DÜNYA Kadınlar Günü nedeniyle birden fazla etkinlik yapıldı, bildiriler yayınlanıp, basın açıklamaları yapıldı. Yapılan açıklamalar, yayınlanan bildiriler neredeyse tamamı 'Adet yerini bulsun!' mantığı üzerine inşa edilmiş, bazıları da bir diğerinin neredeyse aynısı.

Sadece 8 Mart Dünya Kadanılar Günü ile ilgili değil, diğer önemli gün ve haftalar içinde aynı içerikler tercih ediliyor. En çok garibime giden konulardan birisi ise Sivil Toplum Kuruluşu olarak kabul ettiğimiz kuruluşların, genel merkezin hazırladığı bültenleri bu özel günlerde basın kuruluşlarına yönlendiriyor olmaları. Düşünemeyen, üretemeyen, fikir beyan edemeyen bir yapılanmadan 'sivil toplum örgütü' diye bahsetmemiz ne kadar doğrudur. Takdiri size bırakıyorum.

Kadınlar Gününde yayınlanan bildirilerde, açıklamalarda Yozgat'ta geçtiğimiz yıl içerisinde kadın cinayetlerinin olmadığının altı çizilerek, bu yönde yapılan çalışmalardan söz edilebilirdi. Yozgat'ta iş hayatını yönlendiren, çalışan kadınların etkinlikleri dile getirilip, bu konuda kurumların yönlendirme çalışmalarından da bahsedilebilirdi. Ama yapılmadı.

İstiklal Marşımızın Kabülünün yıldönümü ve yazarı Mehmet Akif anılacak. 28 Mart tarihinde Çanakkale Zaferi programı yapılacak. Bildik, önceki yıllarda hazırlanan program metinleriyle yetinmek yerine konu Yozgat ile bağlantıları açısından ele alarak, etkinlikler yapılamaz mı? Tarihi bir Lisemiz var. Çanakkale Zaferi'nde sembol olmuş isimler mevcut. Kınalı Hasan var. Yozgat Lisesi'ndeki öğrencilerin silah altına alınması sonucunda okulun eğitime ara vermesi söz konusu. Tüm bunlar değerlendirilerek, klasik anma/kutlama programı yerine yerelden genele uzanan bir program, etkinlik hayata geçirilemez mi? Çanakkale'ye gönderilen Bayrağımızla ilgili tören Yozgat Lisesi bahçesinde yapılabilirdi, anlamlı da olurdu, düşüncesindeyim.