İl Sağlık Müdürlüğü yetkililerince, inflamatuvar bağırsak hastalıkları hakkında bilgilendirme yapıldı.

Yetkililer tarafından yapılan açıklamada, “Karın ağrısı, iştahta azalma, ishal, kilo kaybı, yorgunluk ve ateş gibi tekrar eden şikâyetleriniz varsa bunlar İnflamatuvar bağırsak hastalığı belirtisi olabilir. En yaygın görülen formları crohn hastalığı, ülseratif kolittir. Ülseratif kolit, kalın bağırsağın ve rektumun astarında iltihaplanma ve yaraları ifade eder. Crohn hastalığı, bu tip hastalık, sindirim sisteminizin astarının iltihaplanması ile karakterizedir ve bu da genellikle sindirim sisteminin daha derin katmanlarını içerebilir. Hem crohn hastalığı hem de ülseratif kolit kilo verme, ishal, yorgunluk, rektal kanama ve karın ağrısı ile karakterizedir. İnflamatuvar bağırsak hastalıklarını nedeni tam bilinmemekle birlikte genetik faktörler, beslenme, stres, çevresel faktörler ve kişinin immün sistemi durumu tetikleyebilir. Bu sebeple kişinin yaşam biçimi ve beslenme şeklinde yapılacak ufak değişiklikler tedavi sürecinde etkili olur. Aşırı kafein tüketimi, alkol, süt ve süt ürünleri, baharatlı ve yağlı besinler durumun belirtilerini kötüleştirebilir. Bu nedenle sindirimi kolay besinleri tüketmek hastalığın seyri için büyük önem taşır. Ayrıca tedavi sürecinde kişinin aldığı ilaçların takip edilmesi, alınan ilaçların tüketilen besinlerle listelenmesi ilaç ve besinlerin etkileşimini gözlemlemek adına faydalıdır. Aşırı derecede kilo kaybı, şiddetli ishal ve karın ağrısı, ateş ve dehidrasyon gibi belirtilerde mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır” ifadelerine yer verildi.

Yetkililer bilgilendirdi.1jpg

“HÜCRELER EKLEMLERE KARŞI MÜCADELE VERİR”

Kronik inflamasyonun 6 farklı sağlık durumunda oluşabileceğini ifade eden yetkililer tarafından, “Akut inflamasyon ile seyreden mikrobik bir hastalığa karşı vücudun bağışıklık yanıtının yetersiz kalması, enzimatik reaksiyon ya da savunma hücreleri tarafından ortadan kaldırılamayan yabancı madde varlığında, otoimmün hastalıkların seyrinde, iltihaplanma sürecinin düzenlenmesi ile ilgili hücresel işlevlerde bozukluk olmasıyla oluşan ‘Ailesel Akdeniz Ateşi’ gibi hastalıklarda, serbest radikal moleküller gibi inflamasyonu arttırıcı oksidatif stres etkeni maddelerin birikimi kronik inflamasyonlarda altta yatan hastalık ile oluşan belirtiler arasında bir ilişki mevcuttur. Romatoid artrit hastalığında kişilerin savunma hücreleri eklemlere karşı bir mücadele verir. Bu durumun sonucunda eklemlerde ağrı, sertlik, ödem ya da fonksiyon kaybı gibi belirtiler oluşur. İltihaplanma halinin kronik bir süreç olması nedeniyle zaman içerisinde halsizlik, uyuşma ve karıncalanma ya da eklem hareket açıklığının azalması gibi diğer şikâyetler de hastalık tablosuna eklenebilir. Bir diğer iltihabi hastalık olan inflamatuar bağırsak hastalıklarında inflamasyon sindirim sistemi kanalındadır. Bu nedenle bu rahatsızlığa sahip kişilerde ishal, karın ağrısı, kramplar, şişkinlik, kilo kaybı, anemi (kansızlık) ya da kanamalı ülser (yara) oluşumu gibi semptomlar ortaya çıkabilir” denildi.

10 Mayıs 2024 Yozgat ve ilçelerinde nöbetçi eczaneler 10 Mayıs 2024 Yozgat ve ilçelerinde nöbetçi eczaneler

“DESTEK ALIN”

Hastalığın tedavisi hakkında yapılan açıklamada ise şu bilgiler yer aldı; “Son 10 yıldaki çalışmalar kişinin yaşam tarzı ile inflamasyon düzeyi arasında bir ilişki olabileceğini göstermiştir. Yüksek CRP düzeyine sahip bireylerin genel olarak fizisel inaktif, kan şekeri seviyesi yüksek ve sağlıksız beslenme alışkanlığına sahip olması bu sonuçları doğrular niteliktedir. Bu kişilerde aynı zamanda hipertansiyon ve obezite gibi diğer sağlık sorunlarına karşı da bir yatkınlık söz konusudur. Beslenme planının akdeniz diyeti ile değiştirilmesi ve orta derecede egzersiz yapılması CRP düzeyinin tekrar normal sınırlara indirilmesinde oldukça etkili yaşam tarzı değişiklikleri arasında yer alır. Yaşam tarzı ve beslenme planı ile ilgili değişiklikler kronik inflamasyonun seyrini ve tetikleyici faktörlerini olumlu yönde etkileyebilir. Kilo verilmesi iltihaplanma sürecini azaltmak adına atılabilecek adımların başında gelir. Düşük glisemik indeksli bir beslenme planının oluşturulması, doymuş yağ tüketiminden veya işlem görmüş gıdalar ile beslenmekten kaçınmak, sebze ve meyve gibi lifli gıdaların tüketimine özen göstermek ve mikro besin maddesi olarak ifade edilen mineral ve vitaminler açısından yeterli bir diyet uygulamak, inflamasyonun baskılanabilmesi adına yapılabilecek beslenme tarzı değişiklikleri arasında yer alır. Kronik inflamasyonda altta yatan hastalığa yönelik olarak hekimler çeşitli ilaçların reçetelendirmesini gerçekleştirebilir. Tip 2 şeker hastalarında metformin etken maddeli ilaçlar kullanılabilirken özellikle kan dolaşımındaki yağ seviyesi yüksek kişilerde statin olarak ifade edilen ilaçların inflamasyon karşıtı etkilerinden faydalanabilir. Steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar hücresel enzim mekanizmaları üzerinden etki ederek vücuttaki inflamasyonun baskılanmasına katkı sağlarlar. Bu ilaçlar dışında ciddi seyirli iltihabi hastalıklar ve lupus gibi otoimmün hastalıkların tedavisinde kortikosteroid tedavisine başvurulabilir. İnflamasyon her ne kadar vücudun normal bir bağışıklık işlevi olarak kabul edilse de kronikleşmesi durumunda meydana geldiği bölgenin hasarlanmasına neden olabilir. İnflamasyon sürecine dair vücudunuzda herhangi bir belirti ya da bulgu fark etmeniz halinde sağlık kuruluşlarına başvurarak uzman hekimlerden destek almanız önerilir.” Haber Merkezi

Editör: İleri Sosyal