Empati ile sempati birbirine sıkça karıştırılan iki kavramdır. Bu nedenle empatiyi sempatiden ayırarak başlayalım söze. Empati; karşımızdaki insanı yargılamadan, kendimizi onun yerine koyarak, onun duygu ve düşüncelerini anlama çabamızdır. Empatiyi Türk Dil Kurumu (TDK) da“duygudaşlık” olarak tanımlamaktadır.
Sempati ise karşımızdaki kişi sevinince sevinmek, üzülünce üzülmektir. Yani karşımızdaki kişinin duygularını kendi duygumuzmuş gibi içselleştirmek ve aslında onu anlamaktan çok, onunla o duyguyu yaşamaktır. Sempatiyi Türk Dil Kurumu (TDK) da “sıcakkanlılık” olarak tanımlamaktadır.
Örneğin; bir yakınımız, bizimle bir üzüntüsünü paylaştığında, yargılamadan onu anlamaya çalışıyorsak bu empatidir. O ağlayınca ağlıyor, o gülünce gülüyor, duygusal tepkiler veriyor, haklı olduğunu söylemek gibi yorumlar yapıyorsak bu sempatidir. Her ikisi de iletişimde önemli yer kaplasa da insan ilişkilerinde empatinin var olma zorunluluğu daha fazladır diyebiliriz.
Modern yaşam ve beraberinde gelen karmaşık sosyal ilişkiler empatiye olan ihtiyacı daha da artırıyor. Sağlıklı iletişim kurmanın yolunun geçtiği yerlerden biri de empati oluyor. Çünkü biz insanlar en çok anlaşılmak istiyoruz.
1984 kitabında George Orwell “Belki de insan, sevilmekten çok anlaşılmak istiyordu.”diyor.
Çoğu zaman duygu ve düşüncelerimizi yorumlansın, yargılansın diye ifade etmiyoruz. Yalnızca ne düşündüğümüz ne hissettiğimiz anlaşılsın istiyoruz. Bu yüzden de bizi anladığını düşündüğümüz insanlarla vakit geçirmeyi tercih ediyoruz ya da etmek istiyoruz. Fakat kabul edelim ki yaşamda her zaman kendi seçtiğimiz insanlarla bir arada olamıyoruz. Evden dışarı çıktığımız andan itibaren etrafımızdaki insanlarla iletişimimiz başlıyor. Bu iletişim her zaman sözlü olmak zorunda değil tabii. Beden dilimiz, jest-mimiklerimiz hatta bazen sadece bakışlarımız yoluyla bile iletişim kurabiliyoruz. Yani insan olmak aynı anda iletişimde de olmak anlamına geliyor. İletişim becerimizi güçlendirmenin en iyi yollarından biri de empati becerimizi güçlendirip, geliştirmekten geçiyor. Pek çok akademik araştırma empati becerisinin geliştirilebilir olduğunu işaret ediyor.
Peki, empati becerimizi geliştirmek ve empatik bir iletişim için nelere dikkat etmeliyiz?
İyi Dinleyici Olmak: Pek çoğumuz farkında bile olmadan karşılıklı konuşmalarda dinlemek yerine kendi söyleyeceklerimize odaklanıp, sabırsızlıkla konuşma sırasının bize gelmesini bekliyoruz. Hatta bazen o sırayı beklemeden laf kesip araya giriyoruz. Oysa anlayabilmek için dinlemek zorundayız. Anlamadan, dinlemeden konuştuğumuz için karşımızdaki insanlar tarafından da bizim anlaşılmamız mümkün olmuyor. Anlaşılmadığını düşünüp hisseden öfkeli insanlar topluluğu olarak hayatımıza devam etmek zorunda kalıyoruz. Empati becerimizi geliştirebilmek önce iyi bir dinleyici olmakla mümkündür.
Anladıklarımızı Yansıtma ve Aynalama: Karşımızdaki insanı etkili bir biçimde dinledikten sonra anladıklarımızı ona açık ve net bir biçimde, kendi yargılarımızı içine katmadan ifade etmeliyiz. Yani onun bize anlattıklarını ona yansıtmalı, aynalamalıyız. Burada sözünü ettiğim şey bir papağan gibi karşımızdakinin sözlerini tekrar etmek değil elbette. Onu anladığımızı ifade edecek bir özet gibi düşünebiliriz bunu. Bunu yaparak aynı zamanda yanlış anladığımız bir şeyler varsa karşımızdaki insana bunları düzeltmek için fırsatta tanımış oluyoruz.
Açık Uçlu Sorular Sormak: İletişimde olduğumuz kişinin kendini daha iyi ifade edebilmesi ve onu daha iyi anlayabilmemiz için belli aralıklarla ona açık uçlu sorular sorabiliriz. Yani cevabı evet, hayır gibi kısa ve net olmayan, içini açabileceği, konuyu genişletebileceği türden sorular sormaktan söz ediyorum.
Anladığımız ve anlaşıldığımız bir yaşam dileğiyle…