Yozgat mahalli halk oyunları açısından zengin bir potansiyele sahiptir. Orta Anadolu’nun en zengin folklör merkezi olan İlimizde; 15 ayrı kadın oyunu, 50’ye yakın türkü, 10’a yakın erkek oyunu ve bir çok oyun havası vardır. Milli oyunlarda kadın kıyafeti; 3 etek ve pullu festir. Kadın oyunları davul-zurna, cümbüş, darbuka, keman ve saz eşliğinde oynanır. En çok oynanan kadın oyunları; burçak tarlası, kunduralım, nalinim, feyli turnam, darine-dariney, vıy vıy ve madımaktır. Erkek oyunlarında kıyafet; derme yelek, renkli gömlek, püsküllü fes ve şalvardır. Erkek oyunlarından en çok oynananları; Yozgat ağırlaması, Bopbili, Tekayak, Üçayak, cemo, yerli gelin, çekirge, aynalı ve kamalı'dır. Bunların yanı sıra, kaşık oyunları, çiftetelli, asmalarda Üzüm, loli, keçeci baba, vıy vıy, karanfilli, gelin, dünür gibi oyunlar da sergilenir.
    Mahalli halk Oyunlarımızı: "İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Evci Köyü Erkek Halk Oyunları Topluluğu" temsil etmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca 25 Eylül 2004 tarihinde Ankara'da yapılan yarışmalarda birinciliğe layık görülen bu topluluk "Yozgat Ağırlaması, Bopbili, Tekayak, Üçayak" adlı oyunlarıyla tescillenmiştir.
    Ayrıca, bazı yörelerde semahlar da yaygındır. En yaygın olarak bilineni "Bozok Semahı" da denilen "Kırklar Semahı'’dır.
SEYİRLİK OYUNLAR
SAYA OYUNU:
    Saya Oyununun geçmişini ve kısaca oynanış şeklini şu biçimde anlatabiliriz: Rivayete göre oyunun kökeni, Orta Asya Bozkırlarına kadar dayanmaktadır.
    Derler ki ilkbaharla birlikte koyun ve keçilerin yavrulama zamanlarına 15-20 gün kala oyun oynanmaya başlanırmış. Kendileri için her şey demek olan sürülerinin, o seneki yavrularının sağlıklı, verimli ve bereketli olması ümidiyle bu oyun oynanmaktadır. Belki bir yaşam biçimi, belki de uğruna inanılan bir şey ama şurası muhakkak ki, sosyal yaşantıyı ve sosyal dayanışmayı vurgulayan bir tarafı var, Oyun, her sürü sahi binin kapısında tek tek oynanmaktadır. Bu evlerden tuz. ekmek, yağ vb. gıda maddeleri toplanarak Baş arap lakaplı oyuncu nun evinde pişirilip köy halkıyla birlikte bir kısmı yenmektedir. Diğer kısmı ise herkese azar azar dağıtılmaktadır. Bu yiyeceklerden hayvanların yemlerine de katılmaktadır ki sağlıklı doğum, bolluk ve bereket olsun diye. Bir evin kapısına gelindiğinde aşağıdaki mani okunur:
"Sayacı geldi duydun mu?
Selam verdim aldın mı?
Hey ne kaldı, ne kaldı?
Şurda elli gün kaldı,
Elli günden az kaldı,
Otuz günden tez kaldı,
Oğlağın yağı yetti,
Kuzunun tüyü bitti.
Şu derede tütün tüter,
Çocumanlar (çocuklar) kefen üter,
Heey çocumanlar heeeey" denilerek evdeki küçük çocuklar, elleri ve yüzleri boyalı oyunculardan bağırılarak ev halkı uyarılır ve evin kapısı çalınarak oyuna başlanır.
