ve bağışlamaya ermenin bir vesilesidir. Bu kadar özel bir ayın, bünyesinde iki rahmet kandilini barındırmakta olduğu da unutulmamalıdır.
Recep ayının tamamını oruçlu geçirmekle ilgili bir emir ve tavsiye yoktur. Ancak nafile olarak tutulacak orucun sevabı büyüktür. Bu konuda Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: ‘’Cennette recep isimli bir nehir vardır. Sütten daha beyaz ve baldan daha tatlıdır. Kim recep ayında bir gün oruç tutarsa, Allahü Teâlâ o kimseye bu nehirden su içirir.’’  
Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir kimsenin receb ayında bir gün oruç tutması, bir senelik oruç tutması gibidir (o denli sevabı vardır). Yedi gün oruç tuttuğunda ise kendisine cehennemin yedi kapısı kapanır. Sekiz gün oruç tuttuğunda da cennetin sekiz kapısı ona açılır. On beş gün oruç tuttuğunda, semadan ona bir münadi, 'Geçmişte yaptığın bütün günahların bağışlandı. Kötülüklerin iyiliğe çevrildi. Haydi, yeni ameller işlemeye koyul' der. Kim bu ayda iyilik ve ihsanı artırırsa Allah da ona karşı ihsan ve nimetini artırır.
Bu zamanlarda zihin ve gönül dünyamızı yeniden ihya etmenin çabasında olalım, ibadetlerimizi eksiksiz olarak yerine getirmeye çalışalım, hayır ve hasenatımızı daha da artırma gayretinde olalım, imanla, ihlasla, samimiyet ve takvayla dolu bir ömür geçirmeye niyet edelim, kararmaya yüz tutan kalplerimizi ibadetlerle aydınlatmaya çaba gösterelim, tevbelerimizle hata ve günahlarımız için Rabbimizden bağışlanma dileyelim. Başta Filistin olmak üzere dünyanın birçok yerindeki zulüm ve şiddetin son bulması, mazlumların yüzlerinin gülmesi için elimizden gelen ne varsa yamaya, kardeşlerimize dua etmeye devam edelim.
Rabbim şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulan cennet vatanımızı payidar, mazlum ve mağdurların umudu aziz milletimizi bahtiyar eylesin. Allahü Teâlâ bu kutlu zaman dilimlerini en güzel şekliyle ihya etmeyi ve bu vesileler zincirleriyle ihya olmayı, ömrümüzün her anını mübarek günler edasıyla geçirmeyi nasip etsin inşallah. Kulluğumuz yalnızca bu gün ve gecelerle sınırlı kalmasın. Hayatımız boyunca rağbetimiz daima Yüce Mevlâ’ya ve Resûlü’ne olsun. Bu vesile ile milletimizin ve bütün İslam âleminin Regâib Kandili’ni ve üç aylarını tebrik ediyorum. Üç ayların rahmet, mağfiret ve bereket ikliminin insanlığın hidayetine, barış ve huzuruna vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Allah’a emanet olunuz.