Savaş hiçbir canlının kabul edebileceği yol değildir… Barış tek başına ise bir anlam ifade edebilir… Yıkımlar olduktan sonra barış kağıt üstünde kalır… 
Dünya siyaset arenasında hamasiyete, kankalığa yer yoktur, var olan devletlerin kendi menfaatlarıdır.
Rusya, Ukrayna konusuna gelince: Rusya bu konuda haklımı, haksızmı sorusu akla geliyor… 
Tüm gelişmelerin parçalarını birleştirdiğimiz taktirde Rusya’nın haklı gerekçeleri öne çıkıyor. Şöyle ki, hiçbir devlet arka bahçesinde düşman istemez, Nato’nun ağa babası Amerika, kendi devletinin çıkarı olmadan, bir taşla üç dört kuş vurmadan kılını kıpırdatmaz… 
Amerika dediğimiz devlet, şu tabirin tam göbeğindedir:  “Amerika gece sürüye saldırır veya saldırtır, sabah çobanla oturur ağlar!!!”
Gaz vermekte üstüne yoktur, devletleri karıştırmakta bir numaralı satranç ustasıdır, sözünü dinlemeyenleri öyle veya böyle alt üst eder, 15 Temmuz neyin göstergesiydi, ardında kim vardı? 
Irak, Afganistan, Suriye, Libya’da olup bitenleri kimin hanesine yazalım…? 
Medeni Avrupa! Nerelerde..?
Yangına körükle gitmediler mi? 
Soruları çoğaltacak olursak, sayfalar yetmez… 
Savaş tahtarevalli oyunu değildir, kan ve gözyaşı vardır.
Ukrayna’ya gazı verip, kınamalarla günahlarından kurtulacaklarını sananları tarih affetmez… 
Putin’i terazinin hangi tarafına koyarsak koyalım haklı tezleri ağır basacaktır. Zira, “Kırmızı çizgilerim var, gelin konuşalım.”
Söylemlerine başta Amerika, Avrupa kulak tıkamış, duymamazlıktan gelip, göstermelik “Ukrayna’nın yanındayız!” demişlerdir. Dünya maskeli balodur! 
Kim kimdir? 
Ayırmak güçtür. Zaten dünya da iki yüzlü
değilmidir..? 
Her ne olursa olsun, silahlara veda, barış daim olsun.
“Amerika: Gece sürüye
Saldırır veya saldırtır,
Sabah çobanla oturur
Ağlar”