Ülkemiz konumu gereği “ Yangın yerinin tam ortasında” yer alıyor. Zalim ve baskıcı idarecilerin tutumlarını protesto eden ,“Arap Baharı “ denilen hadiseler Müslüman Arap ülkelerinde yayılarak kardeş kanı döküldü.  Bu ülkelerin yöneticileriyle  sorunları vardı doğrudur. Ama asıl sorun bu değil, asıl sorun emperyalist güçlerin hâkimiyet kavgasıydı.
Müslüman ülkeleri sömürmek isteyen hakim güçler önce bu ülkelere güdümlü devlet adamlarını atıyorlar sonra da onların ipini çekmek için kardeş kavgalarını körüklüyorlar. Bu gelişmeleri iyi okumamamız gerekiyor. 
Türkiye ateş çemberinin tam ortasında, istesek de istemesek  de olaylar bizi yakından ilgilendiriyor. Cehennem Ateşinden kaçan Türkiye’ye sığınıyor. İnsani ilişkiler gereği bunlara kucak açıyoruz. Türk olanlar da var,  Müslüman kardeşlerimiz de.. . Hangi birini dışarı atıp düşmana yem edeceksiniz. Kaçmak çare mi?  Bu da ayrı bir konu ama, Cehennem Ateşinden  çoluğunu çocuğunu ve namusunu kurtarmak için  kaçmak onlar için geçici bir çözüm gözüküyor… 
Mevla insanı bu denli çaresiz duruma düşürmesin! Birileri ateşle oynuyor, birileri bilerek yangına körük tutuyor. Birileri de gaflet ve dehşetle siyaset adına benzersiz açıklamalarda bulunuyor.  Evet, bu oyun Türkiye ve Türk dünyası üzerinde oynanmak isteniyor. Ermeni- Rum- Yahudi ve bunların tüm destekçileri. Türkiye’nin bölünmesi, parçalanması hususunda ortak hareket ediyorlar. 
Yayınladıkları bölücü haritalarla niyetlerini ispat etmiyorlar mı?. Bundan şüpheniz olmasın. Bosna- Hersek, Doğu Türkistan, Irak, Suriye, Filistin, Çeçenistan, Kırım, Azerbaycan, Kırgızistan, Gürcistan, Pakistan, Hindistan Türk ve Müslüman dünyası zaman zaman  ateş çemberinin içine alınıp toplu katliamlar yapılıyor, baskı ve zulümlere maruz kalıyorlar. 
Ama Türkiye başka, Türkiye bunların ağabeyi, Türkiye tüm Müslümanların hamisi.. Bunu tüm dünya biliyor. Onun için hainlerin asıl hedefi Türkiye … PKK  ne yapmak istiyor?  PKK Doğu ve Güneydoğu bölgemizde hâkimiyet kurmak istiyor. Yeni bir İsrail’in  doğmasını arzuluyor. Orta doğuda çıban başı ikiye çıkacak. Onların hedefi de Türkiye’yi bölmek ve parçalamaktır. Kürt halkı onlar için amaç değil araçtır. Düşman güçler bölgede kimi kullanabilirim diye düşündüğünde akıllarına Kürtler gelmiştir. Onun için Kürt kardeşlerimiz bu oyuna gelmemeli, tepki koymalıdırlar. Hatta bizimle birlikte alenen PKK ya karşı savaş açmalıdırlar. 
Marksist, Leninist ve sol merkezli bir Kürt devleti  Kürt kardeşlerimiz için bir felaketin başlangıcı olacaktır. PKK yı tüm Türk ve Müslüman karşıtı güçler destekliyor. Başta Ermeniler ve Rumlar olmak üzere ezeli düşmanlarımız yemliyor ve silah desteğinde bulunuyorlar. Hatta bunların bir kısmı onların safında savaşa katılarak bölgede savaşıyorlar. Desteğini  Türk düşmanlığından alan, fuhuş ve uyuşturucuyla beslenen PKK, vur -kaç taktiği ile Türk  milletine göz dağı vermeye çalışıyor, bizi bitiremeyeceksiniz cinsinden…
Masum Kürt kardeşlerimiz bu hainlerden desteğini tamamen çekmelidir. Devlet PKK ile savaşı  çok yönlü yürütmek zorundadır. Bu konu da iktidar ve muhalefet birlikte hareke etmek zorundadır. Kürt kardeşlerimiz korunurken bölücülerin destek ve yardakçıları tespit edilmeli  tüm gelir kaynakları kurutulmalıdır. Başta bölgedeki karakolların güçlendirilmesi olmak üzere tecrübeli ve elit bir kadroyla bu mücadele devam ettirilmelidir. Devletimizin PKK ile mücadelesini başarılı buluyor sonuna kadar da destekliyoruz. Vatana ihanetin bedeli :“ Ölüm” olmalıdır. Müsamaha, acıma duygusu, tolerans bu hainleri cüretlendirmiştir.. Sonuç da Orta doğunu hakimiyeti ve Müslüman dünyasının  karıştırılmasıdır. Olayları iyi okurken tedbirlerimizi de acımasız olarak almak zorundayız. Yoksa biz acınacak hale gelebiliriz: Allah korusun!..