Merhaba, zaman gelip geçiyorken insanın ihtiyaç duyduğu en önemli şey değerlerdir. Değer vermeyi her alanda kullanabiliriz. Fakat insanın insana verdiği ve daha doğrusu kattığı değeri bir kahve fincanından bekleyemeyiz. Gelin bu konu hakkında biraz konuşalım…

Günümüzde değer verme anlayışı

Geçmiş yıllarıma baktığımda güzel başlayan ve güzel devam eden arkadaşlıklarımdan ziyade zaman aşımına uğramış ve bir şekilde araya giren zamanı durduramadığımız için birbirimizden uzaklaştığımız dostlarımı düşünürüm. O anları her düşündüğümde hala o zamanlardaki dostluğu ve değeri içimde yaşatabildiğimi hissediyorum. Bu nedenle rahatlıkla zamanın değer vermeyi bizlerden alıp götürebilecek bir şey olmadığını söyleyebilirim. Günümüze dönecek olursak etrafıma ve çevremdeki diğer insanların özellikle de 15-20 yaş arasında olan gençlerin arkadaşlık ilişkilerinde derin kayıplar görüyorum. Aralarında yaşanan her iyi ya da kötü durumlar için kendi duygularını bir kenara bırakmış sadece karşısındaki kişi ya da kişilerin davranış ve duygu durumuna göre hareket eden gençler var. Bu durumda günümüzdeki değer anlayışı karşılıklı beklenti üzerine kurulu diyebilir miyiz? Diyelim gitsin. Elbette yıllar değişirken, insanların da değişim ve dönüşüm yaşadığı bir gerçek. Hatta son günlerde gündemi süsleyen yeni teknoloji kuşağı çatışmaları da bunu bizlere kanıtlıyor. Sosyal medya da bu çatışmaların en çok görünür alanların başında geliyor. Sosyal medya öyle bir kitleyi bizlere gösterdi ki görüntüde herkesin binlerce dostu var. Herkes çok haklı ve kimse mutsuz değil hatta biraz daha abartacak olursak çoğu kişi muhteşem hayatlar yaşıyor. Aslında bu konuya yazılarımda birçok kez yer verdiğim oldu. Fakat gün geçtikçe bir şeylerin düzelmesi yerine yaşanılan düzen kalıplaşmaya devam ediyor. Geçtiğimiz gün bir sosyal medya fenomeninin videosuna denk geldim. Kişi kendini çekerek “Aslında dünde bu kombini yaptım fakat hiç fotoğrafım yok ve sizlerle paylaşamadım. O yüzden dün hiç yaşanmadı. Artık bugünün kombini’’ diyerek videoyu sonlandırıyor. Tam bu kısımda dikkatinizi çekmek istediğim bir yer var. Kendimiz için giyindiğimiz ve sadece kendimizi iyi hissettiğimiz için yaptığımız bazı şeyleri ne zaman bir topluluğa karşı beğenilme arzusuyla gerçekleştirmeye başladık? Aslında belki de sizlerin izlerken dikkatini bile çekmediği kaybedilmiş değer duygusunu izlemiş olabilir miyiz? Sanırım bu sorunun cevabını hepimiz biliyoruz. Şöyle de bir gerçek var ki, her ne kadar eski dönemin değer duygusuna özlem duyuyor olsak dahi yeni toplumu bizler yetiştiriyoruz. Ancak sanırım toplumun yeni bireylerini bizler yetiştirsek de yaşadığımız en belirgin teknoloji çağında, hayatımızı yönlendiren ve şekillendiren başka unsurlar ortaya çıkıyor.

Dilerim ki, önce içimizdeki değeri keşfettiğimiz nice yarınlar yaşayalım, ne de olsa sonrasını sosyal medya hallediyor…