Geçmişi berrak temiz türk ailesinden kürümoğullarından olan İsmet İnönü Hacı Reşit beyin oğludur.Malatya doğumlu olduğu söylense de Asıl doğum yeri izmirdir. İlk ve lise eğitimini Sivas’ta yapmış harp okulunu üstün başarıyla tamamlamıştır. Topçu harbiyesinde okulunu birincilikle tamamlamış kurmay teğmen sınıfına ayrılmıştır. Tüm okullarında birincilik başarısı onu daha da üst makamlara taşımıştır. İlk görev yeri Edirne olmuştur. Burada kolağası rütbesini almıştır. Sonra da yemende mürettep kuvvet komutanlığına getirilmiş binbaşılığa yükseltilmiştir. Yemende Genel Kurmay başkanı olmuştur. Osmanlı İmparatorluğunun 1914 Dünya Savaşına katılımıyla başarılı bir profille yarbaylığa terfi edilmiştir. Pek çok cephelerde bu başarısını katlayarak götürdü 1915’de ise Albay rütbesini hak etti. İkinci ordu kolordu komutanı oldu. Sonra Mustafa Kemal ile birlikte kader birliği yaptı. Mondros mütarekesinde etkin görevlerle Harbiye Nezareti müsteşarlığına getirildi. Burada da  Atatürk’ün görevlendirmesi üzerine Genel Kurmay Başkanlığına getirilmiştir.
Bu görevde iken 1.İnönü zaferi ile Tümgeneralliğe 2. İnönü zaferini de kazanmasıyla cephe komutanlığına getirilmiştir. Sakarya savaşında üstün başarısı sonrada Mudanya mütarekesi onu ikinci adam olarak kılmıştır.
Lozan konferansında başkanlık ederek, vatan sevgisi, vefakarlık, azimliliği onun kuvayi milliye aşkının en özdeş bir kişilikte olduğunu ifade etmektedir. Lozanın son damlası olan Musul ve Kerkük ve boğazlar meselelerinin baskılı şekilde üstüne gitmesi ise Türk ulusuna masada olan düşmanlıkların oyunlarını alt üst etmiştir. Masadaki Türk başarısı dünyayı zerzele olarak sarsmıştır.
İşte ismet paşanın gerek hayat gerek yaşam başarısı gerekse türk birliğindeki savaş başarıları İstiklal harbinin önünü açmıştır. Türk ulusuna güç kuvvet ve cesaret kazandırmıştır. Atatürk ile olan bağı ise arkadaşlık ve vatanperverliklerinde örnek olmuştur.
Öz geçmişin anlatılmasıyla geçirilemeyen ikinci adam İsmet İnönü’ye atılan çamurlar maalesef bilinçli halk toplumu son derece üzmektedir, kamçılamaktadır. Başarıdan başarıya koşan bu güzel insanın arkasından son derece olumsuzluklar sergileyip camilerin ahır olarak kullanıldığı inançsız bir kişiliğe sahip olduğu devlet bütçesinde çarçur harcamalarla alkol bağımlılığı olduğu ve buna benzer pek çok iftiralı hareketlerle büyük insan irdelenmektedir. Hem de acı olanı devlet büyükleri tarafından irdelenmesidir.
Bilelim ki her başarının birlik ve beraberlikte vatan sevgisiyle milli ruhlarla geldiğini unutmayalım O günkü şartların çok olumsuzluklarla oluştuğunu unutmayalım hepsi gözler önündedir. Bir taraftan karış karış toprağı paylaşılmış bir ülke diğer taraftan iç isyanlar yokluk, kıtlık,sefalet salgın hastalıklar ve pek çok sıkıntılar ülkede  kim bilir nasıl çıkış yolları estirmektedir. Kutsal mabetlerimizin bu şartlar altında o şekilleri alması olağandır sanırım, Aslı olmayan bu güzel ibadet yerlerinin siyasi bir araç olarak kullanılması da hiç hoş karşılanmasa gerek. Bu söylemler hiç devlet büyüklerine yakışır davranışmıdır acaba. Unutmamak gerekir ki bu büyük insanların arkadaşlık bağı vatan millet aşkı azim ve fedakarlıkları bizlere bırakılan vatan emanetleri hiç unutulurmu ? Bu konuda inkarcı olunurmu ? Özgürce yaşadığımız bu vatanda bayrağın inmemesi ezanların okunması tanrım ve onların sayesindedir. Bu güzellikleri görmezden gelip inkarcı olanlar bu topraklarda vatan düşmanıdırlar. Bu düşmanlarında ne insanlık nezdinde ne de hiçbir yerde yerleri olamaz.
Sayın paşam Türk halkı sonra da Yozgat halkı adına sana minnet duyuyor. Senin gibi devlet adamlarına ve paşalarımıza her günkünden daha çok özlem ve ihtiyaç duyuyoruz seni ve sizleri rahmetle anıyor. Ruhunuz şad makamınız cennet olsun diyoruz.