KIŞ kapıya dayandı. Sobalar kuruldu, kombiler harıl harı doğalgaz ve elektrik tüketiyor.
Ülkemiz nüfusunun yarısından fazlasının geliri açlık sınırının altında. 
İşsizlik ve yoksulluğun had safhada olduğu Yozgat gibi iller bu kışı çok zor geçirecek.
Yozgat nüfusunun giderek yaşlanması, ihtiyar ebeveynleri de zorunlu göçe tabi tutuyor. Evlatları gurbette olan anne-babalar, gönülsüzde olsa bir bir sılayı terk ediyor.
İmkânı olmayanlar ise “bir bahar daha görebilir miyim?” düşüncesiyle hayata tutunma gayretinde.
Görülen o ki bu kış herkes için zor geçecek.
Yaşlı bedenlerini ısıtabilmek için oda ısısını artırmak zorunda kalacaklar. Karşılığında gelecek faturayı düşünmek bile yoksullar için ağır külfet. 
Tabi bir de ödeme imkanı olmayanlar var.
Asıl kara kara düşünenler de dar gelirli aileler.
Yakmasa, hasta olup yatağa düşme endişesi, yaksa, “faturayı ödeyemezsem tümden keserler” korkusu, ne büyük çaresizlik.
İki yıldan beri süren salgın hastalık döneminde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hepimiz devletimiz, milletimiz için yeterinden fazla fedakarlık yaptığımız kanaatindeyim.
Sokağa çıkma yasağı, denildi! Uyduk.
Biz Bize Yeteriz! Denildi, bu güne kadar yettik.
Artık kendi kendimize yetemez hale geldik!
Bizler mademki Elektrik dağıtım ve Doğalgaz şirketleri için birer müşterisiyiz, yıllardan beri tüm faturaları kuruşu kuruşuna ödüyoruz, şimdi fedakarlık sırası sizlerde!
Hiç değilse bir kış olsun Türk milleti için gelirlerinizden fedakarlık edin.
İşsiz ve yoksulları düşünün. Bunca yıldır bu milletin sırtından milyarlar kazandınız.
Devletimiz tarafından gelir tespiti yapılarak, gelirleri “yoksulluk sınırı” içerisinde kalan aileleri faturalarını bu kış sizler üstlenin.
Aynı çağrım, yerel yönetimlere ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığına!
Emekli birey olarak şu çağrıma kulak verin; BENİM MAAŞIMA ZAM YAPMAYIN!
Bir insanın insanca yaşayabilmesi için olmazsa olmazı, elektrik ve ısınma giderlerimi devletim karşılasın, varsın aylık maaşım sabit kalsın.
Yeterince ısınamadığımız için hastalanıp ilaç kullanıyoruz. Tüm bunların faturası yine devletimizin kasasından çıkıyor. Hiç değilse rahat bir kış geçirelim.
Yerel yönetimlere gelecek olur isek, onlardan tek isteğim; Yaya kaldırımlarına park yapan araçlara müsamaha gösterilmemesi.
Engelli vatandaşlar için yapılan şeritli yolların bazı esnaf ve kendini bilmez kişiler tarafından işgal edilmiş olmasıdır.
Bu sorunları çözmek yerel yöneticilerin asli görevidir.
Yazmaya lüzum gördüğüm diğer bir husus, şehir içi nakliye durağı olduğu halde, bazı kamyon sahiplerinin uyanıklık yaparak koskoca kamyonlarıyla şehir merkezinde müşteri bekliyor olması, cadde ve sokak aralarında açıkta satılan seyyar sebze ve meyve tezgahları…
Ne de olsa önümüz kış. 
Kaldırımlara park eden araçlar sebebiyle yol ortasında yürümek zorunda kalan vatandaşlar, özellikle çocuk ve yaşlıların her an kaza geçirme riski var.
Belediyemizden kimse yardım filan ummuyor. 
Kış şartlarını göz önünde bulundurarak, yaya yollarının temizlenmesi, mahalle yollarının açık kalması insanlarımız için en büyük hizmet olacaktır.