Sorgun’un Erkekli köyünden Kamil çavuş, beş yıl askerlik yapmış, Kurtuluş Savaşı’nda İsmet İnönü’yle aynı cephede düşmana kurşun sallamıştı. Eskişehir bölgesinde İsmet İnönü yaralanınca sırtına alıp revire götürmüştü.
Altmışlı yıllara kadar eli ayağı tutan gazimiz muhannete  muhtaç olmadan yaşamış, çoluk çocuğunun rızkını helalinden kazanmıştı. 
Altmışlı yaşlarda geçim sıkıntısı çekmeye başlayınca köyündeki bazı ileri gelenler; “Kamil Çavuş sen gazisin, onca yıl askerlik yapmış, cephe tozu yutmuş insansın. Neden Ankara’ya gidip de maaş için müracaatta bulunmuyorsun? Hem bir de İsmet Paşa’yı sırtında taşımışsın. O seni mutlaka tanır. Git, bir görüş.” derler.
 Kamil Çavuş’un aklına yatmış olacak ki borç harç para bulur ve Başbakanlığın kapısını çalar. Görevliler kesinlikle görüşemezsin diyerek yaşlı adamı başlarından savmaya çalışırlar. Borç para bularak geldiği Ankara’dan eli boş dönmemek için yalvarır yakarır. 
“İsmet Paşa, Eskişehir Muharebesi’nde yaralandı. Ben sırtımda revire götürdüm. Oğlum, bunu söyleyin o beni tanır.” der.
Görevlilerden biri Başbakanlık özel kalemine durumu anlatır.
O da İsmet Paşa’ya aktarır. İsmet Paşa “Çağırın gelsin.” diyerek
kabul eder.
Kamil Çavuş, şapkası elinde İsmet Paşa’nın karşısında boynu bükük bir vaziyette dikilir. 
İsmet Paşa, ha bire önündeki kağıda bir şeyler yazmakla meşguldür. Kamil Çavuş’un yüzüne bile bakmaz. 
Kamil Çavuş; “Paşam beni tanıdınız mı?” der. 
İsmet Paşa, bir ara başını kaldırıp, yanı başında dikilen adamın yüzüne bir bakar ve yazmaya devam eder. 
Kamil Çavuş “Paşa, Eskişehir cephesinde vurulduğunuzda sizi sırtımda revire kadar ben taşımıştım.” der.
İsmet Paşa, kaybedecek vakti olmadığından hemen konuya girer; “Peki ne istiyorsun benden?” der. 
Kamil Çavuş “Paşam, bana ya bir iş verin ya da maaş.” der. 
İsmet İnönü elindeki kalemi kağıdın üzerine bırakır, adamcağızın yüzüne manalı manalı baktıktan sonra; “Bu yaşta sana ne iş vereceğim? Nereden baksan altmış beş yaşındasın.” deyince, Kamil Çavuş hemen cevabı yapıştırır: “Paşam, siz yetmiş yaşında koca ülkeyi yönetiyorsunuz da benim ne iş yapacağımı mı soruyorsunuz!” diyerek odayı terk eder.