Yazı zannedildiği gibi Sümerliler tarafından M.Ö. 3200 yıllarında Mezopotamya'da icat edilmemiştir. Allah, Hz. Âdem Aleyhisselâma bütün isimleri (her şeyin mahiyet ve ismini veya her şeyin öz hakikati olan Allah'ın isimlerini) bununla birlikte yazıyı da öğretmiştir. İlk yaratılan nesne veya eşya “Kalem” dir. Suhuf indirilen peygamberler ve onlara indirilen sayfa sayıları ilk 3 peygamber olan Âdem Peygamber'e 10 sahife, Şît Peygamber'e 50 sahife, İdrîs Peygamber'e 30 sahife ve daha sonra İbrâhim Peygamber'e 10 sahife şeklindedir.
Hz. İdris sadece terzilik yapmamıştır. İdris, ‘derase’ kökünden ders veren anlamına gelmektedir. “ders” kökünden “if‘îl” kalıbında Arapça bir kelime olup İbrânîce’de “öğretti, alıştırdı, eğitti” anlamındadır. 243 yıl öğretmenlik (peygamberlik) yaptığı Hz. İdrîs’in terzi olduğu, her iğne saplayışında “sübhânallah” dediği, akşam olduğunda yeryüzünde ameli ondan daha üstün hiç kimsenin bulunmadığı da İbn Abbas’tan rivayet edilmiştir. “Biz onu yüce bir mekâna yükselttik” meâlindeki âyet açıklanırken kendisine hem peygamberlik hem de otuz sahîfe verilmesi yanında kalemle yazı yazan, elbise diken, hesap ve yıldız ilmiyle meşgul olan ilk insanın İdrîs olduğu belirtilir. Remil ilmi, hey’et, nücûm, hesap, tıp, nebatların sırları, garip sanatlar, yazı yazmak, dikiş dikmek, terazi kullanmak gibi meslek ve sanatları İdrîs icat etmiştir. Çok sayıda talebesi olan İdrîs Aleyhisselam zamanının ilk profesörü sayılır. Yeryüzünde ilk defa demiri keşfedip ondan aletler yapmış, ziraatı geliştirmiş, deri ve kumaşlardan elbise dikmiştir. Yıldızlar ve hesap ilmiyle ilk meşgul olan kişi odur. Allah’ın kitabını (sayfaları) çok okuduğu için kendisine İdrîs denildiği nakledilir.
Suyun kaldırma kuvvetini Arşimet’in M.Ö. 287 – 212 yılları arasında hamamda bulduğu bigisi de doğru değildir. Hz Nuh gemiyi inşa ederken suyun onu kaldıracağını biliyordu. Kendisine gemi yapacak mühendislik bilgisi Cenabı Hak tarafından verilmiş, gemiyi Allah’ın emri ile yapmıştır.
Hz. Adem’den Hz Muhammed Mustafa (sav)’e kadar gelmiş geçmiş bütün peygamberlerin getirdiği Hak din İslamdır. Yeryüzünde Peygamber gönderilmemiş hiçbir kavim hiçbir yer bulunmamaktadır. Ancak her devirde sapkınlıklık, bozgunculuk, inkar vs. dinin emir ve yasaklarına karşı gelenler onları tahrif ederek değiştirenler olduğu için helak oluşlar yaşanmıştır. Hak ve batılın savaşı kıyamete kadar devamedecektir. Bütün bu bilgiler insanlık tarihinin, İslam medeniyetinin başlangıç ve seyrini ifade etmektedir.
Yüce dinimiz İslam’ın hedefi, Kur’an ve sünnet çerçevesinde bir Müslüman kimliği oluşturarak İslam’ın temel ölçüsü olan, Allah Resulünde hayat bulan ahlaki ilkelerle İslam kültür ve medeniyeti inşa etmektir. Müslüman kimliğini oluşturan en yüce değer, yaratılış gayemizi hatırlatan, sorumluluklarımızı öğreten, bizlere şahsiyet ve Rabbimizin rızasını kazandıran, huzur ve mutluluğun kaynağı iman, ibadetler ve güzel ahlaktır.
