İl Sağlık Müdürü Fatih Şahin, kronik rahatsızlığı bulunan bu kişilerin oruç tutmadan önce mutlaka hekimlerine başvurmalarını öneriyor.

Müdür Şahin açıklamasında, sağlıklı kişilerde 12-24 saat açlığın vücuda zararlı olduğunu gösteren bir verinin bulunmadığını da aktardı.

SAKINCALI HASTALIKLAR

Bazı sağlık problemlerinde, özellikle tıbbi durumu kırılgan hastalarda tedavi rejimini aksatabileceği için oruç tutmanın önerilmediğini anlatan Müdür Şahin, orucun sakıncalı olabileceği sağlık sorunlarını şu şekilde sıraladı; "Yeni enfarktüs geçiren, kalp ameliyatı olan, stent takılan hastaların bir yıl oruç tutmamalarını öneririz. Hastalığı veya tıbbi işlemi komplikasyonsuz atlatan hastalarda bir yıldan sonra durumu tekrar değerlendirilir eğer tam sağlıklarına kavuşmuşlarsa oruç tutmalarına müsaade edilebilir. Fakat kalp damar hastalıklarında tam şifa her zaman sağlanamaz, hastanın ömür boyu ilaç kullanması gerekebilir. Günümüzde kalp ilaçlarının çoğu günde tek seferde alınan ilaçlardır. Bu nedenle oruç kararı için kendisini takip eden hekime danışması uygun olacaktır. Genel anlamda kontrolsüz hipertansiyon hastaları, tedavi sağlanamamış kalp yetersizliği olanlar, yeni kalp krizi geçiren veya ameliyat, stent uygulanan hastalar, tıbbi durumu stabil olmayanlar, aşırı zayıf kişiler, diyabet hastaları, yaşlılar oruç tutmamalıdır."

İl Sağlık Müdürü Fatih Şahin, açlık veya susuzluk nedeniyle sıhhatinin bozulmasından şüphe duyulanlara da orucun önerilmediğini söyledi.

Felç geçiren, beslenme ve diğer ihtiyaçları için desteğe ihtiyaç duyan hastaların kesinlikle oruç tutmaması gerektiğini vurgulayan Müdür Şahin, tedaviye rağmen klinik olarak düzelmeyen veya hastanede yatarak tedavi gören hastalara da orucun kesinlikle önerilmediğini bildirdi.

Böbrek hastalığının ise evrelerine göre oruç tutmada değişkenlik gösterdiklerini kaydeden İl Sağlık Müdürü Fatih Şahin, hemodiyalize girenlerin idrarları olmadığı, vücuttan atılmayan zararlı maddelerin oluşturduğu ağız kuruluğunu su içmeden geçirme imkânları bulunmadığı için oruç tutmalarının mümkün olmadığını belirtti.

Müdür Şahin, bu hastalar diyalize girdiklerinde kanları yabancı maddelerle temas ettiği için de oruçlarının sayılmayacağını dile getirdi.

Müdür Fatih Şahin, böbrek hastası için en ciddi sorunun tansiyon yüksekliği atakları olduğunu aktararak, "Bir kişi tuzdan uzak durursa uzun süre açlığın tansiyon düşürücü etkisi bile olur. İftar ve sahurda abur cubur ve sık yememek şartıyla dengeli, az tuzlu beslenmeyle oruç tutabilirler. Bu böbrek yetmezliğinin ilerlemesine yol açmaz" bilgilerini paylaştı.

HAYATİ RİSK OLUŞTURABİLİR

İl Sağlık Müdürü Fatih Şahin, Ramazanda yemek ve içmek gibi bazı temel ihtiyaçların günün belirli saatlerinde sınırlandırılmasının diyabet hastaları için dikkatli bir yaklaşım gerektirdiği söyledi.

Müdür Şahin diyabette, düşük ve orta risk grubunda yer alanların doktor kontrolünde ve sıkça kan şekeri takibi yapıp oruç tutmalarına izin verilebileceğini belirtti.

Bu belirtiler artıyorsa mutlaka doktora başvurun! Bu belirtiler artıyorsa mutlaka doktora başvurun!

Diyabetli bir hastanın kan şekeri oruçluyken 300 miligram/desilitre (mg/dl) üzerine çıkarsa veya hipoglisemi hissi olursa parmak ucu kan şekeri (glikoz) ölçümü yapılması gerektiğine dikkati çeken İl Müdür Şahin, belirtilere eşlik eden düşük glikoz düzeyi bulunduğunda oruca devam etmenin hayati risk getirebileceğini ifade etti.

Oruçluyken gün boyu vücut susuz kaldığı için düşük ve orta risk grubundakilere iftara su ile başlamalarını ve sahura kadar yeterince su içmelerini, yemekleri bir anda ve büyük miktarlar yerine öğünlere bölüp tüketmelerini öneren Müdür Şahin, kullanacakları ilaçları da günde tek dozsa iftarda, iki dozsa iftar ve sahurda alacak şekilde düzenlemeleri gerektiğini kaydetti. Alpaslan Demir

Editör: TE Bilişim