Basın mensupları ile bir araya gelen Başkan Kayhan, deprem sonrası depremzedelerin yaşadıkları anları ve gördüklerini anlattı.
Kayhan yaptığı açıklamada; “ Depremin haberini alır almaz parti üyelerimizle görüştükten sonra kendimizin emri altında olan iş makinemizi hemen sevk ettirmek için daha üstünden birkaç saat geçmeden biz faaliyetlere başladık. Deprem bölgesine gitmek için hazırlanırken bize dediler ki Valilik aracılığıyla valiliğin izin vermesi lazım valilikten maalesef ancak bir iki gün sonra çıkartabildik bunu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Onlar da tabii kendileri telaşlıdır Vali Bey'e ulaşamadık vali yardımcısına ulaşamadık yani biz diyoruz ki bu kepçe bizim sizden hiçbir yardım istemiyoruz sadece bir yazı imzalayın da oradaki insanlar feryat ediyor biz gidelim dedik ama bir gün sonra izin çıktı. Gaziantep'te Yeniden Refah Partisi'nin organize ettiği bir ekiple yıkım faaliyetlerine veya kurtarma faaliyetlerine kepçemiz şu anda çalışıyor. Birkaç tane arkadaşımız da biraz ihtiyaç malzemesiyle bir minibüsle yola çıktık. Kahramanmaraş Elbistan'a hiçbir yardım gitmemiş. Yola çıktığımızda o gün çok büyük bir tipi vardı Kayseri topraklarında hiçbir kendi ana arterlerini dahi ulamamışlar yol çalışmaları yapmamışlar oralardan zorlukla ulaştık. Göksun ilçesinde arabalar sağa sola yatmış orada kaza yapmış onlarca belki 100'e yakın araçları gördük. Elbistan ilçemize ilk gidenlerden birisi de biz olduk. Orada ne jandarma var ne polis var ne Afat ekibi vardı. İlk depremin üzerinden 12 saat belki de 13 saat geçmiş bizler gittiğimiz halde orada hiçbir yardımın gitmediğini gördük bizim arabamızda ne kadar eşya varsa yiyecek içecek battaniye varsa insanlara yardımda bulunduk. İnsanlar korkmuşlar evlerine giremiyorlar kendi imkânlarıyla sokaklara ateş yakmışlar ateşin başında ısınıyorlardı. İnsanlara ulaştırmaya çalıştık ama bizim de imkânımız kısıtlıydı neyse ki onlara malzemelerimizi ulaştırdık orada bir can pazarı yaşanıyordu kiminin hanımı kalmış, kiminin çocuğu kalmış, evler yıkılmış bir enkazın başına gittik buradan bağırdık burada yaşam var mı? Yaşam varsa bize ses verin ses verenlerin başına gittik. Elimizde de bizim iş makinesi veya kırıcı delici alet olmadığı için aslında ilk başta biz de yardımcı olamadık. Bizden sonra hemen Samsun Büyükşehir Belediyesinin Afat ekibi geldi itfaiye ekibi geldi onlar teşkilatlı gelmişler ambulanslarıyla doktorlarıyla kırıcı delicileriyle orada hep beraber bizim de içimizde bulunduğu yardım ettiğimiz 5 tane can kurtarabildik. Orada hava şartları iklim şartları da çok ağırdı eksi 10 derece -15 derece insanlar zor durumdaydı. Bizler giyinik olduğumuz halde şey yaptığımız halde bir iki saat dışarıda duruyorduk İnsanlar 10 eksi 10 derece yani 15 derecenin altında bir yıkımın altında belki yaralılar bekliyordu. 30 36 saat sonra yeni yeni yardımlar yeni yeni insanlar gelmeye başladı. Deprem zamanla yarışan bir unsur ne kadar bu felaketlerde ne kadar daha erken hareket edebilirse özellikle devletin Afat Kurumu, Jandarma, Polis ve diğer sivil kurumları daha faydalı olabileceğine biz inanıyoruz. İnsanlar orada zamanla yarışıyor sizlerin aracılığıyla şunu söylemek istiyorum oradaki insanların kuru gıdaya, makarna yapabilecek durumları yok yani veya onları gördük onları en azından kendi şehirlerimizle ağırlayabiliriz onlara misafirperverlik yapabiliriz orada can pazarı yaşanıyor. Sizler de televizyonlardan görüyorsunuz Allah'ın koruduğunda koruyabilir 36 saat sonra da olsa 70 saat sonra da canlı da çıkabilir bunların en ciddi şekilde en mühim şekilde itinalı bir şekilde yapılıyor yapılacak da inşallah bunlardan eminiz sizlerin aracılığıyla tüm Yozgatlı hemşirelerimizi selamlıyorum.” diye konuştu. »Sema Nur Koçaker

Genç yazar Yozgat'a geldi: Türkiye'de 8'incisi olan noktada etkinliğe katıldı! Genç yazar Yozgat'a geldi: Türkiye'de 8'incisi olan noktada etkinliğe katıldı!
Editör: TE Bilişim