Kumaşları santim santim ölçüp biçerek kıyafetlere dönüştüren 82 yaşındaki Özayan, Yozgatlı siyasetçi ve bürokratların tercihi haline gelmesiyle tanınıyor.

Bir Yozgat Beyfendisi (4)

Yozgatlı siyasetçiler ve bürokratların elbiselerini dikmesiyle tanınan Özayan, "TBMM'de dahi müşterilerim vardı. Onlara elbise dikmek bana onur veriyordu. Beni aramaları, Yozgat'a geldikçe beni ziyaret etmeleri mutlu ediyordu. O elbiseleri yapıp beğendirdikten sonra insan onur duyuyor" dedi.

Bir Yozgat Beyfendisi (7)

“MÜŞTERİLER EN ÜST BÜROKRATLARDI”

Yozgat’ın değerli ustalarından birinin yanında çalıştığının altını çizen Yaşar Özayan, “Şuan bir ustayım ama çıraklığım 1953 yılında itibaren başladı. 1961 yılının sonuna kadar çalıştım sonra askere gittim. Bir ustanın yanında çalıştım. Ustam çok kaliteli bir insandı. Yozgat’ın değerli ustalarından birisiydi. Osman Şenyiğit, Allah rahmet eylesin mekânı cennet olsun inşallah. Ustamın müşterileri en üst bürokratlardı, onların konuşmaları beni çok etkilerdi hem çalışırdım hem onları dinlerdim. O dönemlerde kendimde çok yenilikler yaptım. İlkokul mezunuyum ama her gelen müşterimiz benim tahsilli olduğumu düşünürdü ve çok beğenirlerdi” şeklinde konuştu.

Bir Yozgat Beyfendisi (3)

“YAPTIĞIM İŞÇİLİK BEĞENİLDİKÇE İŞE SEVGİM ARTTI”

Askerden geldikten sonra direk iş yeri açmayıp kıyafet alanındaki yenilikleri analiz ettiğini söyleyen Özayan, bir ustanın yanında çalışmaya başladığını bildirdi. 10 ay ustanın yanında çalıştıktan sonra kendi iş yerini açan Özayan, “Askerden geldim arkadaşlarım hep işyeri açtılar ve ben dükkân açmadım bir gün gezdim baktım gençlerde olsun beyefendilerde olsun büyük bir yenilikler var. İspanyol paçalar, düşük kemerler, üst düğmeler, yanlardan yırtmaçlar bu modayı ben çok benimsedim ustamın dükkânında çalışmaya karar verdim. Askerden sonra ustamın yanında çalışmaya başladıkça bütün müşterilerim beni çok benimsediler ve sevdiler. 10 ay çalıştıktan sonra kendi dükkânımı açtım o dönemler beni destekleyen çok insanlar oldu. İşyerimi açıktan sonra 1-2 ay geçtikten sonra kendime geldim müşterilerim artmaya başladı. Gelen müşterilerim yaptığım işçiliği beğendikçe benim işe olan sevgim daha da arttı” ifadelerini kullandı.

Bir Yozgat Beyfendisi (5)

Bu yöntemle kira ödeyenler yandı! Bu yöntemle kira ödeyenler yandı!

“MİNİ BİR FABRİKAYDI”

Yaptığı işlerin takdir topladığını vurgulayan Özayan, “Yaptığım işler hep beni destekledi. İnsanların yoğunluğu gittikçe arttı. Toplumun içerisinde güzel talepler oldu. İnsanların bana güzel yakınlaşmasından dolayı işime bağlılığım oluştu. Yıllarca yorulmadan sıkılmadan çalıştım. Yanımda 7-8 tane kalfam bulunuyordu. Mini bir fabrikaydı o yıllar. Yanımda bulunan kalfalara bildiğim hangi konu varsa öğretmek istedim çünkü ilerde benim temsilcilerim olacaklardı. Onları çok sevdim ve severek terzilik sanatını öğrettim. Gençliğimde bu meslekte çok disiplinliydim hiç kırıcı bir harekette bulunmazdım ama o çocuklar benden çok disiplinli olduğum için çekinirlerdi. Toplumun içerisinde beni çok benimsediler, sanatkâr arkadaşlarım olsun, diğer insanlar olsun” dedi.

Bir Yozgat Beyfendisi (1)

“YILLAR GEÇTİ ARADAN YAŞIM 82”

Terzilik mesleğinin yalnız yapılacak bir meslek olmadığını fakat çırak bulamadığını aktaran Özayan, “Bugüne kadar bu mesleği yaparak geldim. Yıllar geçti aradan yaşım 82. 12 yaşında çıraklığa başladım. Gerçekten sanatımı severek yaptım ve hala da severek yapmak istiyorum ama yalnızım. Terzilik mesleği yalnız yapılacak bir meslek değil. Yardımcı olması şart. Bu mesleği öğrenmek isteyenler oluyor fakat maddi imkanlar yetmediğinden dolayı talep olmuyor. Yanında çalışmak isteyen insanlara asgari ücret ödeyeceksin. Eskiden bizlere çırak getirirken eti senin kemiği bizim, bu sanatı öğret derlerdi şimdi bu anlamlı sözü duyamıyoruz. Şimdi insanların dilinde para para para. Meslek için gelenler ilk şu soruyu soruyorlar ne kadar maaş vereceksin yeme içme ne olacak diyorlar. Bu durum bizlere çok sıkıntı yaşatıyor ve bu mesleği yalnız yapmaya devam ediyoruz. Mesleğimiz döneminde çok anımız, güzel günlerimiz, acı günlerimiz geçti. Sanatımı çok seviyorum bütün meslektaş arkadaşlarıma şu tavsiyelerde bulunmak isterim sanatı severek yapmak lazım para içini değil. Sanatınızı severek yaparsanız o zaman para da kazanırsınız. Bu meslekte biraz da kabiliyet olması lazım” diye konuştu.

Muhabir: Hakan Demirbaş