Kadınlara özel olarak her hafta gerçekleştirilen sohbet kapsamında bu hafta “Muharrem Ayı ve Aşure” konulu sohbet düzenlenerek birlik ve beraberliğe vurgu yapıldı.

“HAK İLE BATILIN MÜCADELESİDİR”

Fiyat tahminleri açıklandı: Yozgat’ta ekmek fiyatlarını etkileyecek! Fiyat tahminleri açıklandı: Yozgat’ta ekmek fiyatlarını etkileyecek!

Sohbet programında Aybala, “Muharrem ayı hem tarihimizde hem kültürümüzde farklı bir öneme sahip olan kıymetli ve müstesna bir aydır. Bu ay, Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz tarafından Allah’ın ayı olarak nitelendirilmiş bir aydır. Muharrem ayı, ilahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu bir aydır. Kerbela olarak hafızalarda yer alan İslam tarihinin en acı olayı bu ay içinde gerçekleşmiştir. Muharrem ayı, kanın bulaştığı, kardeşliğin yaralandığı aydır. Kerbela, Efendimizin, (s.a.s.) ‘Cennet gençlerinin efendisidir’ diyerek yücelttiği torunu Hazreti Hüseyin (r.a.) Efendimizin ve ehli beytten takriben 72 kişinin şehit düştüğü yerdir. Kerbela, hak ile batılın mücadelesidir. Kerbela, zalime hasım, mazluma hısım olmaktır. Haktan, hakikatten yana olmaktır. Kerbela, dünyevi hırsların, şeytani duyguların ve saltanat sevgisinin öne çıktığı yerdir. Kerbela, bölünmek değil, birleşmektir, bir olmaktır” ifadelerini kullandı.

“ÜZÜLMEYEN BİR MÜSLÜMAN YOKTUR”

Kadıların sorularını da cevaplayıp onları aydınlatarak konuşmasına devam eden Aybala, “Muharrem ayı, Hicri yılın birinci ayıdır. Kur’an-ı Kerim’de ifadesini bulan ve Arap kültüründe kutsal sayılan dört aydan biridir. Hz. Âdem’in tövbesi bu ayda kabul edilmiştir. Hz. Nuh’un gemisi bu ayda Cudi dağında selamete ermiştir. Buna benzer on kadar Peygamber’in çok önemli hatıralarının bu aya, özellikle de Muharrem’in onuncu gününe denk geldiği ifade edilmektedir. On Muharrem günü, M.680 yılında, sevgili Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin ile aile fertlerinin büyük bölümünün şehit edildiği ve asırlardır da tüm Müslümanlarca hüzünle yâd edilen Kerbala olayını da hatırlatmaktadır. Peygamber Efendimizin emriyle namazlarda ‘Allahümme salli ve Allahümme bârik’ dualarını okuruz. Ülkemizin dört bir yanında Hasan, Hüseyin, Ali, Avni, Fatma, Ayşe, Zeynep gibi isimler çokça kullanılmaktadır. Hatta camilerimizin duvarlarını süsleyen sekiz levhanın ikisi Hasan ve Hüseyin’dir. Allah’ın, Peygamber’in, Kuran’ın ve Ehli Beytin rehberliği konusunda, bir farklılık bulunmamaktadır. Ehli Beyti sevmeyen ve Kerbela’ya üzülmeyen bir Müslüman da yoktur. Sevgili Peygamberimiz Medine’ye hicretinden sonra, Muharrem Ayının 9, 10’uncu veya 10, 11’inci günlerinde oruç tutmuş ve ashabına da tavsiye etmiştir. Ayrıca, ‘Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, muharrem ayında tutulan aşûre orucudur.’ Diğer bir hadislerinde de, ‘Aşûre orucunun bir önceki yılın günahlarına keffaret olacağını ümit ediyorum’ buyurmuştur. Bizler de bu tavsiyelere uyarak, 14 asırdır muharrem ayında oruç tutmaya gayret ediyoruz. Allah kabul etsin ve rızasına uygun yaşamayı nasip eylesin” şeklinde konuştu.

“HATIRLATTIĞI ÖNEMLİ MESAJLARI UYGULAMALIYIZ”

Aşure tatlısının da birlik ve beraberliği simgelediğini aktaran Aybala, şu şekilde devam etti: “Bir de aşure dediğimiz tatlımız var. Hz. Nuh’un gemisi, içindekilerle birlikte kurtulunca, herkesin elinde kalan tahılları bir araya getirip pişirdikleri ve aşurenin buradan hatıra olarak kaldığı şeklinde rivayetler vardır. Ancak aşurenin hatırlattığı önemli mesajları alıp uygulamanın daha isabetli olacağını düşünüyorum. Aşure küçük tahılların bir araya getirilmesiyle yapılır. Bizler de yiyecek, para ve iyilik gibi küçük şeyleri bir araya getirelim. Faydalı olan en ufak şeyi bile asla küçümsemeyelim. İyilik yapmak aklımıza gelince, hemen yerine getirelim. Aşure farklı bakliyat ve tahıllardan oluşur. Bizler de farklı ırk, millet, kültür ve dinlerden olabiliriz. Ama bunu ayrışma sebebi değil, kültürel zenginlik olduğunu kabul ederek, bir arada huzurla yaşayabiliriz, hatta yaşamalıyız. Aşurede herkesin sevdiği nefis bir tat ve lezzet vardır. Bizler de birlik, kardeşlik ve dayanışma ruhuyla çok güzel şeyler ortaya koyup tadını da çıkarmalıyız. Aşurede başkalarına ikram vardır. Bizler de sahip olduğumuz tüm güzellikleri başkalarına ulaştırmalı ve paylaşmayı başarmalıyız.” Melike Aslı Arslan

Editör: İleri Sosyal