ELDE tutmanın mümkünü olmayan akıp gidendir zaman. Klavye tuşlarına her bir vuruş dahi zamanı akıtmaktır.
İnsanlar yaşadığı zaman diliminden hep şikayetçi olmuşlar.
İnsanoğlu hatalı, günah işleyen ve fanidir.
Hal böyle olunca içinde bulunduğu toplumun meseleleriyle ilgilenen herkes ‘zaman kötü oldu’ diyerek dertlenmişlerdir.
Bir önceki kuşak şimdiki kuşağın yaşadığı zamanı beğenmemektedir.
Şimdiki kuşak gelecek kuşağın yaşadığı zamanı beğenmeyecektir.
Mesela ‘ah o eski bayramlar!’ cümlelerini de bu çerçevede değerlendirenler vardır.
“Zamanede Bir Hal Gelmesin Başa
Ahdı Bütün Sadık Bir Yar Kalmamış
Kalleş Yar Olana Dost Demem Haşa
N'olacak Muhannet Meydan Görmemiş”
Aşık Hüseyin 19.yy’da yaşamış ve yukarıdaki dizeleri o yıllarda söylemiş.
O da içinde bulunduğu zaman diliminden şikayet etmiş.

MEKAN
İçinde bulunduğumuz zaman diliminde mekana bakış açımız da, eski zamanlara göre değişti. Geçen günlerde bir camimizde yaşanan üzücü olayın etkilerinin halen devam ettiğini önceki gün gördüm.
Aradan bir haftalık zaman geçmesine rağmen, bir cenaze namazında, arka saflarda yanındakine biraz yüksek sesle tehditkar şeyler söylemesi hemen cemaati ürküttü ve herkes bir anda yine kafasını arka tarafa çevirdi.
Günümüzde mekanın önemini, konumunu, yerini ya bilemiyor, ya da yanlış konumlandırıyoruz.
Yaşamımızı sürdürdüğümüz mekanlarımıza bakış açımız…
Tarihi mekanlara bakış açımız…
Sosyal mekanlara bakış açımız…
Geçmiş zamana göre hemen hemen hepsine bakışımızda arızalar var.
Yaşamımızı sürdürdüğümüz mekanlarda kendi konforumuz ve rahatımızı bir kenara atıp, görüntü estetiğine önem veriyoruz.
Konforlu, kullanışlı, rahat olmasından ziyade dış görüntüsünün güzel ve estetik olmasını istiyoruz.
İnşa ettiğimiz yeni mekan ve yaşam alanlarına ise estetiği, göz güzelliğini asla dahil etmiyoruz.
Kutsal ve mübarek mekanlara bakışımızın değiştiğini de yukarıda birazcık izah etmeye çalıştım.
Tarihi, kutsal ve mübarek mekanlarımızın yıkılması, yakılması, talan edilmesi bizleri pek ilgilendirmiyor.
Mekanda nasıl davranılması gerektiğini, nasıl kullanılması gerektiğini halen tam olarak bilemiyoruz.

İNSAN
Sonuç olarak bu olumsuz durumları düzeltecek olan yine insandır.
Yaşadığı zamanı-dönemi barış içinde huzurlu, mutlu, güvenli bir hale getirmek de insanın görevi.
Yaşadığın zamanda tarihi mekanlarına kıymet verirsen…
Yaşadığın zamanda herkesin kutsalına saygı gösterirsen…
Yaşadığın zamanda herkese eşit adalet uygularsan…
Osmanlı dönemindeki gibi çok uzun zaman dilimini mutluluk içerisinde geçirirsin.
Camilerde bile çekindiğimiz, korktuğumuz, ürktüğümüz ne kötü zamandayız değil mi?
Allah hepimizi zamanın kıymetini bilen, mekana hürmeti olan insanlardan eylesin.
Haydi selametle…