Büyük kutsal değerleri gölgesinde taşıyan hükümdarlar her zaman içerisinde hakimiyetlerini sürdürdükleri gibi günümüz hayatında da devamlarını oluşturmaktadırlar. Gerçeği ise milletin mensup oldukları devletler milletin seçtiği milletvekillerinin oluşturdukları meclislere sahiptir milletin egemenliğini bu meclisler temsil eder hükümdar ise devleti temsil eder. Hükümet kuran vatandaş teorik olarak hükümdar tarafından seçilir. Fakat gerçekte hükümet başkanı milletin güvenini alan kuvvetli siyasi partilerin lideridir. Bunların oluşturdukları hükümetler millet ve memleket idare ederler ve Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı sorumludurlar. Bu açıklanan hükümetler temsilidirler gerçekte demokrasi prensibi yürürlüktedir. Ama bunlar tam manasıyla demokrat hükümetler değildir. Demokrasinin tam anlamıyla ideali milletin tümünün aynı zamanda idare eden konumunda bulunabilmesini hiç olmazsa devletin son iradesini yalnız milletin ifade edebilmesini ve göstermesini ister. Ne yazık ki milletlerin büyük yoksun olmayı gerektirecek tedbirsizliklerden kaçınmayı gerektirir. Bunun içindir ki demokrasi prensibinin en modern ve mantıklı uygulanmasını sağlayan hükümet şekli Cumhuriyettir bu şekil ilk önce bağımsız, özgür davranış biçimini en ön plana çıkarır burada devlet tek kişi ile idare edilmez hükümdar padişah şah yoktur. Halk istemediğini alaşağı edecek güce sahiptir.
Günümüzde başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere Türkiye’de Cumhuriyet ilkelerine, sahip çıkılmak istenmemektedir. Bir taraftan şeri hükümler diğer taraftan faşizm uygulaması diğer bir taraftan da dış ülkelerin sömürü düzeyi cumhuriyet ilkelerini alt üst etmektedir. Kutsal kitaplarda dahi vazgeçilmez toplum ve demokrasi anlayışı bu günkü siyasetle tamamıyla bağdaşmamaktadır. Cumhuriyet ilkeleri demokrasi bağlamında uygulamalar ters düşmektedir. Bundan istifade eden devlet ve hükümet yanlısı demokrasinin avantajlarından istifade ederek toplum düzeyinde haksızlık, yolsuzluk ve benzeri pek çok şeylerde demokrasiye yara aldırmaktadırlar. Oysa bu vicdan ne insanlık bağlamında ne de din ahlak bağlamında uygun değildir. Bu amaçlarla kendilerine yön bulanlar demokrasi sisteminde eriyip gitmeleri yakındır. Unutmayalım ki Cumhuriyet ve demokrasinin güzel yüzü güzel kutsal kitabımızda mevcuttur. Her zaman bu değerler Türk milletinin güzel özünde mevcuttur. Sahiplik ve yaşatmak ise halkın güzel insanlarıyla olur.