Yozgat’ı telaş sardı: Vatandaşlar çare arıyor! Yozgat’ı telaş sardı: Vatandaşlar çare arıyor!

Cumhuriyetin onlara kazandırmış olduğu haklar ve kadının gücünden bahseden Öğretim Görevlisi Nefise Yüksel, “Cumhuriyetimiz kutlu olsun. Bugün cumhuriyetimizin 99 yılını münasebeti ile bir araya geldik. Geçen hafta biz cumhuriyet ve Atatürk konulu konferansı gerçekleştirdik. Bugün cumhuriyet ve kadın hakları ile ilgili konferans gerçekleştiriyoruz. Doçent Doktor Hatice Mumyakmaz bizleri bilgilendirecek. Ben Hatice hocamın konferansından önce sizlere cumhuriyetin kadına sağladığı yararlılıktan bahsetmeyeceğim, çünkü üstadı burada. Sadece şunu diyeceğim; Bugün biz cumhuriyet kadınları burada bu yemeği yiyorsak Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk bize sağladığı ayrıcalık sayesinde. Büyük önder Atatürk, silah arkadaşları sayesinde yiyoruz. Bizi bugün güneydoğuda savunan askerlerimiz ve şehitlerimiz minnetle anıyoruz. Sizden vatan için can veren şehitlerimiz için Fatiha okumanızı istiyorum. Ruhları şad olsun. Sevgili hanımlar biz Yozgat Türk ocağı olarak her düşünceden, her görüşten demokrasiye saygılı ve vatanın bölünmez bütünlüğünü, devletin bekasını koruyan kollayan nesiller yetiştirmeliyiz. Türk tarihinde ki değerlerimizi gelecek nesillere aktarmak ve batıya özenme değil de, kendi Türk İslam ülkümüzü benimseterek ruhumuza, gençlerimize aktarıp biz hep birlikte Türk Milletiyiz demeliyiz.” dedi.
Yozgat Türk Şube Yönetim Başkanı Yüksel’den sonra sözü alan Doçent Doktor Hatice Güzel Mumyakmaz, “Cumhuriyetimiz 99’uncu yılını kutlarken aziz Atatürk, aziz şehitler ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anarım.” dedi. Daha sonra Atatürk’ ün ve silah arkadaşlarının milletine verdiğini Cumhuriyet hakkında bahseden Mumyakmaz, “Atatürk’ün en büyük eseri cumhuriyettir. Cumhuriyet, yıkılmış bitmiş bir devletti. Askerinin aydınını, kadının, gencin, yaşlısının çabası sonucu yeni bir devlet tesis edilmesi ve bu devletin idaresinin de yine millet dediğimiz topluluğa emanet etmesidir. Bu söz daha milli mücadelenin ilk günlerinde ‘Milletin istiklalini milletin azim ve kararı kurtaracaktır.’ şeklinde tezahür etmiştir. Atatürk cumhuriyetle birlikte yeni Türk Milletinin’de inşa etmek, modern zamana göre yeniden biçimlendirmek istemiştir. Bu sebepten kadınla erkeği birbirinden ayırt etmemiştir.” ifadesinde bulundu.  
Türk Cumhuriyetinin kadına kazandırmış olduğu haklardan bahseden Mumyakmaz, “Kadının siyasi ehliyetsizliğine mantıklı hiçbir sebep yoktur. Bu husustaki tereddüt ve menfi zihniyet mazinin toplumsal bir niteliğinin can çekişen bir hatırasıdır. Siyasi, sosyal hakların kadın tarafından kullanılmasının beşeriyettin saadetin ve saygınlığı açısından gereklidir.” dedi. 
En başta kadınların haklarına çabasını Afet İnan’ı örnek gösteren Mumyakmaz, “Atatürk, Afet İnan'ı bir kültür kadını, olarak yetiştirir. O ise aile bağları terbiyesi ve soy vasıflarının hasılası olarak tercihlerini yapar. İsviçre’ de Cenevre şehrinde okurken pazar günleri pansiyonda bir Çinli arkadaşı ile yalnız kalmıştı. Arkadaşları kilise ye gitmiştir. Odasına kapanır, sandığındaki bayrağı çıkarıp başını örter, secdeye durur ve şehitlere, milletine, Atatürk’e, ölmüşlerine dua eder. Afet inan, bir kültür kadını olarak, kültür kuruluşlarında, üniversitelerde, ilim kürsülerinde Konferanslarda yer alacaktır. İlk konuştuğu yer ise Ankara Türk Ocağıdır. Bu toplantıya aydınlar, profesörler, yabancı diplomatlar davetliydi. Afet inan, tebliğini hazırlanmıştı. Henüz 22 yaşında ki kızın kıyafetti Atatürk tarafından çizilmiştir. Öyle ki Afet inan etkili bir kadın akademisyen olacaktır. Kadınların seçilme hakkı meselesi ilk defa onun tarafından dile getirilmiştir. Okullarda vatandaşlık ve tercih dersleri verir. Tarih alanında Atatürk’ ün öğrencisidir.” açıklanmasını yaptı. 
Atatürk’ ün kadınların hakları ve sorumlulukları hakkında sözlerini okuyan Doçent Doktor Mumyakmaz, “Atatürk, kadınların en hayırlı, en faziletli vazifesini annelik olarak ifade etmiştir. Zaman ve şartlar, evlat yetiştirmeyi zorlaştırmıştır. Bugünün şartlarında donanımı evlat yetiştirmek için kadınların da yüksek özelliklere olması gerektiğine işaret eder. Kadınların, erkeklerden daha aydın, daha faziletli, daha bilgili olmak durumundadırlar. Kadın ve erkek, bilgiyi aramak ve donanıma mecburiyetindeler. Öyle ki Türk kadını, dünyanın en aydın en faziletli en ağır kadını olmalıdır. Türk kadını Türk’ ün zihniyetiyle, kol gücüyle azmiyle koruma ve müdafaaya yetecek nesiller yetiştirmeliydi. Kadın yükselirse toplum yükselirdi. Bir milletin ilerlemesi medenileşmesi kadına gösterdiği ilgiye bağlıdır. Toplum için gerekli olan ilim ve fen erkek için olduğu kadar kadın içinde geçerliydi. Bir toplumun bir kısmı toprağa zincirle bağlıyken, diğer kısmı göklere yükselebilir miydi? İkisi birlikte çalışır ve ilerlerse inkılap başarılı olabilirdir.” sözleri ile konferansta ki konuşmasını sonlardı. »Haber Merkezi

Editör: TE Bilişim