HAYATA DOĞRU KOŞMAK

Merhaba, bu defa hayatın içinde var olmayı nasıl sağladığımızı ve başımıza gelen şeyleri güzelleştirmekten konuşalım istiyorum…

Yağmurun amacı güneşi görmektir

Birçok yazımda bahsettiğim gibi hayat her zaman bizlere güneş açmıyor. Bazı anlarımızı çok karamsar ve neyi nasıl yapacağımız konusunda hiçbir fikrimiz olmadan yaşıyoruz. Ben de bazen bu tarz anlarda günümü sıfırlayabilmeyi o kadar çok istiyorum ki anlatamam. Sanki yaşadığımız o süreci tam bir zaman kaybıymış gibi düşünmeden edemiyorum. Eminim zor günler geçirirken benimle aynı hissiyatı yaşayanlarınız olmuştur. Hayat maalesef sadece yaşadığımız güzel ve neşeli anların değil, aksine kendimizi mutsuz, yorgun ve olumsuz hissettiğimiz anların da toplamıdır. Hayatı yaşarken her zaman mutlu olamayız. Eğer her anımız mutlu geçseydi yaşadığımız güzel duygunun bir kıymeti kalmazdı. Bazı anlarda üzüntülerimiz ve yaşadığımız güzel günlerin de kıymetini bilmemiz gerekiyor… Bu konudaki en önemli kısım ise hiçbir şeyin kalıcı olmadığıdır. Nasıl ki yaşamın bir süresi var ise yaşadığımız mutluluğun ve hüzünlerin de bir süresi mutlaka vardır. Asıl önemli olan güzel anlarımızda kahkahalar atabildiğimiz şekilde yorgunluğumuzu ve mutsuzluğumuzu da olduğu gibi yaşamaktan geçer.

Mutluluk bulaşıcıdır…

Bu hayatı yaşarken bazı insanlar tanırız. Kimisinin neşesi içimizdeki küçük çocuğu açığa çıkarmamızı sağlarken kimisi ise var olan tebessümleri içimize atmamıza sebep olabilir. Fakat ben hayatım boyunca hep birinci kısımdaki o neşeli insan olmayı tercih etmişimdir. Çünkü bir kere yaşadığımız hayatta gereksiz şeylerin büyütülerek bütün ömrümüzü etkilemesini asla istemem. Özellikle bu gibi olumsuz anlarda kendime ve yakın çevreme sıklıkla hatırlattığım hiçbir anda kalıcı olmadığımızdır. Geçtiğimiz günlerde bir yere giderken trafikteyiz ve ışıklarda durduk. Kişisel olarak insanları gözlemlemeyi çok sevdiğimden yanımızda bulunan arabaya gözüm takıldı. Arka koltukta çocuklar neşeyle şarkı söylerken sağ koltuktaki anneleri olarak var saydığım kişi de neşeyle onlara eşlik ediyordu. Şoför (tahminen baba) ise ilk başta çok ciddiyken bir anda ortama ayak uydurarak ailesine eşlik etmeye başladı. Yani bu durumda mutluluk ve içtenliğin gözle görülür şekilde etrafımıza yayıldığını söyleyebiliriz.

Dilerim ki hayatınız, zor zamanları beraber kucakladığınız ve zor anların geçici olduğunu sizlere hatırlatan insanlarla dolsun. Hayata doğru koşmaktan hatta bazen düşmekten ama her daim kalkmaktan korkmayın. Unutmayın: Yaşamadığınız bazı anlar gibi bazı duygular da ileri de keşkeniz olabilir…