Zaman ne de çabuk geçiveriyor…
“Kimya Günü” olarak bilinen ve bir dizi etkinlik düzenlenerek anılan “7 Nisan Kimya Günü ve Kimyagerler Haftası”nın içindeyiz. Kimyagerler Derneği, kimyanın toplum için önemini dile getirmeyi özendiriyor. Aktüel ve popüler yanları ile akademik çalışmaların görünürlüğünü artırmaya yönelik etkinliklerin gerçekleştirilmesi teşvik ediliyor. Üniversitelerin Kimya Bölümleri, bu günleri sinerji doğuracak seminerler, toplantılar ve çevre duyarlılığı içeren faaliyetlerle geçiriyorlar. 
Yozgat Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü de yaptığı etkinlikleri geleneksel hâle getirmeyi başarmış durumda. Birkaç gün önce (3 Nisan 2023 günü) Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Evren Kıbrız’ın “Kanser Tedavisinde Kimyanın Rolü” konulu çevrim içi sunumunu dinledim. Bölümde yapılan çalışmalardan oldukça özet bir bilgi sundu. 
Toplumda ve insan hayatında pek çok temel bilim dalı gibi merkezî öneme ve role sahip olan kimya, sağlık alanında da çok büyük katkılar sağlamıştır. Sadece Merie Curie’nin hatırlanıp yaptığı çalışmalara bakılmasıyla bile tarihsel süreç içindeki yeri ve insanlık için ne denli önemli olduğu kolaylıkla anlaşılacaktır. ,
Bu hafta içinde yine Arş. Gör. Mehmet Yakan’ın moderatörlüğünde Öğr. Gör. Nurullah Kartaloğlu’nun (5 Nisan 2023 günü) “Kenevir Yağı Esaslı Alkid Reçinelerinin Sentezi ve Hibrit Latekslerinin Eldesinde Kullanımı” konulu çevrim içi semineri ve 7 Nisan 2023 günü için programa konan “Ağaç Dikimi Etkinliği” ile tertip edilen “Geleneksel Kimya Günleri” 5’inci kez icra edilmiş oluyor.
Üniversite yerleşkelerinin ağaçlandırılması çok kıymetli bir boyuttur. Yozgat Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi çevresindeki ağaçlık alan yine bir Kimyacı Dekanın izlerini taşır. Haddizatında Fakülte binasını yapan hayırsever iş insanı Erdoğan M. Akdağ da bir kimyacıdır. 
Yozgat’ta ilk kurulan ve öncü hizmetler üstlenmiş birimlerden olan Fen Edebiyat Fakültesi, 3 Kasım 1994 tarihinde kurulmuştur. Akabinde 1996 yılında Fizik, Kimya, Matematik, Biyoloji, Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı, Yabancı Diller, Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümlerinden oluşmasına karar verilmiş ve devamında da bazı bölümlere öğrenci alımlarına başlanmıştır. 
O zamanlar Yozgat Bozok Üniversitesi henüz yoktu. Fakülte, uzun süre Erciyes Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olarak faaliyet gösterdi. Kuruluşundan vefatına kadar özveriyle hizmet veren “Kimyacı Yunus Hoca’mız” Prof. Dr. Yunus Akçamur, eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetlerinden, çevreyi ağaçlandırma ve mıntıka temizliğine varıncaya kadar okulun her şeyiyle bizzat ilgilenir, geceleri de Fakültede ikamet ederdi. Kayseri’den gelip giderdi. Pek çok temel ihtiyaçlara ilişkin ciddi zorluklar da vardı. Fakat iş yapılırken hissedilen derin samimiyet, herkes için ortak bir duygu gibiydi. İşlerin pek çoğu akademisyen, öğrenci, idari personel ve diğer çalışanlarla birlikte yapılırdı. 
Diğer aktiviteler gibi ağaç dikimlerinde de huzur bulurduk. Aslında kadro da azdı. Bir öğretim üyesinin ya da araştırma görevlisinin göreve başlaması hem bölümlerde hem de Fakültede mutluluk uyandırır ve hepimize güç katardı. 
