Gün geçtikte yaygınlaşan Yozgat’ta da hasta sayısı artan çölyak hastalığı hakkında uzmanlar vatandaşları uyardı.

Uzmanlar, son yıllarda sıklıkla karşılaşılan çölyak hastalığının, bağışıklık sisteminin gluten içeren besinlere gösterdiği tepkiyle birlikte ince bağırsağın iltihaplanması sonucunda ortaya çıkan otoümmin kronik bir hastalık olduğunu söyledi.

Hastalığın, bağırsağın doğal florasının zarar görmesi sonucunda belirti verdiğini dile getiren uzmanlar, başlıca belirtileri “İshal, yağlı dışkı, bulantı / kusma ve kilo kayıpları” olarak sıraladı. Bunun dışında hastaların yaklaşık olarak yüzde 50’sinde de “Anemi, osteoporoz, nörolojik sorunlar, dermatitis herpetiformis, diş minesi hipoplazisi belirtileri” görülebildiğini ifade etti.

GLUTENSİZ BESLENME ŞART”

Çölyak hastalığının temel tedavisinin “Glutensiz beslenme” olduğunun altını çizen uzmanlar “Hastalar, bağırsak şikayetlerinin artmaması, kemik kaybı ve kanser riski gibi belirtilerin oluşmaması için glutensiz diyete sıkı sıkıya bağlı kalmalıdır. Glutensiz diyetin temel ilkesi; buğday, arpa, çavdar, yulafın ve bu tahıllardan üretilmiş (nişasta, un, ekmek, makarna, kek vb.) ürünlerin eliminasyonunu sağlamaktır. Buğday gluten içerme oranına sahip en yüksek besin grubudur. Yulaf tüketilecekse günlük en fazla 50 grama kadar vücut tolere edebilir” dedi.

“SÜT VE DONDURMA YERİNE KEFİR VE YOĞURT”

Gluten hassasiyeti olan kişilerin inek sütünün içeriğinde yer alan laktoza karşı da hassasiyetleri olabildiğine dikkat çeken uzmanlar, “Bu sebeple, glutensiz beslenmeye başlandıktan sonraki ilk haftalar bağırsaktaki laktoz seviyeleri normale dönene kadar içeriğinde laktoz olan süt ürünlerinden (süt, dondurma, krema, taze peynirler) kaçınılmalıdır. Eski peynirler, yoğurt veya kefir gibi laktoz seviyesi daha düşük olan süt ürünleri tüketilebilir” diye konuştu.

13 Mayıs 2024 Yozgat ve ilçelerinde nöbetçi eczaneler 13 Mayıs 2024 Yozgat ve ilçelerinde nöbetçi eczaneler

Çölyak hastalığının, yağda çözünebilen vitaminler (A, D, E, K) dışında folik asit, demir, tiamin, B12 ve B6 vitamini eksikliğine de yol açabileceğine değinen uzmanlar, magnezyum, çinko, bakır ve selenyum başta olmak üzere belirli minerallerin düzeylerinin, çölyak hastalığının ciddiyetine ve beslenme ile alımına bağlı olarak düşük olabileceğini ifade etti.

Glutensiz ticari tahıl bazlı ürünlerin çoğunun, az lif içerdiğini ve glisemik indeksinin yüksek olduğunu vurgulayan uzmanlar, “Bu nedenle hastalar kilo alımı ve kabızlıktan şikayetçi olabilirler. Bu şikayetleri azaltmak için çölyak hastalığında beslenme planının tamamen kişiye özel ve titizlikle yapılması gereklidir. Sağlığın uzun dönem korunması için çölyak hastalarında yalnızca glutensiz beslenmenin değil, hem makro ve mikro besin ögelerini hem de posa miktarını yeterli seviyelerde sağlayabilen sürdürülebilir glutensiz bir beslenme planlanması oldukça önemlidir” dedi.

Uzmanlar, glutenin; ekmek, hamur işleri, makarna, bisküvi gibi besinler başta olmak üzere un eklenmiş soslar, salata sosları, bazı turşular, hazır çorbalar gibi ürünlerde de bulunduğunu anlattı. Sıkı bir glutensiz diyetle bile eser miktarda gluten tüketileceğine işaret eden uzmanlar, şunları söyledi:

“Glutensiz beslenmede gözden kaçan ve hastalığın seyrini şiddetlendiren birçok ürün bulunabilir. Bu ürünler sosisler, çorbalar, soya sosu, dondurma, işlenmiş etler, baharat karışımları, hazır sirkeler, irmik, kuskus, tarhana, boza, bira, bira mayası olarak sıralanabilir. Glutensiz etiketli ürünlerde bile eser miktarda gluten vardır. Bunun nedeni gluten içeren ürünlerle aynı yerde işlenmesi veya depolanması sonucunda çapraz bulaşma görülmesidir. Dolayısıyla "glutensiz" olarak adlandırılan terim, genellikle zararsız olan ve glutenin tamamen olmadığı anlamına gelmeyen bir miktarda gluteni ifade eder. Aslında, glutensiz diyetteki çapraz kontaminasyondan kaynaklanan gluten miktarı günde 5 ila 50 mg arasında değişebilir. Bu sebeple çölyak hastalarının etiket okumaları büyük önem taşır.” Haber Merkezi

Editör: İleri Sosyal