İl Temsilcisi Abdullah Abdülkadir Karaduman, TEMA Vakfı olarak Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü'nde, biyolojik çeşitliliğin korunması için herkesi harekete geçmeye çağırarak sivil toplum, kamu ve özel sektör iş birliğinin önemine vurgu yaptıklarını belirtti.

Planın Parçası Olun!

Karaduman, "Her geçen gün, gezegenimizi yaşanabilir kılan doğal varlıklar tükeniyor. Yaşanan biyolojik çeşitlilik kaybı, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük krizlerden biri. Artık değişim zamanı, elimizi taşın altına koymak zorundayız" diyerek biyolojik çeşitliliğin korunması için atılması gereken adımlara dikkat çekti.

Planın Parçası Olun!1

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından her sene mayıs ayında kutlanan Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü’nün bu yılki teması "Planın Parçası Olun" olarak belirlendi.

TDV'den Yozgat'ta toplantı! TDV'den Yozgat'ta toplantı!

Planın Parçası Olun!3

Ekosistemlerin temel bileşeni olan biyolojik çeşitliliği korumanın; havayı, suyu ve gıdayı yani kısacası tüm yaşamı korumak olduğunu belirten Karaduman, her bir bireyin yapacağı küçük katkıların bir araya geldiğinde büyük sonuçlar doğuracağını ve hep birlikte harekete geçme zamanının geldiğini vurguladı. Karaduman, dünyada tüm yaşamın birbirine bağlı olduğunu söyleyerek "İnsan faaliyetleri sonucunda 1970’den günümüze kadar biyolojik çeşitlilikteki azalma yüzde 68 oranına ulaşmıştır. Ancak bu endişe verici tabloyu tersine çevirmek mümkün. Daha az tüketerek, israftan kaçınarak, tamir ederek, dönüştürerek, paylaşarak, atıkları azaltarak, doğayı kirleten kimyasal kullanımından kaçınarak, iklimi koruyarak, doğadaki ayak izimizi azaltarak, doğal alanların korunması konusunda birlik olarak ve en önemlisi toplumsal duyarlılığımızı artırarak bunu başarabiliriz. Yapacaklarımız sadece bugünü değil,  geleceğimizi de korumak demektir" dedi.

Planın Parçası Olun!4

“DÜNYA’DA 1 MİLYON TÜRÜN NESLİ TEHLİKE ALTINDA”

Biyolojik çeşitlilik kaybının ana nedenlerinin iklim değişikliği, çevre kirliliği, istilacı türler, orman ve çayır-mera arazilerinin zarar görmesi ile bu arazilerden aşırı yararlanma olduğunu belirten Karaduman, "Bugün, buzul alanlar hariç karaların yüzde 75'i insan faaliyetlerinin etkisi altında. Yapılan araştırmalara göre, karalarda biyolojik çeşitlilik kaybının yüzde 70’i ise tarım faaliyetlerinden kaynaklanıyor ve tarım faaliyetlerinin, nesli tehlike altında olan 24 bin türün tükenmesinden sorumlu olduğu ifade ediliyor. Buna karşılık, üretilen gıdanın yüzde 33’ü ise ne yazık ki israf oluyor. Denizlerde ve okyanuslarda da yaşamın neredeyse tamamının yok olduğu 245 bin kilometrekarelik alan bulunuyor. Bunun yanında denizlerin yüzde 66’sı kirlilik ve balıkçılıktan etkilenmiş durumda. Ülkemizde son yıllarda deniz salyası (müsilaj) kirliliği yaşanan Marmara Denizi bu durumun örneklerinden birini oluşturuyor" diye konuştu.

Dünyadaki 1 milyon türün neslinin tehlike altında olduğunu vurgulayan Karaduman, "İnsanlığın refahı, ekosistemlerin sunduğu hizmetlere bağlıdır. Bugün, küresel ekonominin yüzde 50’si doğal varlıklardan elde ediliyor. Bu nedenle tüm canlıların yaşamı için tehdit oluşturan bu sorunun çözümü adına acil olarak harekete geçilmesi gerekiyor. Aksi halde Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndaki ilgili başlıklarda yer alan 44 hedefin 35’inin gerçekleşmesi mümkün olmayacak" şeklinde konuştu.

Planın Parçası Olun!6

"BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİ KORUMAK EVRENSEL BİR SORUMLULUKTUR"

Türkiye’nin kıtalar arasında bir köprü olmasının yanı sıra üç tarafının denizlerle çevrili olması, topoğrafyası ve iklim çeşitliliği ile önemli bölgelerden biri olduğunu belirten Karaduman, “Türkiye dünyada üç farklı bitki coğrafyasına sahip ender ülkelerden biri. Ülkemizdeki bitki türlerinin yüzde 32’si, yani yaklaşık 3 bin 700 tür dünyada sadece Türkiye’de yetişiyor. Bunun yanında dünya genelinde karasal ekosistemlerde korunan alan oranı yüzde 17 iken bu oran Türkiye'de yüzde 14. Dünyada 2030 yılına kadar bu oranın yüzde 30’a çıkarılması hedefleniyor. Sahip olduğumuz zenginliği korumak için korunan alanların artırılması gerekiyor. Örneğin, biyolojik çeşitliliğin yüksek olduğu birçok önemli doğa alanı henüz koruma altına alınmadı" dedi.

Doğanın ve sahip olunan biyolojik çeşitliliğin korunmasının evrensel bir sorumluluk olduğunun altını çizen Karaduman, "Biyolojik çeşitlilik kaybı, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük krizlerden biri. Artık değişim zamanı, elimizi taşın altına koymak zorundayız. Bu senenin teması olan ‘Planın Parçası Olun’ çağrısı da tüm insanların biyolojik çeşitliliği korumak için adım atması gerektiğini vurguluyor. Sivil toplum, kamu ve özel sektör iş birliğiyle beraber herkesin biyolojik çeşitliliği koruma konusundaki kararlılığını gösterecek adımlar atması lazım. Nitekim 2022 yılında gerçekleşen Kunning-Montreal Küresel Biyolojik Çeşitlilik Çerçevesi’nde de bunun altı çizilmişti" ifadelerinde bulundu.

Yozgat Canva Yeni (4)

Biyolojik çeşitlilik zenginliğinin, gelecek nesillerin yaşam kalitesini ve gezegenin sürdürülebilirliğini sağlamak için hayati öneme sahip olduğunu ifade eden Karaduman, "Unutmamalıyız ki, Kurucu Onursal Başkanımız Yaprak Dedemiz merhum A. Nihat Gökyiğit’in her zaman belirttiği gibi, ‘Evrenin o akıl almaz düzenini dengede tutan biyolojik zenginliktir.’ Biz de TEMA Vakfı olarak A. Nihat Gökyiğit Biyolojik Çeşitlilik Projesi ile ülkemizdeki biyolojik çeşitliliğinin korunmasının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz ve herkesi biyolojik çeşitliliği korumak için sorumluluk almaya çağırıyoruz" şeklinde konuştu.

Kaynak: Haber Merkezi