Kıyamet alametlerinin içinde sayılan Güneşin batıdan doğması hadisesinin sadece fizik kuralları ile açıklanan ya da  gece ve gündüzün oluşumu şeklindeki coğrafya meselesi gibi yorumlayan bakış açımızı değiştirmek istiyorum. İslam coğrafyalarında
İslam’ın ilk emri “oku” olmasına rağmen Yüce Kitabımızın anlamını ömründe bir kere bile baştan sona okumamış binlerce yüz binlerce Müslüman olmasına rağmen Filistin’de yaşanan soykırım tüm dünyada her milletten her dinden insanın Kur’an-ı Kerim’i okumasına vesile oldu. Kur’an-ı Kerim, en çok satanlar listesine girdi. 11 Eylül’den sonra da pek çok Amerikalı, İslam’ın şiddet içeren bir din olduğu yönündeki ön yargılarını doğrulamak için Kur’an’ı satın almıştı. İslam düşmanlığı yaparken, İslam dinini karalamak, kötülemek amacıyla başladıkları araştırmalarını Müslüman olarak bitirenler de olmuştu.
Amerika, Avrupa başta olmak üzere dünyanın bir çok bölgesinde, İsrail'in Gazze'ye saldırılarından sonra İslam'ı tanımak için Kur'an okuyanlar arttı. Birçoğu genç yüzlerce binlerce kişi, İsrail'in Gazze'ye saldırılarının ardından İslam'ı tanımaya ve Kur'an-ı Kerim okumaya başladı. İslam’a girenlerin sayısı da her geçen gün artıyor.
ABD’de yaşanan 11 Eylül 2001 olayından sonra Müslümanlara yönelik nefret suçlarının ve yabancı düşmanlığının arttığı bir dönemden her din, ırk, dilden insanın Filistin için tek yürek olması her şerde bir hayır olduğunu bir kere daha gösterdi. Filistin halkıyla dayanışma gösterileri düzenleyen ve sosyal medya kampanyaları organize eden yüzlerce kişi, aynı zamanda "Filistinlileri daha iyi anlayabilmek" amacıyla İslam'ı tanıma etkinlikleri gerçekleştiriyor. Gazze'deki insani krize dikkat çekmek amacıyla sosyal medya hesaplarında Filistin hakkında konuşmaya başladı. Bazı Müslüman takipçilerin Filistinlileri anlamak için Kur'an-ı Kerim okumasını tavsiye etmesinin ardından, sosyal medyada İslam'ı tanımak amacıyla Kur'an Okuma Kulüpleri oluşturdu. Filistinlilerin inançlarının ne kadar sağlam ve her şeyleri ellerinden alınmış olmalarına karşın hala Allah'a şükretmeleri, isyan etmemeleri, topraklarını terk etmek yerine daha korkusuzca mücadele etmeleri şaşkınlığa ve hayranlığa sebep oldu. İsrail'in saldırılarına başladığı ekimden bu yana sosyal medyada, pek çok kişinin Kur'an-ı Kerim aldığı ve okuduğu görüntüleri paylaşılırken bir süre sonra da İslam'ı seçtiğini ifade eden çok sayıda kullanıcı görüldü.
    slam’ın evrensel mesajları, sosyal medya fenomenlerinden üniversitelerde öğretim görevlisi olarak görev yapanlara, ev hanımlarına, hala öğrenci olan gençlere kadar çok farklı kesimlere ulaşarak her zamankinden daha güçlü bir şekilde yayılmaya başladı. İnsanlığın en mahrem noktalarını öğrenerek bir insan olarak empati duygusu geliştirdiklerini ifade eden okuyucular, Batı'da İslamofobi nedeniyle İslam'a karşı ön yargıları zirve yaparken, şimdilerde Müslüman Filistinlilerin dayanıklılıklarına hayret ettiklerini ve bu sebeple Kur’anı Kerîm okuduklarını söylüyorlar. Kur’an-ı Kerim’i okumaya başlayan gençler, Batı’da uzun süredir kötülenen bir din için ‘empati geliştirmeye’ çalışırken, kendi değerleriyle örtüşen yargılar buluyorlar. Sosyal medya hesaplarını kullanarak Gazze’deki insani krize dair seslerini yükseltiyorlar; eylemler yürüyüşler mitingler düzenliyorlar. Popüler algı ile gerçek arasında bu kadar büyük bir kopukluk olmasına haret ediyorlar.
Kur’an-ı Kerim’i okudukça Kuran’ın içeriğinin kendi temel inanç sistemiyle ne kadar uyumlu olduğunu, Kur’an-ı Kerim’in aslında tüketim karşıtı ve anti-baskıcı olmasının yanı sıra kadınlara da değer verdiğini, doğa metaforlarıyla dolu ve insanı çevreci olmaya teşvik ettiğini, evrenin oluşumuyla ilgili bir teori olarak ‘bigbang’i ve diğer teorileri kapsayan Kuran ayetleri ile yaratılışla ilgili bilimsel açıklamalara da yer verildiğini, bir dinin bilimi bu kadar kucakladığını ve onu desteklemek için kutsal metinlerini kullandığını görüyorlar. Kuran’da erkekler ve kadınlar Allah’ın gözünde eşit olduğunu; herkesin, dünyayla ya da diğer insanlarla sömürücü bir ilişki kurmaması gereken, dünyanın hizmetkarları olmak gerektiğini öğrendiklerini belirtiyorlar. Kur’an okumanın getirdiği huzuru anlatamadıklarını  “Her zaman orada olan ve geri dönmemi bekleyen bir şeye geri dönmüşüm gibi kendimi hafif hissediyorum.” cümleleriyle aktarıyorlar. İslami kutsal metinler ve dini hoşgörü hakkında çok kişinin dünya görüşü ve inancı değişiyor. Bu ilgin tamamen eşi benzeri görülmemiş bir boyutta gelişiyor.
İslam güneşi Batıdan yükseliyor. Filistin bir Arap meselesi değil bir insanlık meselesidir. Filistin bizim meselemizdir. Okumak, idrak etmek, anlamak ve yaşamak duasıyla Allah’a emanet olun.