Merhaba değerli okurlarım, bu defa sizlerle tekrar tanışacağımız bir yazı olsun istedim. Çünkü hepimizin yansıtamadığı perdeler arkasında bıraktığı ve hatta zaman zaman duvarlar ördüğü bir tarafı daha olduğunu düşünüyorum.
Aman ağzımızın tadı bozulmasın Ali Rıza Bey!
Günümüz dünyasında mı desek yoksa günümüz toplumunda mı daha uygun olurdu? Bilemedim. Bence ne söylersek söyleyelim aynı kapıda buluşacağız. Bir çoğumuz aman ağzımızın tadı bozulmasın Ali Rıza Bey anlayışıylagitgeller yaşıyoruz. Bazen en yakınımıza bazende ortak alanlarımıza dahil olan insanlardan duygularımızı, o an yaşadığımız mutsuzluğu ve en önemlisi olan kendi düşüncelerimizi saklıyoruz. Peki bunu yaparken kabul görmeme içgüdüsüyle mi yoksa duygu ve düşüncelerimizi paylaştığımız nokta da anlaşılmayı beklerken o anları yeniden anımsamaktan mı korkuyoruz? Olamaz mı? Olabilir...
Paylaşamadıkça yalnızlaşıyor muyuz?
Günümüz dünyasında zor bulunan bir şey var oda güven duygusu. Maalesef durumlar böyle. İnsanların birçoğu artık anlatma ihtiyacını, bir kahve eşliğinde dost meclisinde gidermek yerine sosyal medya hesapları üzerinden göndermeli içeriklerlekarşılıyor. Hâlbukiiletişimin zarar görmesindeki en büyük yanlışlar da burada yapılıyor. Ve zamanla kendimizi yalnızlaştırıyoruz. Aslında söylemek istediklerimizi dolaylı yollardan değil de doğrudan söyleyebilsek, belki de çevremizde dertlerimize ortak olacak, mutluluğumuzu paylaşacak ne çok insan olduğunu görecek ve kendimizi yalnızlığa itmeyeceğiz. Aynı şekilde belki de bizi dinleyenlerin sıkıntılarına, sevinçlerine, üzüntülerine yani duygularına ortak olacağız…
Gelin şöyle bir şey deneyelim...
Bugün yakın çevrenizdeki dostlarınızla konuşun, anlatmaya meyilli olduğunuz bir hikayeniz ya da üzüntünüz varsa paylaşın. Neler hissedeceğinizi ve anlaşılıyor muyum? Sorularının cevabını yaşayarak görelim.
Denemekten ne çıkar! O vakit bugün hepimiz için güzel bir gün olmasını diliyorum.
Kendinizi yalnızlaştırmadığınız, dostluğun önemini yeniden anımsadığınız nice güzel günleriniz olsun...