Uzun zamandır sürdürdüğüm bir alışkanlığımdan bahsedeceğim bu hafta size. Beni yenileyen, gözlerimin önünü temizleyen, içimi ferahlatan bir alışkanlık. Çocuk kitapları okumak... Onları incelemek, sayfalarını karıştırmak, yeni kitapları takip etmek... Bu alışkanlık çocuk edebiyatına olan merakımdan bunca zamandır içime işledi.
Şu anda elimde sağlam bir çocuk kütüphanesi oluşturacak kadar kitap var fakat dönüp baktığımda kitapların çoğu çeviri. Türkçe yazılmış kaynak o kadar az ki. Bütün güzel çocuk kitapları başka ülkelerden çeviri. Bizde yazılmış birkaç tanesi de zamanla unutulup gidiyor ya da gereken ilgiyi göremiyor. Ama kabul edelim diğer ülkeler bu işi güzel yapıyor. Ortaya çıkardıkları kitapların çok iyi tarafları var.
Son zamanlarda ülkemizde de çocuk edebiyatı üzerine yoğunlaşmış yayınlar var. Takip etmekten keyif alıyorum bazılarını. Fibula bunlardan biri. Bir kütüphaneye yakışacak kitaplar yapıyorlar. Timaş Çocuk da öyle. O kitaplardan biri bir çocuğun eline geçse, hatta yüzlerce çocuk okusa o kitapları, binlerce çocuk... Okuyabilen, kitaplara ulaşabilen çocuklar var elbette ama ulaşamayanların sayıları da çok fazla. Ebeveyninin bilinçsizliğinden, yaşam koşullarından, bulunduğu ortamdan dolayı kitaplara dokunamayan bir sürü çocuk...
Prof. Dr. Selçuk Şirin çocuk ve bebek kütüphanesi üzerine güzel girişimlerde bulunuyor. Türkiye’ de okumayan çocuk kalmasın diye uğraşı. Kütüphanesiz ev olmasın diye. Şermin Yaşar da aynı yolda, bir hikâyenin peşinde, çocukların yanında.
Bir yerde okumuştum “ Gerekeni yapabilen insanlar da var bu hayatta. “ Yukarıda saydığım isimler gerekeni kendine göre yapabilen insanlar. Bunun için uğraşan, zamanını buna ayıran... Şimdi biz soralım kendimize. Gerekeni yapabiliyor muyuz? Anne olarak, baba olarak, ebeveyn olarak, okur olarak, bu ülkenin vatandaşı olarak, öğrenci olarak, öğretmen olarak, yazar olarak, büyük aile bireyleri olarak, çocuk olarak ya da yoldan geçen biri olarak gerekeni yapabiliyor muyuz? Elimizde tuttuğumuz her neyse onu en iyisi yapabiliyor muyuz?
Ülke olarak en iyisi olan çok şeye ihtiyacımız var, daha çok şeye. Anne baba olup bir çocuğu hakkıyla yetiştirmeye, babaanne dede olup birine sevgi vermeye, öğretmen olup bir insanın geleceğini doğru şekillendirmeye, yazar olup insanları kendine getiren yazılar yazmaya, çocuk olup çok sevilmeye, değer görmeye ihtiyacımız var. Yani gereken çok şey var. Artık bir yerden başlamayalım mı?