Dünyaya binbir zorlukla geliyoruz. Daha anne karnına düşmeden önce, anne karnına düştükten sonra, doğarken, annemizden süt almayı öğrenirken, büyümeyi öğrenirken, kelimeleri öğrenirken, yaşamı öğrenirken... Bütün bunları yaşarken hayattaki misyonumuzu da kendimiz oluşturuyoruz. Neyiz? Ne olacağız? Ne yapacağız? Nasıl konuşacağız? Nasıl bir “insan" olacağız. “İnsan“ olabilecek miyiz?
Allah’ ın belirlediği hedefe doğru kâh yürüye yürüye, kâh sürüne sürüne gidiyoruz. Önümüze bütün yollar konuluyor. O yolda sürünecek miyiz yoksa yürüyecek miyiz bizim elimizde. Zorlukla gelinen bir yaşam... Hak edilmesi gereken ve onurla yaşanması gereken bir hayat... Ve seçimler, seçimlerimiz... Okuduğumuz kitaplar, kurduğumuz cümleler, evimiz, eşimiz, arkadaşlarımız, dostlarımız, kullandığımız eşyalar, masamıza davet ettiğimiz insanlar, gittiğimiz mekânlar... Hepsi bizi ilmek ilmek işleyen şeyler. Maruz kaldığımız şeylerin toplamı oluyoruz. İster kendi seçimlerimizle ister bize yüklenenlerle.
Mıes Van Hout’ un Ah Keşke! kitabında okumuştum. “Fırfırböceği, “Ah keşke bir ateşböceği olsaydım“ diye düşündü. “O zaman karanlıktan hiç korkmazdım. “Karınca, “Ah keşke bir salyangoz olsaydım“ diye düşündü. “O zaman bu kadar meşgul olmazdım.“
Kitapta birbirinin yerine geçmek isteyen bir sürü hayvan var. Her biri diğerinin hayatını ve yönlerini daha iyi buluyor, ona ulaşmak istiyor. Kitabın sonunda “Ah keşke bir çocuk olsaydım“ diye düşünen bir yusufçuk görüyoruz. ”O zaman ben de koşar, güler, zıplar, saklambaç oynar, sayıları sayar, dallarla bir şeyler inşa eder ve daha neler neler yapardım!“ Yusufçuğun isteği çocuk olmak. 
Hepimizin Ah keşke! dediği bir şey mutlaka vardır. Ah keşke çocuk olsaydım, ah keşke şöyle yapsaydım, onu söylemeseydim, oraya gitmeseydim, onunla konuşmasaydım... İnsanız... Ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı öğrenirken bazen ah keşkeler çoğalır. Bazen bilemeyiz ne söyleyeceğiz, nasıl konuşacağız. Bir şeyi çok iyi olursak her şey oluruz gibi geliyor bana. İyi anne, iyi baba, iyi öğretmen, iyi doktor, iyi öğrenci, iyi patron, iyi komşu oluruz iyi bir insan olabilirsek. Ah keşke! hepimiz iyi birer insan olabilsek değil mi? O zaman göreceğiz ne çok şey olduğumuzu.