    Oyunun oynanışı şu şekildedir:
    Seksen-doksan yaşlarında bir ihtiyar, onbeş- onaltı yaşlarında genç bir kızla evlenir fakat kız bu durumdan memnun değildir. Bir süre sonra kız ihyarı bırakıp kaçar. Baş arap lakaplı oyuncu, yine oyunculardan tilkiye, halkı koklatarak kızı buldurur. İhtiyar kıza neden kaçtığını sorduğunda ise, kız çeşitli bahaneler uydurur. Bu arada tilki lakaplı oyuncu, ihtiyara: "Bu kız sana değil bana yakışır." gibi sözlerle kendisine pay çıkarmaya çalışır. Bunun üzerine ihtiyar, kızın kendi eşi olduğunu halka anlatmaya başlar. Bu amaçla kızın kendine ait olduğunu ispatlayacak ve onu kendisine getirecek bir ara bulucu seçer. Bu ara bulucu sahneye çıkar fakat oyuncular bu arabulucuyu sopalarla döverek oyun dışına atarlar. Oyuncular kostüm olarak koyun-keçi postu, sopa, çıngırak, çeşitli boncuklar, tahta kılıç,el aynası,siyah boya,deri giyecekler vb. kullanmaktadır. Arap baş arap, kınalı,ala,siyah,beyaz gibi lakaplar ise oyunculara takılmıştır. Lakapların bu şekilde kullanılmasında ki amaç sa doğacak yavruların bu şekilde beklenmesi, istenmesinden dolayıdır. Oyunun çeşitli yörelerde değişik versiyonları olabilir.
YASTIK GÜREŞİ:
Yaşlı bir insanın hayatla mücadelesinin sembolize edildiği yastık güreşi oyunu, hem güldürün hem düşündüren mesajlarla dolu bir oyundur. Malzeme olarak bir yastık, yere sermek için kimim ve yastığı tutmak için bir kişinin kullanıldığı oyunda, çeşitli güreş figürleriyle izleyiciye sunulur.
DEVECİ OYUNU:
    Deveci oyunu bir hırsızla bir çobanın kovalamacısını anlatır. Bir hırsızın Deveci katarından bir şeyler çalmaya çalıştığı oyundaki tiplemeler,kostümler, sarf ettikleri sözler alıştığımız salon tiyatrosunun dışında geleneksel Türk tiyatrosunun doğaçlamasının hoş bir örneğidir.
ERKEKLERARASI
DÜĞÜN OYUNLARI:
    Düğünlerimizin son gecesi, gelinin kına gecesidir. Bu, aynı zamanda düğüncünün gelin almaya geleceği günün gecesi demektir. Bu gelme işi bir köyden başka bir köye olduğu gibi, aynı köyde bir mahalleden bir mahalleye de olur. Her iki türlüsünde de erkekler düğün odasında, kadınlar düğün evinde gece yarılarına kadar güler, oynar, eğlenir, halay çekerler. Düğünün önemli gelenek ve törelerini işlerler.
    Daha ilginci, temsil, öykünme (taklit), orta oyunu türünden diyebileceğimiz bir çok eğlence türüne yer verilir. Oyun ya da seyir çıkarma denilen bu işler, çokça sı erkekler arasında görülür. Daha çok da gelin almaya gelen düğüncüye yaptırılır. Bu eğlenceler, yalnız düğün evinde değil, eğer düğün köyden köye ise düğüncünün misafir olduğu odalarda da sabahlara kadar devam eder. Bu düğünler, köylünün mahsulünü kaldırıp eli para gördüğü sonbahar ve kış günleri yapılır. Çünkü o mevsimde köylünün işi de yoktur.
KIYAFETLER
ERKEK KIYAFETLERİ:
    Köylerde;
    Başa: Keçeden örülerek yapılan kırmızı veya beyaz fes giyilir. Gençler sade fes giyerken ihtiyarlar etrafında ebani sarık sararlar.
    Göynek: Tırıl tabir edilen siyah-beyaz çizgili kumaştan yakasız olarak dikilir. Sol kısmı geniş tutularak sağ omuz üzerine düğmelenir. Kollar el kısmına doğru genişler,düğmesizdir.
