Oktay, kabulde yaptığı konuşmada, Türkiye ve ABD ilişkilerinin önemine değindi ve iki ülke arasındaki yapısal ilişkinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Oktay, komisyon salonunda gerçekleşen kabulde yaptığı konuşmada, bu ay başında Washington'u ziyaret ettiğini dile getirerek, ziyaretinin temel sebebinin TBMM ve ABD Kongresi arasında yapısal ilişkiyi sağlamak olduğunu dile getirdi.
İkili ilişkileri ilgilendiren pek çok konu bulunduğunu ancak iki tarafın da bilgiyi üçüncü kaynaklardan edindiğini dile getiren Oktay, "Ziyaretimiz, iki meclis arasında bir çeşit yapısal ilişki amaçlıyordu. Bu sayede ne zaman ihtiyaç duyulursa iki taraf da birbiriyle direkt iletişime geçebilsin, bilgiyi ilk adımda alabilsin. Umarım ki siz, yapısal altyapıyı sağlayabilecek kişiler olacaksınız" diye konuştu.
İki stratejik partner ve NATO müttefiki olarak, hükümetler ve parlamentolar arasında sık sık tekrarlanan yüksek düzeyli temaslardan memnun olduklarını vurgulayan Oktay, parlamentolar arasında karşılıklı ziyaretlerin bir anlayış ve güveni inşa edeceğine ve işbirliği önündeki engelleri kaldırmaya yardımcı olacağına inandığını kaydetti.
Oktay, güven inşa edilmezse bilgi paylaşımının da olmayacağını belirterek, iki meclis komitesi arasında güvenin inşa edilmesi gerektiğini söyledi.
Dünya genelinde belirsizliklerin arttığı, savaşların, krizlerin, çatışmaların barış ve istikrarı tehdit ettiği bir dönemden geçildiğini anlatan Oktay, en doğudaki Avrupa ve en batıdaki Asya ülkesi Türkiye'nin, yaşanan gelişmelerden direkt etkilendiğini dile getirdi.
İsrail'in, uluslararası toplumun çağrılarını ve Uluslararası Adalet Divanının (UAD) kararlarını hiçe sayarak Gazze'de katliamlarını sürdürdüğünü ifade eden Oktay, şöyle konuştu: "Vaziyet, ciddi bir şekilde tırmanma ve diğer ülke ile bölgelere yayılma riski taşıyor.
Suriye krizi, ufukta bir son gözükmeden devam ediyor. Irak'ın istikrarı, siyasi sistem üzerindeki İran etkisi ve silahlı milisler nedeniyle kırılgan halde. Kafkaslarda, Azerbaycan ile Ermenistan arasında henüz barış anlaşması imzalanmadı. Ukrayna'daki savaş üçüncü yılında ve nasıl şekilleneceği hala kesin değil. Özellikle Uluslararası Adalet Divanının Srebrentisa kararından sonra, Kosova ve Bosna Hersek'teki milliyetçi gerilimler nedeniyle Balkanlar'daki durum gergin bir hal aldı. Böylesine bölgesel ve küresel değişken koşullar, Türkiye'yi, etrafımızı 360 derece kapsayacak şekilde tasarlanmış kapsamlı bir dış politika uygulamaya zorluyor."
Oktay, Türk dış politikasının etki alanını Afrika, Latin Amerika ve Karayipler'in yanı sıra Doğu ve Güneydoğu Asya gibi yeni coğrafyalara genişlettiklerini ifade ederek, AB üyeliğinin ise stratejik öncelik olmaya devam ettiğini bildirdi.
Türkiye ve ABD arasında iyi ve açık işbirliğinin, bölgesel ve küresel güvenliğin temin edilmesinde belirleyici faktör olabileceğini vurgulayan Oktay, "Son zamanlarda Türkiye ve ABD arasındaki yüksek düzeyli buluşmaların sayısı arttı. Şu anda ikili ilişkilerimizde daha güçlü bakış açısına sahibiz. Yine de, tekrar gözden geçirilmesi gereken çeşitli anlaşmazlıklarımız var. İlişkilerimiz, ABD'nin PKK/YPG/PYD, FETÖ ve tek taraflı yaptırımlar konusundaki duruşundan olumsuz etkilenmeye devam ediyor" dedi.
Oktay, Türkiye'nin, S-400 savunma sistemi alımı mazeretiyle CAATSA yaptırımları uygulanmasından ötürü derin hayal kırıklığı yaşandığını, meseleleri yapıcı, gerçekçi ve ileriye bakan diyalogla çözmeye kararlı olduklarını aktardı.
İki ülke ticaret hacminin örtülü silah ambargosu aşıldığı takdirde 100 milyar dolar hedefine ulaşılabileceğini dile getiren Oktay, Türkiye'den çelik ve alüminyum ithalatında ek vergilerin kaldırılmasının ikili ticaret hacminin yükseltilmesi için önemli olduğunu söyledi.
Oktay, Türkiye ve ABD ilişkilerine değindiği konuşmasında, heyet üyelerinin aldıkları eğitim ve TBMM'deki varlıklarının, yapısal ilişkilerin inşa edilmesine yardımcı olacağını umduğunu belirtti.
Atlantik Konseyi Türkiye Temsilcisi Defne Arslan ise konuşmasında heyet hakkında bilgi verdi.
