RAMAZAN ayının girmesiyle iftar ziyafetleri, iftar davetleri daha da artar. Dostlarımızı, yakınlarımızı iftara davet ettiğimiz gibi, biz de onların davetine gideriz, birlikte iftar ederiz. Bu güzel âdet, hem insanların birbirlerine yaklaşmalarını sağlar, hem de yardımlaşma ve cömertlik duygularını canlandırır.
Yemek yedirmeyi nimet bilmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: “Amellerin en faziletlisi, bir müminin aybını örtmek, karnını doyurmak ve bir ihtiyacını karşılamak suretiyle onu sevindirmektir.” Allah-ü Teâlâ, yemek yediren cömertle meleklerine övünür. Misafir, sofrada bulunduğu müddetçe, melekler, ev sahibine dua eder.
 “Kim bir Müslüman kardeşine iftar vakti yemek yedirirse, onun sevabı kadar da kendisine sevap yazılır. Yemek yedirdiği kimselerin sevabından da hiçbir şey eksilmez.” (Tirmizî)                               
İftar vermek çok sevap dır. Yolda giderken bir oruçluya bir hurma veya bir zeytin verilse de iftar verme sevabına kavuşulur. Peygamber efendimiz, (Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftar verirse günahları affolur. O oruçlunun sevabı kadar ona sevab verilir) buyurunca, Eshab-ı kiramdan bazıları, bir oruçluyu iftar ettirecek kadar zengin olmadıklarını söylediler. Onlara cevaben (Bir hurmayla iftar verene de, yalnız suyla oruç açtırana da, biraz süt ikram edene de bu sevab verilir) buyurdu.         
Hadis-i şeriflerde oruçluya yemek yedirmeyi teşvik ederken, başka bir hadisten öğrendiğimize göre Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem bir yudum su, bir içim süt veya bir tek hurma ile de olsa iftar verilebileceğini ifade ediyor.
“İftar sofrasını hazırlamaya imkânım yok” diyerek dost ve akraba ziyaretlerini, Ramazan içinde iftar verip manevî mükâfatını elde etmeyi ihmal etmediğimiz zaman, çok şeyler kazandığımız gibi, güzel bir sünneti de işlemiş oluruz. Bir kardeşimizin iftar davetine gidip, yiyip içtikten sonra ona dua etmek de bir sünnettir.
Peygamber efendimiz, (Ramazan ayında bir oruçluyu su ile iftar ettiren, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur, buyurunca da, Eshab-ı kiram, “Su az ve kıymetli iken mi?” diye sual etti. Onlara cevaben (İsterse nehir kenarında versin, aynıdır) buyurdu. 
Yemek yedirmeyi nimet bilmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:  Amellerin en faziletlisi, bir müminin ayıbını örtmek, karnını doyurmak ve bir ihtiyacını karşılamak suretiyle onu sevindirmektir. Cennette öyle güzel köşkler vardır ki, bunlar, tatlı konuşan, yemek yediren ve herkes uyurken namaz kılanlar içindir. 
İftar soframızda oruçlu misafirlerimizin bulunması da Allah'ın rızasını kazanmamıza vesiledir ve tavsiye edilmiştir. Nitekim Allah Resulü (s.a.v.) bir hadislerinde "Oruçlu kimseler sofranızda iftar etsinler. Yemeklerinizi iyi kimseler yesinler. Böylece Melekler de size dua etsinler." buyurmaktadır.
Oruçluya iftar ettirmenin çok sevap olduğunu da işaret eden sevgili Peygamberimiz (s.a.v) başka bir hadislerinde de "Bir kimse oruçluya iftar ettirirse, oruçlunun sevabı gibi sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiç bir şey eksilmez." buyurmuşlardır.
Orucun birçok faydaları vardır. Önemli faydalarından biriside zenginlerin fakirleri hatırlamasını, fakirlerin ihtiyaçları ile ilgilenmesini sağlamaktır. Atalarımız  "Tok acın halinden bilmez." Demişlerdir.  Oruç zengine açlığı, dolayısıyla devamlı aç olanları hatırlatır Zenginler Peygamber Efendimizin "Komşusu aç iken kendisi tok olarak sabahlayan bizden değildir." sözünü ramazan da daha çok hatırlar ve düşünürler. Bu sebeple zenginler; sofralarında oruçlu olan fakirleri bulundurmayı veya fakirlerinde sofrasına bir sıcak çorba koymalarını temin için onlara yardımcı olmayı ihmal etmezler.
Dost ve arkadaşlara yemek yedirmek, sadaka vermekten efdaldir. Hazret-i Ali buyurdu ki: Dostlara yedirdiğim bir ekmek, fakirlere verdiğim beş ekmekten daha kıymetlidir.  O beni yemeğe çağırmıyor. Onu niye çağırayım dememelidir! Yemeğe çağırırken de, yemeğe giderken de yalnız Allah rızasını düşünmelidir.  “Bir kimse, Ramazanda, bir oruçluya iftar verirse, günahları affolur. Hak teâlâ, onu Cehennem ateşinden azat eder. O oruçlunun sevabı kadar, ona sevab verilir. Bir oruçluya iftar veren, aynı sevablara kavuşur, diğerlerinin sevabından hiç bir şey eksilmez.