Yozgat Bozok Üniversitesinde konferansa davet! Yozgat Bozok Üniversitesinde konferansa davet!

Göz Hastalıkları Hekimi Operatör Dr. Mehmet İçöz, glokom hastalığının göz hastalıkları içerisinde en sinsi hastalıklardan birisi olduğunu belirtti. 
Glokom, genellikle göz içi basıncının artması nedeniyle görmemizi sağlayan sinirin hasar görmesi ve tedavi edilmezse körlükle sonuçlanan bir hastalık olduğunun altını çizen İçöz, “Hastalığın en kötü yanı ileri dönemlere kadar belirti vermemesidir. Gözün en önemli fonksiyonu olan görme, hastalığın ilerleyen aşamasında etkilenir ve geri dönüşü olmayan hasarlara yol açmaktadır. Bu nedenle tüm hastaların yılda bir kez detaylı tam göz muayenesi olması gerekir. Sadece göz içi basıncının ölçülmesiyle kalmayıp, görme siniri kalınlıkları, görme alanı, kornea kalınlığı ve ön kamara açısı ile birlikte doğru teşhis ve doğru tanı için gereklidir. Özellikle ailede göz tansiyon öyküsü olanlar daha dikkatli olmalıdır. Bu hastalığın genetik yönü de mevcuttur. Diğer risk faktörleri arasında kortizon olarak adlandırılan steroid kullanımı, ileri yaş, migren, kan basıncının yüksek olması da belirtilen diğer risk faktörleri arasındadır. Glokom gelişimini engellemek şuan için mümkün olmayıp, erken teşhis ve uygun tedavi ile görme sağlığı korunabilir. Glokom tanısı konulduktan sonra önce ilaçlar, daha sonra farklı lazer uygulamaları ile tedavi yapılabilir. Fakat bu işlemlere rağmen hastaların bir kısmında cerrahi işlem gerekebilir. Görmenin sessiz hırsızı olarak adlandıracağımız göz tansiyonu, tüm dünyada önemli bir görme kaybı nedenidir. Bu amaçla 6 - 10 Mart tarihleri arasında farkındalığı artırmak için Dünya Glokom Haftası olarak kutlanmaktadır. Özellikle 40 yaş ve üzeri vatandaşlarımız, ailesinde göz tansiyonu olan tüm bireyler ve kortizon kullanımı olan tüm hastalar yılda en az bir kez göz tansiyonu açısından muayene olmalılardır. Hastamız bize başvurduğunda maksimum ilaç tedavisi almasına rağmen göz içi basıncı çok yüksek seyretmekteydi. Farklı farklı merkezlerde ilaçları düzenlenen hastamıza cerrahi yöntem ile tedavi edilmesi gerektiğini ve ameliyat öncesi ve sonrasında oluşabilecek riskleri anlattık.  Hastamıza 'Trabekülektomi + Periferik İridektomi' yöntemi ile göz içi basıncını düşürmeyi hedefledik. Hastamız artık takibimizde olup, görmenin bu sessiz hırsızına artık dur demeyi birlikte dediğimizi umuyoruz’’ dedi. 
»Haber Merkezi 

Editör: TE Bilişim