Bu soyka dert seni yedi bitirdi
Gül yüzlüm hallerin böyle değildi
Sevinci neşeyi alıp götürdü
Gülerdi yüzlerin böyle değildi

Ellerin gül dalı yanağın gonca
Her mevsim açardı sen hep gülünce
Kâkülün kirpiğe kaşa değince
Sırmaydı saçların böyle değildi

Konuşmaz dillerin dargın mı yoksa
Bakışın sitem mi kırgın mı yoksa
Kırık mı kolların yorgun mu yoksa
Sarardı boynuma böyle değildi

Sessizce süzülüp şefkatle bakan
Şelale şelale gönlüme akan
Şu sinemde derin izler bırakan
Berraktı gözlerin böyle değildi

Sen çiçektin Ozan Yüksel bir arı
İkimiz beraber yapardık balı
İki gözüm şu gönlümün sultanı
Seninle kavlimiz böyle değildi

YÜKSEL KOÇ’UN "BÖYLE DEĞİLDİ" DÖRTLÜKLERİ ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ – Şahin Güvenç
Bunlar yazarak, yazdırılarak oluşuyor; yani karşılıklı. O Evdeş yazılmaya değer olmuş ki yazan da yazmış. Sevginin, iyilik ve güzelliğin beslenerek, büyütülerek getirdiği şeyler işte. Gerçekten güzel.
Yüksel Koç’un Evdeş’ine yine anlamlı bir seslenişi bu. O seslenişler bütünü de yaşamlarının dizelere dizili bir öyküsü olmuş.
Bu dörtlükler, “Böyle değildi” denmesine gerekçe olan konu nedeniyle de çok önemli. O yüzden de okunmalı, bilinmeli.
Bu dörtlükleri ilk paylaştığımda değerli hocamız Prof. Dr. Mustafa Gürel yorumlar bölümüne şöyle yazmış: “Coşkulu, sevda dolu, unutulmaz dizeler. Ölüme karşı kazanılmış bir zafer anıtı! Elin, dilin, yüreğin dert görmesin.” Hocamız ‘unutulmaz’ bulduğu o dizelere unutulmaz bir söz etmiş. Sağ olsun.
Yüreğinde taşıdığını bir dert yiyip bitirirken, böyle seslenmiş ozan. Boğazında bir yumru, demiş de demiş.
İlaçların en iyisidir böyle şeyler. O yüzden bu seslenişi de duymuş duyan. Böyle ilaçlar iyi oluyor, iyi geliyor.
Yüksel Koç’a, Evdeş’ine iyilik, sağlık, esenlikler olsun,
İkisine de selam olsun.
Şahin Güvenç