Kültür ve Turizm Bakanlığınca okuma alışkanlığının küçük yaşta kazanılması amacıyla Türkiye'de 8’inci il olarak Yozgat'ta kurulan Bebek ve Çocuk Kütüphanesi'nde, çocuklar ve anneleri hem bilgileniyor hem eğleniyor.

Ertuğrul Kapusuzoğlu tarafından sergilenen Nasrettin Hoca meddah gösterisi ile çocuklar doyasıya eğlendi.

“YERLİ OYUNUMUZ”

Uzun zamandır meddahlığa hazırlandığını belirten Kapusuzoğlu, “Meddahlık bizim yerli oyunlarımızdandır. Karagöz, ortaoyunu gibi birçok oyunumuz var bununla birlikte birde meddahlık var. Meddahlık tek başına ordu demek, tiyatro demek. Fatih dönemine uzanan bir tarihi vardır meddahlığın. Orta Asya’da da olduğu şeklinde işaretler var. Ama bizim bildiğimiz en son Kel Hasan, İsmail Dümbüllü, Erol Günaydın ile devam etti. Ben Yozgat’ta tiyatro ekibi kurmak istedim ama yapamadım. Kalabalıkları indirmek kaldırmak idare etmek çok zor, tabi maliyeti de var. Bende en sonunda tek başıma yapmaya karar verdim ve meddahlığa rastladım. Birde gördüm ki meddahlık tam bana göre. Ben öğretmenim ve meddahlıkta iyi bir öğretmen işi. Bu zamana kadar meddahların yaptığının daha iyisini yapacağını düşünüyorum. Çünkü benim önümde Türk Halk Edebiyatı, Türk tarihi, deyimlerin hikayesi, bununla birlikte çok ünlü nüktedanlarımız var. Dün ve bugün en değer verdiğim isim Nasrettin Hoca’dır. Nasrettin Hoca’yı geçemeyiz. Dünya mizahının güneşi, Türklerin değil dünya mizahının güneşidir. Şayet ben çocuk ve gençlere Nasrettin Hoca’yı sevdirebilirsem ne mutlu bana. Nasrettin Hoca hakkında bir araştırma yaptığımda hiçbir film yayınlanmadığını gördüm. Nasrettin Hoca komik değil, Nasrettin Hoca güldürücü bir adam değil, Nasrettin Hoca zamanın da hakim, kadı, nüktedan, cesur biridir” dedi. 

“MEDAHHLIK SANATINA YENİLİKLER GETİRİYORUM”

Meddahlık sanatına yenilikler getirdiğinin altını çizen Kapusuzoğlu, “Mutlaka Dede Korkut anlatacağım, Türk destanlarını anlatacağım daha sonra tarihin içerisinde Timur’u, Beyazıt’ı, İncirli Çavuşu’u ve gizli kalmış kabiliyetleri anlatacağım. Sırf Yozgat fıkralarından 10 program yaparım az gelir. Birde Türk mizahından 300 programı hazırlıksız çok rahat yapabilirim. İnşallah ben meddahlık sanatına yeni yüzler yeni kişilerde kazandırmak gibi amacımda var. Çünkü etkisi çok büyük kendisi çok kolay. Meddahlık kabiliyetiniz varsa bunu yapabilirsiniz” ifadelerini kullandı.

EN ZOR ÇOCUKLARA YAPILIR

Hem öğretmenlik hem meddahlık en zor çocuklara yapıldığını ifade eden Kapusuzoğlu, “Buna rağmen çocukları boş bırakmamak lazım. Yapacak çok güzel şey var. Yaşımın geçkin olması beni korkutmuyor, tam aksine bu benim avantajım. Zamanında öğrendiklerim için şuan diyorum ki 300 programı hazırlıksız olarak yapabilirim. Ama bir meddah bir programı bir hazırlar bir sene oynar. Ben Yozgat’tan, Ankara’dan, İstanbul’dan, İzmir’den başlayacağım ve Dünya’yı dolaşacağım inşallah. Tabi ki ben Yozgatlıyım. Nohutlu ile Çamlığın arasında büyüdüm. Yozgat’ın tabiatını bilirim ve benim ruhumu karakterimi şekillendiren Yozgat’ın toprağıdır. Yozgat’a borcum var, eğer gittiğimiz yerlerde Yozgat’ta güzeldi dedirttirebilirsem hakkımızda bazı yanlış anlaşılmalar var onları bir nebze silebilirsem ne mutlu bana” şeklinde konuştu.

“EĞLENCELİ VAKİT GEÇİRİYORLAR”

Yalınayak Sokrates Muratpaşa’da sahnelendi Yalınayak Sokrates Muratpaşa’da sahnelendi

Bebek ve Çocuk Kütüphanesi’nde hem anneler hem de çocuklar için farklı etkinlikler düzenlediklerini vurgulayan Yozgat İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Çiftçi, “Biz bebek ve çocuk kütüphanemizde 0-3,0-6 yaş arası çocuklarımıza eğitimler veriyoruz. Hem de çocuklarımız erken yaşta kitapla tanışmalarına kitap kültürlerini benimseyip öyle yaşamalarını istiyoruz. Dolayısıyla burada hem çocuklarımıza yönelik hem de annelere yönelik faaliyetlerimiz oluyor. Bunun yanı sıra bugünde farklı bir uygulamayla çocuklarımız ile birlikte olduk. Ertuğrul Kapusuzoğlu hocamızın kendi hazırlamış olduğu programı ile çocuklarımızı buluşturduk. Bizim kültürümüzü yansıtan meddah kültürüde bunun içinde. Ertuğrul hocamız bizimle Nasrettin Hoca olarak program yaptı. Çocuklarımız ile eğlenceli, güzel bir vakit geçirdik” dedi. (Selma Şahin)

Editör: Duygucan Baloğlu