Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin oynamaktaydılar. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) De katıldı torunlarının oyununa. Küçük çocukların oyunlarına sık sık katılırdı. Torunlar kovalamaca oynuyorlardı. O günkü oyunda Peygamberimiz bir tarafı tutuyordu. Hz. Hasan’a yakınlık gösteriyordu. Onu, Hz. Hüseyin’i yakalamaya teşvik ediyordu. Peygamberimizin her zamanki hâlinden farklı bir tutumdu bu.
Oyunu izlemekte olan baba Hz. Ali’nin gözünden kaçmadı bu durum. Küçük oğlunu yalnız hissetti. Niçin dede büyük oğlu Hasan’ı tutmaktaydı? Sormadan edemedi.
“Ey Allah’ın Resulü!” Dedi.
“Niçin Hasan’ı tutuyorsun?
Halbuki Hüseyin daha küçüktür?
Peygamberimiz, bu davranışının nedenini anlayamayan babayı, verdiği inanılmaz güzellikteki cevabıyla rahatlattı. Hüseyin’i de Cebrail a.s. Tutuyor!” Çocukların oyunlarına katılmakta nasıl bir güzellik var ki, Allah’ın rahmet nazarını kendine çekiyor. Allah, öyle bir rahmet nazarıyla ve hoşnutlukla bakıyor ki, o oyunda Allah’ın Resulü ve Cebrail (a.s.), çocukların kovalamaca heyecanında yer alıyor ve onlara eşlik ediyorlar...
Allah’ın çocukları sevme ve değer verme derecesine bakın ki, Habibini ve en büyük meleğini onlara oyun arkadaşı ediyor. Evet, şu bir gerçek ki; çocukların oyunlarına melekler katılıyor.
Bize de o alana girebilmek için, çocuklarla oynamak kalıyor...