Savaş ve olağanüstü haller bireyleri perişana sürüklediği gibi toplum ve milletleri de aynı şekilde hüsrana sürükler sonrası ise millet ve vatanın bütünlüğü tehlikelerde seyreder tarihe gömülüp millet evlatları yok olur. Savaşta başarıya koşan bir toplum ve onun bağrından çıkan liderleri bu perişanlığı ve ülke bütünlüğünü korumak, var olmak için çok büyük fedakarlıklarla hedefine ulaşmaya çalışır.
Türk milletinin bu liderlerinden birisi de ikinci adam sıfatı ile anılan İsmet İnönü’dür. Tarihte ve milletimizin varlığında büyük hizmetleri olan paşanın ülkeye yaptığı hizmetler hiçbir zaman hiçbir yerde inkar edilemez ama inkarcı bir toplum sıfatında olan bazı kesimler bu ikinci adamın yaptığı can pahasına güzel hizmetlere bakmayarak maalesef kuyusu kazılıp çamurların fazlasıyla atıldığı adeta sanki bir Türk düşmanı İslam karşıtıymış gibi ithamlar terbiyesizce lanse edilmektedir. O camileri ahır, tahıl ambarı yapmış dine yönelmemiş din düşmanıymış gibi alçakça konumlara sokulmaktadır sadece bu kişilere denecek bir şeyler var o da sizlere yazıklar olsun şeklidir.
Camilerin ahır ve tahıl ambarı gibi kullanımı aynen şöyledir. Yıl 1938 İspanya iç harbi ile dünyayı sarsan ikinci dünya savaşı başladı.
Arkasından 1939’da Almanlar Polonya’yı 18 gün gibi kısa bir zaman içerisinde işgal etmesi sonra da Hitler ve Mussolini ile birlikte hareket ederek Avrupa’da hitlerin yükselmesi ve var olması amacıyla savaşı başlatmaları sonra  Rusya’nın katılımı, Almanların Rusya’ya gidip Stalin Grat yani Volga Grat’a girmesi işgal etme çalışmaları. Tüm ülkeleri harekete geçirmiş oldu. Dünyanın alt üst olduğu harmanlaştığı bir karışıklıkta bir tarafta İngiltere, Fransa, Rusya, Amerika’nın birlikteliği diğer bir tarafta ise Almanya, İtalya, Japonya’nın birlikteliği ve Türk Milleti’nin ise bu savaşa itilmesinde rol alan çorçil İngiltere başbakanı Rozvert Amerikan Başkanı, Stalin Rus federasyon başkanı’nın ülkemiz bütünüğünü yok etmek pahasıyla Türk Milletini savaşa sürüklemeleri hatta Adana Yenice Tren garında bir arada olup İsmet Paşa ile görüşmeleri ve ateş çemberine bizleri atmaları düşüncelerden düşüncelere sokmakta oldu.
Diğer bir  taraftan ise ülkede yokluk, sefalet,salgın hastalık, kışın aşırı soğuk geçmesi 1.200.000 beslenmesi iyaşeleri 4 yıl gibi bir askerlik süresinin olması sanayinin düşük grafikte bulunması ve daha pek çok faktör  ülke yetersizliğinde büyük etkenlerdir.
Bu faktörlerin daha pek çok fazlasının da olduğu ülkede İsmet Paşa’nın ülkeyi savaşa sürüklememesi dünyada ve bilhassa Stalin karşısında akıllıca bilinçli bir siyasetçiliktir.
Öyle ise bu şartlar altında İsmet Paşa’nın camileri bu şekilde kullanması elbette doğal ve normal olmalıdır. Böyle yapmayıp da acaba kimlerin hanelerinde barındırmalıydı. Acaba hanlar hamamlar, depolar mı vardı vardı da oralara mı istif etmedi. Askerine, ülkesine, hayvanına sahip olan bu güzel insanı anlayan anlar anlamayan ise sadece kova çalar. Ne diyelim bazı insanların damarlarında asil kan dolaşmamakta oluyor.