Toplumda aile olma bilincinin artırılmasına ve aileyle ilgili konularda farkındalık oluşturabilmek için düzenlenen söyleşide İl Müftü Yardımcısı Aybala Tuğba Uzuner, aile kurumunun önemine dikkat çekti.

Yozgat Belediyesi tarafından düzenlenen söyleşide ailenin, yeryüzünde en köklü, en eski ama eskimeyen bir kurum olduğunu söyleyen İl Müftü Yardımcısı Uzuner, söyleşiye katılan kadınların merak ettiği sorulara da yanıt verdi.

“AİLE, EN DEĞERLİ HAZİNEDİR”

Aile kurumu için güven duygusuna ihtiyaç olduğunu vurgulayan Uzuner, “Aile, toplumun en küçük birimi olup evlilik bağıyla kurulup gelişen, toplumumuzun en temel unsurudur. Hayatta sahip olunabilecek en değerli hazinedir. Hem büyük bir nimet hem çetin bir imtihandır. Bir bebeğin duyduğu ilk güven, tattığı ilk huzur, yaşadığı ilk mutluluktur. Güven, sevginin sağlam ve kalıcı olması için gerekli olan bir duygudur ve birçoğumuz için sevgiden önde gelen bir ihtiyaçtır. Güven, korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusudur. Güven duygusu dürüstlüğün, tutarlılığın ve vefanın bir sonucu olarak zamanla gerçekleşir. Evliliklerde güvenin oluşması için çaba ve özveri gerekir. Güven içinde olmak, güvende hissetmek hem bireysel yaşamımız için hem toplumsal yaşam için kaçınılmaz bir gerekliliktir. Şeffaf ve dürüst ilişkiler evlilikteki güven duygusunun temelidir” şeklinde konuştu.

“AİLE TEHLİKELERE KARŞI BİR KALEDİR”

Ailede kurmanın dindeki yeri ile ilgili de açıklama yapan Uzuner, “Bir bütünün diğerini tamamlayan iki yarısı, kadın ve erkek, evlenerek bir yuvayı paylaşır. İki ayrı yol, iki ayrı ömür birleşir. Nikâhla huzurlu bir aile kurar, hem bedeni hem de ruhu için sağlam bir sığınağa kavuşur. Aynı zamanda yeni sorumluluklar yüklenir. Allah’ın adı şahit tutularak kurulan aile, O’nun bahşettiği çocuklarla gelişir ve güzelleşir. Kadın, gözünün nuru ve gönlünün neşesi yavrularıyla anne olmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşar. O artık, ayaklarının altına cennet serilen bir annedir. Erkek ise güzel ahlakla donanmış nesiller yetiştirmenin sorumluluğunda bir babadır artık. Anne ve baba olmak öyle yüce bir makamdır ki Cenâb-ı Hak kendisine kulluktan hemen sonra onlara iyi davranmayı emretmiştir. Aile, Rabbimizin eşsiz ve benzersiz kudretiyle bize sunduğu nadide bir nimettir. Bir toplumun temel çekirdeği ve dinamiğidir. İftihar vesilesi en büyük değer, en kıymetli hazinedir. Aile; iyinin, kötünün, doğrunun, yanlışın, güzelin çirkinin öğrenildiği ilk mekteptir. Erdemlerin kazanıldığı, insanı insan yapan değerlerin miras olarak alındığı bir okuldur. Aile, maddi ve manevi tehlikelere karşı bir kaledir. Sevgi, rahmet ve güven iklimi, dünyadaki cennet huzurudur” ifadelerini kullandı.

“DİNE DAYANDIRILMAYA ÇALIŞILIYOR”

İyi ile kötüyü ayırt edebilme yetisine sahip olmayan çocuk yaştaki kızların evlendirildiğini söyleyerek bu durumun yanlış olduğunu ve dinde yerinin olmadığını bildiren Uzuner, “Yuvalarımızın temelini atarken evlenecek çiftlerin ehliyetini, karşılıklı rızasını, sevgisini ve sadakatini esas alırız. Zira evlilik, tek taraflı bir menfaat ilişkisi değildir. Aksine evlilik, kadın olsun erkek olsun eşlerin istikballerine beraberce karar vermeleridir. Bir başkasının iradesini esir alma, onun üzerinde mülkiyet iddiasında bulunma ve geleceğini belirleme hakkı ve yetkisi hiç kimsede yoktur. Bütün bunlara rağmen, zaman zaman doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ayırt edebilme yetisine sahip olmayan çocuk yaştaki kızlarımız evlendirilebilmektedir. Hatta cehalet ve sorumsuzluktan kaynaklanan bu yanlış algı ve uygulamalar, kimilerince dine dayandırılmaya çalışılmaktadır” diye konuştu.

Yozgat Bozok Üniversitesi'nden Iğdır'a! Yozgat Bozok Üniversitesi'nden Iğdır'a!

“YAŞAM BİR EKİP İŞİDİR”

Her ailede haklar ve sorumlulukların olduğunu söyleyen Uzuner, özgürlükler kadar sınırların da var olduğunu ve olması gerektiğini belirtti. Uzuner konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Adalet bilincinin oluştuğu ilk yer ailedir. Çocuğun, anne babasının hem kendine hem de birbirleri ve çevreye davranışlarını gözlemleyerek hayata dair değerleri ile duygu ve düşünceleri şekillenir. İnsan sosyal bir varlık olduğu için, yaşam bir ekip işidir. Bu ekip de ailedir. Her ailede haklar kadar sorumluluklar, özgürlükler kadar sınırlar da vardır ve olmalıdır da. Bireyler böylece aile ortamında insaf ve adalet duygusuna sahip olacaklardır. Aileye yönelik değerlerin istismar edildiği, aile kurumunun nice tehlikelere maruz kaldığı ve itibarsızlaştırıldığı günümüzde, ailemizin kıymetinin farkına varalım. Aile hayatımızda ve bütün yaşantımızda yüce dinimiz İslam’ın hayat veren ilkelerinden bir an olsun ayrılmayalım. Göz aydınlığı yavrularımıza, hayat arkadaşı eşlerimize, varlık vesilesi anne babalarımıza huzur ve sükûnet veren bir aile ortamı sunalım. Unutmayalım ki huzurlu bir aile, merhamete açılan ve şiddete kapanan kapı ile mümkündür. Yine unutmayalım ki şu kısacık dünya hayatında ailemizden daha fazla bizi düşünen, bize emek veren kimse yoktur. İyi davranışımızı, vicdanlı ve insaflı duruşumuzu en çok hak eden onlardır.” Melike Aslı Arslan 

Editör: Duygucan Baloğlu