YILLARDIR televizyon açmıyor ve izlemiyorum. Haber programları veya belgesel gibi yayınları hariç tutuyorum.
Gerçi bunları da yine televizyon yerine, internet üzerinden gerçekleştiriyorum.
Yıllardır dizi izlemediğim için, ekranlarda yayınlanan dizilerden de haberim yok.
Oysa sokakta, okul önlerinde, caddelerde hep aynı tip gençler görüyorum bazen.
Saç tıraşları aynı, kıyafetlerinin tarzı, konuşma ve hitap şekilleri…
Sonra öğreniyorum ki bunların hepsi, izledikleri aynı dizilerde de yer alıyormuş.
Bundan dolayı öyle davranıyorlarmış.
Önceki gün İçişleri Bakanı bu konuya değinmiş ve bu dizilerin topluma kötü örnek olduğunu aktarmış. Son yıllarda zaten televizyonlarımızda topluma iyi örnek sunan ne var ki? Tarihi şahsiyetleri aktaran diziler yapılıyor, seviniyor ve beğeniyoruz.
Lakin biraz baktığımızda tarihi hakikatlerle uyuşmadığını görüyoruz.
Bundan dolayı o dizilerin de aslında topluma çok fayda sağlamadığını, işin magazinsel boyutta olduğunu söylersek, sanırım yanlış olmaz. İnsanların baltalarla, bıçaklarla dizi izlemesinden de durumun böyle olduğunu görmek mümkün zaten. Yukarıdaki olumsuz tiplerin önüne geçebilmek adına, bu tür diziler bizce de yayınlanmamalı.

DUT YEMİŞ BÜLBÜL
Yozgatspor yendiği zaman bir grup var, onlar oturup günlerce memleketi ikiye bölüyorlar.
Takımın galibiyetini kutlamaktan ziyade, karşı gördükleri gruplara, oluşumlara, kitlelere laf atıyorlar. Basit sataşmalar yapıyorlar.
Memlekete hayrı dokunmayan laflar yetiştiriyorlar. Dün şehir dışındaydım,  sosyal medyaya girdim, bu tür paylaşımlar göremedim.
Anladım ki bizim takım sanırım yenildi.
Sonra maç sonuçlarına girip baktığımda, hakikaten bizim takım yenilmiş.
Hal böyle olunca bu isimler de dut yemiş bülbüle dönmüşler.
Demem o ki bu tür basit yaklaşımların ve hareketlerin kimseye faydası yok.
Yozgatspor ve Yozgat’a hiç faydası yok.
Ne yani o zaman siz yenilince de karşı tarafın size mi sövmesi gerekiyor?
Ortada bir karşı taraf yokken, neden karşı taraf oluşturuyorsunuz?
Başımıza ne geliyorsa adamcılıktan geliyor zaten…

HER ŞEYİ BİLENLER…
Her şeyi bilenler kulübü var. Her konuda her şeyi biliyorlar. 
Bilmedikleri bir şey yok  gibi.
Her konuda görüş bildiriyor, her şeyi anlıyor ve yorumluyorlar. Her şeyi bilenler kulübünün memlekete ve cemiyete hiçbir katkısı ve faydası yok. Esasen kendilerine de faydaları yok.
Ama her şeye rağmen, her şeyi bilen kulübü faaliyetlerine aralıksız devam ediyor.
Allah her şeyi bilenler kulübünün, her şeyi bilenlerinin şerrinden esirgesin…

ALLAH RAHMET EYLESİN
Dün gazeteci abimiz Harun Gökçeoğlu’nun kıymetli eşi rahmete kavuştu.
Uzun süren tedavi sürecinin sonunda Harun Abi’nin eşini kaybetmenin üzüntüsünü yaşadık.
Merhume aynı zamanda Bahadır Şahin Abi’nin de kız kardeşiydi. Bu vesileyle Harun Abi ve Bahadır Abi’ye ve tüm aileye başsağlığı ve sabır niyaz ediyorum. Allah rahmet eylesin.
Mekanı cennet olsun. Allah kimseyi anne, baba, evlat ve eş acısıyla sınamasın. Mevla kalanlarımıza hayırlı, sağlıklı ömür nasip eylesin.
Haydi selametle…