Dinimiz, bizi biz yapan evrensel değerlere sahip çıkmayı, öz benliğimizden uzaklaştıracak her türlü söz ve davranıştan kaçınmayı emreder. Müslümanlar, her alanda bu değerlere sahip çıktığında inançlarını ve kültürlerini muhafaza etmişler, çağ kapatıp çağ açan medeniyetler kurmuşlar, ilim ve bilimde, kültür, sanat ve edebiyatta bütün insanlara örnek ve önder olmuşlardır. Ancak Müslümanlar, ne zaman kendi inanç ve değerlerinden uzaklaşıp yabancı kültürlerin etkisi altına girmişler, işte o zaman kimlik ve aidiyetlerini kaybetmişlerdir.
İslam Medeniyeti, müslümanlığı kabul etmiş milletlerin, İslam’ın etkisi altında oluşturdukları medeniyetin ortak adıdır. Geniş bir coğrafyada yüzyıllar boyunca hakim olan İslam Medeniyeti, insanlık tarihine önemli katkılar sağladığı gibi, tecrübeleri ile klasik döneme ve sonraki çağlara da ışık tutmuştur.
İslâm dini; önceki medeniyetlerin yaptığı ilerleme ve gelişmeleri vahyin süzgecinden geçirerek ve İslâm inanç ve düşüncesi ile geliştirerek hayatın her alanını kuşatan hükümleriyle bütün insanlığın yararlanacağı bir medeniyet ortaya koymuştur. İnsanlık âleminin hayrına olan birlik ruhu, vicdan ve aklı doğru kullanmayı emrederek insanı erdeme ulaştırmıştır. İslâm düşüncesinin mükemmelliği İslâm kültür ve medeniyetinin fevkalade eserler meydana getirmesini sağlamıştır.
Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ümmeti olarak Müslümanlar, Kur’an ve sünnete dayalı ilimlerin yanı sıra sosyal ve fen bilimleri olarak tıp, astronomi, astroloji, matematik, geometri ve diğer bütün alanlarda mükemmel bir noktaya ulaşmasını sağlamışlardır. Müslümanlar aklın ve mantığın kabul ettiği hikmeti ihtiva eden bütün verileri benimseyip dikkate almışlardır. Çünkü İslâm’a göre “hikmet mü’minin yitiğidir.” Onu bulduğu yerde alır. Müslümanlar hikmeti almış, kat kat geliştirerek insanlığın hizmetine sunmuşlardır.
Müslümanlar Medine’den yola çıkarak Endülüs’ten Çin sınırına kadar yerleşmiş oldukları bölgelerde yerli halkın sahip olduğu değerleri sentezlemiştir. İslâm dininin ilk emri “oku” sayesinde İslâm medeniyeti sürekli gelişmeler göstermiştir. İslâm medeniyeti ilimle, bilimle, okumayla, yazmayla yeni eserler ortaya koymayla ileri hamleler göstermiş, diğer medeniyetlerden ayrı özellikler ortaya koymuştur.
Müslümanların tarihe ışık tutan inanılmaz icatları mikrobun bulunması, günümüzde kullanılan trigonometri formüllerinin ortaya çıkması, ilk göz ameliyatının yapılması, gök bilimine ait gerçeklerin keşfi, sabunun icadı, modern tıbbın kullandığı 200 cerrahi aletin tasarımı, aşının geliştirilmesi ile kalmamış; gözlemevleri inşa edilmiş; optik bilimi ve kimya gelişmiştir. Bu buluşlar ve daha niceleri, fizik, kimya, matematik, tıp, astronomi, felsefe ve diğer birçok alanda bilimin temel taşlarını oluşturmaktadır. İbn-i Sina, Ali Kuşçu, Farabi, El Kindi, İbn-i Haldun, Biruni gibi nice alimler Müslümanların hatta tüm insanlığın ilerlemesine katkı sağlayan bilimin Matematik ve aritmetiğin yanı sıra trigonometri de gelişim sağlayan bilginlerdir.
Bu vesileyle İslam Medeniyetinin hafızasını günümüze taşıyan Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi bünyesinde yazılan İslam Ansiklopedisi’nin 33 yıllık emek dolu serüvenini anlatan “Hep Otuz Üç Yaşında” belgeselini izlemeye davet ediyorum herkesi. 15 asırlık medeniyetimizin derinliklerine ışık tutarak izleyicileri kültürel bir zaman yolculuğuna çıkaracak belgesel 13 Aralık tarihinden itibaren bir hafta süre ile gösterimde olacak. Kıymetli halkımızı bekliyoruz efendim. Allah’a emanet olunuz.