Geçen hafta “Belki de insan, sevilmekten çok anlaşılmak istiyordu.” başlıklı yazımda sizlere “empati” den ve öneminden bahsetmiştim. Empatinin insan ilişkileri için ne kadar önemli ve gerekli olduğunu vurgulamıştım. Fakat biliyoruz ki pek çok şeyin fazlası zarar olabiliyor. Empati dengeli ve ölçülü olduğu sürece insan ilişkilerinde fayda sağlıyor. Eğer kişi empatinin dozunu kaçırırsa kendisine duygusal olarak zarar vermeye, tükenmeye başlayabiliyor. İşte bu yüzden empatiyi bir de bu açıdan ele almak istedim.

Aşırı Empati Sendromu: Empati yorgunluğu olarak da bilinir. Kişinin kendi duygu ve düşüncelerini yok sayıp başkalarının duygu ve düşüncelerini önceliklediği bir durumdur. Bu sendromu yaşayan kişiler iletişimde olduğu kişilerle aşırı empati kurar ve iletişimdeyken “o ne der?”. “o ne düşünür?” “o ne hisseder?” diye düşünmekten kendini yaşayamaz hale gelir. Zamanla kendi kişiliğini yok sayar ve başkalarının hayatını yaşamaya başlar. Bu da kişinin hem özsaygısını yitirmesine hem de sosyal yaşamında saygınlığının azalmasına sebep olacaktır.

Peki, her şeyin fazlası her zaman zarar mı doğuruyor?

Kişide fazla olan bir şeyin yarar için kullanılması mümkün değil mi?

Empat Kişilik: Empat kelimesi empatiden türetilmiştir. Empat kişiler; hisleri, sezgileri güçlü, algısı açık kimseler olarak kabul ediliyor. İletişimde olduğu kişilerin hisleri konusunda duyarlı, onların düşündüklerini anlamada oldukça başarılı oldukları söyleniyor. Yani empati becerileri epey gelişmiş olan empatlar, bu becerilerini aşırı empati sendromunda olanın aksine etrafındaki insanları anlamak, uyumlanmak, sorunları ivedilikle tespit edip çözüme katkı sunmak için kullanıyorlar diyebiliriz.

Kendimizin veya bir başkasının empat olup olmadığını nasıl anlarız?

·         Kalabalık, yüksek sesli, gürültülü, fazla hareket ve hengamenin olduğu yerlerden kaçınırlar.

·         Dokundukları yüzeylerde pürüz ya da rahatsız edici bir doku olmasından hoşlanmazlar

·         Yoğun kokuları sevmez, yapay kokulardan uzak durmayı tercih ederler.

·         Bir ortama girdiklerinde orada baskın olan veya ezilen kişileri çabuk fark ederler.

·         Sosyal ortamlarda dengeleyen, arabulucu bir role bürünürler.

·         Beden dili, jest, mimik okumakta başarılıdırlar. İletişimde olduğu kimselerin duygu ve enerjilerini çoğunlukla doğru tahmin ederler.

·         İzledikleri film ya da dizilerin duygusuna çabuk giren, çoğu zaman duygusal sahnelerde göz yaşlarına hâkim olamayan kimselerdir.

·         Hayal kurmayı seven yaratıcı kişilikleri vardır.

Empat Türleri

Duygusal Empat: İyi bir dinleyicidir. Başkalarının durumlar karşısında hissedebileceği duyguları önceden tahmin etmekte iyidir. Hassas ve nazik bir iletişimi tercih eder. Sorunlara çözüm odaklı yaklaşır ve sorun yaşayan kimseleri iyi hissettirmek konusunda başarılıdır. Bulunduğu sosyal ortamlarda birleştiricidir, bütünleştiricidir.

Sezgisel Empat: İletişimde olduğu insanların yalnızca duygularını anlamakla kalmaz bu duyguların altında yatan sebepleri de sezebilirler. Dürtüsel davranmaz acele kararlar almazlar. İletişimde saklı olan ipuçlarını ve mesajları görebilirler. Pozitif bir bakış açısı benimsemiş, bulunduğu ortamlarda uyum, dürüstlük ve barışçıl bir yaklaşımı önemserler.

Ayrıca fiziksel (tıbbi), telepatik, heyoka, hayvan(fauna), bitki(flora) gibi başka empat türleri de olduğu söylenmektedir. Fakat ben insanlar arası iletişimi, ilişkileri ve duyguları konu aldığım için yalnızca duygusal ve sezgisel empatların özelliklerinden sizlere biraz bahsetmiş oldum.

Bu kadar empatiden söz etmişken; empatik olmak, iletişimde olduğumuz kişilerle empati kurmak, onları can kulağıyla dinleyip anlamaya çalışmak için sizce de güzel bir gün değil mi?