Yozgat Bozok Üniversitesinin 01 Mart 2006 tarihinde kurulmasıyla birlikte, Fakülte, bütün bölümleriyle birlikte yeni Üniversitenin Rektörlüğüne bağlandı. Görevi esnasında heyecanını hep canlı tutan Prof. Dr. Yunus Akçamur, Yozgat’ta üniversite kurulmasında çekirdek birimlerden olan Fakültenin kurucu Dekanı olarak çok önemli hizmetlerde bulundu. 
İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Kürsüsü Başkanı (1980-1981), Erciyes Üniversitesi Yönetim Kurulu Üyeliği (1986-1990), Erciyes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Vekilliği (1987), Erciyes Üniversitesi Rektör Yardımcılığı (1987-1988), Erciyes Üniversitesi Rektör Vekilliği (1988), Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan Vekilliği (1987-1988), Erciyes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcılığı (1990-1993) görevlerinden edindiği deneyim ve vizyonu, onun Yozgat Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı (1995-2006) ve Bozok Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı (2006-2007) olarak verdiği hizmetler için büyük bir sermaye ve yöre için de uzun vadeli fayda kaynağı olmuştur.
Başarılı yöneticiliğinin yanı sıra, bir öğretim üyesi olarak yoğun gayret ortaya koyarak bizlere örnek oldu. “Kimyasal bileşikleri, reaksiyon mekanizmalarını ve mesela benzen halkasındaki serbest elektronun durumunu” öylesine heyecanla adeta sürekli yaşadığı bir şehrin sokaklarını anlatır gibi anlatışını hatırlıyorum. 
Pek çok konuda farklı düşündüğümüz olurdu. Bazı akşamlar sohbetlerde duramaz fikrimi söyler adeta itiraz ederdim. Belki onu üzerdim ama diğer gün sabah karşılaştığımızda “Mustafacığım aslında ben de senin gibi düşünüyorum.” deyişiyle içim rahat ederdi. 
Daha sonraki yıllarda Üniversitemizin akademik yayımlar bakımından ulaştığı başarılarda Akçamur Hoca’mızın emekleri vardır. Hâlen onun sağladığı imkânları kullanmaktayız. Hepimizin üzerinde hakkı olduğuna inanıyorum. Disiplinli oluşu ve çalışkanlığı ile örnek bir kişiydi. Yıllar sonrasını düşünerek emek sarf ederdi. 
Vefatından sonra da Fakülteye yine bir dönem Kimyacı Prof. Dr. Talat Özpozan Dekanlık yaptı. Akademik, sosyal ve yaygınlaştırma faaliyetlerini önemseyen Özpozan, Üniversitede “Bozok Kimya Günleri Etkinlikleri” programlarını başlattı. Kimyayı gündemde tutmanın yanı sıra hem Üniversitenin görünürlüğünü artırdı hem de merhum Prof. Dr. Yunus Akçamur’u her yıl tekrar hatırlamaya vesile oldu.
Bugün, Kimya Bölümü daha gelişmiş bir vaziyette. Bölümde 7 profesör, 2 doktor öğretim üyesi, 1 araştırma görevlisi ve 1 öğretim görevlisi bulunmaktadır. Ayrıca toplam 7 araştırma laboratuvarı, 2 öğrenci laboratuvarı, 1 aletli analiz laboratuvarı aktif durumdadır. Evrensel ve bilimsel bilgi birikimine katkı veren bir bölümdür. Kuruluşundan itibaren mevcut öğretim elemanlarının uluslararası indekslerde taranan nitelikli makaleleri sürekli artış göstermekte, patentler alınmakta; TÜBİTAK projeleri, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Tekno Girişim projesi, KOSGEB projeleri ve BAP projeleri ile gözde bir birim olarak faaliyet yürütmektedir. 
Prof. Dr. Yunus Akçamur’un “fidan gibi” ilgilendiği öğrencileri hayata atıldı, akademik danışmanlığını yaptıklarından bazıları şimdi üniversitede profesör olarak görev yapar oldu. O, bu günleri göremedi ama ne zaman küçük bir ormana dönüşmüş ağaçların arasında dolaşsam onun çömelerek fidanları dikerkenki siluetini görür gibiyim. 
On altı yıl önce aramızdan ayrıldığı 7 Nisan 2007 günü, onun ebedî hayata doğduğu gündür. “7 Nisan Kimya Günü” ise Yozgat’ta “kimya”nın doğuşuna öncü olanı hatırlama günüdür. Mekânın cennet olsun “Kimyacı Yunus Hoca’m!”