COVİD19 salgınına yönelik tedbirlerin de etkisiyle biraz daha içe kapandığımı son günlerde yaşadıklarımla anladım. Aslında, çok da fazla bir hareket alanım olmadı. Buna rağmen, karşılaştıklarımı son iki yazımda dile getirmeye çalıştım. Bu kez ''pes'' dedim.

Uzun süredir gitmeriğim yapılardan birisi de Yozgat Valilik Sarayı binasıydı. Yapıldığı, kurumların taşındığı günden itibaren tören ve programları meslek icabı takip dışında gitmediğim saray girişindeki yaşanılanlar  ve yaşadıklarım karşısında üzüldüm. 

Görev haricinde sorulmadığı süre içerisinde mesleğim hakkında bilgi vermem. Doğal bir ve süreklilik arzeden bir görüntüm mevcut. Her ne kadar Covid19 nedeniyle sakalımı kesmiş olsam bile ayağımda çarık, kafamda şapka ile dolaşmaya devam ediyorum/edeceğim.

Davete icabet etmek üzere Valilik Sarayına bir arkadaşımla gittim. İlk kapı kapalı olduğundan açık olan ikinci kapıya yöneldik. ''Dur!'' ihtarı ile çakıldık kaldık, ''Buradan giremezsiniz, burası protokol kapısı yandan gireceksiniz!'' talimatına uyduk. Yan kapıya yöneldik. Bizden önce giriş yapan bir engelliye yine ''Dur!'' ihtarı çekildi, onunda diğer yan kapıdan giriş yapabileceği uyarısında bulunuldu. Ancak, başka bir memur ''Bundan sonra buradan da girebilecekler'' dedi, engelli vatandaş ve arkasından da biz binaya giriş yaptık.

Hani diyorum, vatandaşa talim yaptırmak yerine vatandaşın kullanabileceği alanlara yönelik yön haritası yapılsa, daha iyi olmaz mı! Benim gibi ayağı çarıklı, başı şapkalı bu şehirde çok da...