COVİD19 belasıyla uğraş verdiğimiz şu günlerde yenileri de kapımızı çalmaya devam ediyor. Önceki yıllardan tanıdık, ölümcül sonuçları bulunan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığına neden kene tutmasına yönelik uyarılar birbiri ardına geliyor. Bir beladan kurtulmaya çalışırken, diğer bir belaya bulaşmamak için gerekli önlemi almaktan ötesi yapabileceğimiz fazla bir şey yok gibi.
Covid19 ve Kene konularıyla birlikte kuraklıkta ciddi sorunları beraberinde getirecek gibi görünüyor. Aslına bakarsanız, yaşadımız ve bundan sonra da yaşamak zorunda kalabileceğimiz felaketlerin oluşumunu hazırlayan bizler olduk. Doğal dengeyi bozup, daha rahat bir hayat yaşama arzusuyla, ormanları kestik, akarsuların başlarına set vurup, yeraltındaki suları ısraf ettik. 
Kuraklık denilince akla ilk olarak içtiğimiz, yemek yaptığımız, temizlikte kullandığımız su gelir. Bir de buna tarım alanlarının sulaması eklenir. Ancak, su sadece insanların veya canlıların susuzluğunu gidermek için gerekli değil. Susuzluğumuzu gidermiş olsak bile tüketmiş olduğumuz gıda maddelerinin oluşumu da etkilenecektir. Dün haberini yaptık. Arıcılar, kuraklık nedeniyle arıların kovanlarından çıkmadığını söylüyor. Çiçekler açmadığı için kovanlarında kalan arıların bu yıl yeterli bal yapamayacağının altı çiziliyor. Sadece arılar değil, tüm canlılar için kuraklık ciddi sorun. Kuraklık, önce bize Kene tutmasına bağlı hastalığı sonrasında da Covid19 denilen belayı musallat etti. Doğaya zarar vermeden bir düşünün.