    Delme Yelek: V yakalı önden düğmeli üç cepli olarak göynek üzerine giyilir.
    Potur: Kalın aba Kumaştan arka kısmı geniş ve torbalı olarak dikilir. Ayak bileğine gelen kısmın içine ikinci bir kumaş yerleştirilerek sağlamlaştırılır.
    Çorap: Düz beyaz ve siyah yünden örülür.
    Çarık: Camız gönünden (deri) halkın kendisi tarafından dikilir.
    Şal Kuşak: Göynek ve poturun üzerine katlanarak sarılır.
    Yağlık: Kumaştan düşmeyecek şekilde belin sağ tarafına asılan büyükçe bir mendildir.
Şehirde;
    Başa: Keçeden dövülerek yapılan kırmızı fes giyilir. Gençlerde etrafına boziye ve poşu sarılarak sağ tarafta düğmelenerek uçları aşağıya doğru bırakılır.
    Göynek (Gömlek): Yakasız olarak düz kumaştan dikilir. Önden düğmeli kol ağızları manşetlidir.
    Delme Yelek: V yaka şeklinde üç cepli dikilir. Üst cebe köstek,alt ceplerden birine saat konulur.
    Aba: Yarım ve tüm aba olarak iki şekilde dokunur. Kalın ve renkli yündendir. Bele kadar olanına yarım aba, diz kapağına kadar olanına tüm aba denir.
    Kurt Ağzı Şalvarı: İsmini paçasındaki kurt ağzı şeklinden alır.
    Çorap: Renkli ve işlemeli olarak örülür.
    Çerkez Kuşağı: Düz beyaz renklidir. Bele sarılır. Sol ucu hafif yana bırakılır.
    Yağlık: Bir ucu kuşağın içine sokularak sağ yana bırakılır.
    Ayağa: Siyah ve kırmızı renklerde yemeni veya mıhlı kundura giyilir.
KADIN GİYSİLERİ:
    Köylerde;
    Başa: Keçeden dövülmüş kırmızı fes arkaya doğru yatırılarak giyilir. Fesin ön kısmına değişik renk kumaşlar ve boncuklarla süsleme yapılır. Fesin üzerine Tokat yazması boynun arkasında düğümlenecek şekilde bağlanır.
    Üç Etek: Üç parçadan dikilir. Aynı kumaşın değişik renkleriyle üçgen motiflerle süslenir. Süslemeler genelde yaka kenarlarında kollarda ve üç eteğin arka alt kısmındadır. Üç eteğin ön iki ucu bele sokulur.
    Entere Şalvar: Üç eteğin içine giyilir. Ön alt kısmı kanaviçe işlemedir.
    Şalvar: Ayak bilekleri içten bağlanacak şekilde dikilir.
    Çorap: Renkli işlemeli yün çoraptır.
    Önlük: Üç eteğin kumaşından değişik renk kumaşlar,pul ve boncuklarla süslüdür.
    Çarık: Camız derisinden yapılır. Üzerine ponpon veya küçük cam parçaları yerleştirilir.
    Bel boncuğu: Bele bağlanır. İrili ufaklı boncuklarla örülür.
    Şehirde;
    Başa: Fes giyilir. Fesin önü altın veya oyalarla süslenir. Fesin her iki yanına şekkiye takılır. Ekonomik yönü iyi olanlar fes üzerine gümüş taç takar. Üzeri renkli kıvraklarla örtülür.
    Üç Etek: Üç parça kadifeden dikilir. Antep işi denilen işlemelerle donatılır.
    Entere Şalvar: Aynı kadifeden yapılır. Antep işi ile süslenir.
    Şalvar: Saten kumaştan dikilir.
    Çorap: İşlemeli renkli yün çoraplardır.
    Yemini: deriden,ince topuklu ve kırmızı renklidir.
    Takı: Fese altın, boyna hamaylı, bele gümüş veya altın kemer takılır.
Editör: TE Bilişim