YAZININ başlığı size Aşık Veysel’in türküsünü hatırlatmış olabilir. Bir seneyi daha devirerek yeni bir seneye yelken açıyoruz.
Herkes geride bıraktığı yılların sorgulamasını yapar. Geride kalan yıllarda neler yaptığını, neler yaşadığını hatırlamaya çalışır.
Gözünün önünden bir film şeridi aksın ister.
İşte ben de böyle düşündüğümde bir sene daha gündüz-gece yazdığımızı fark ettim.
İşimiz yazmak olunca, geride kalan bir yılda da bol bol haberler yazdık.
Üzüldüğümüz ve üzdüğümüz haberler…
Sevindiğimiz ve sevindirdiğimiz haberler…
En çok da tekrar eden, aynı haberler...
Tekrar eden haber nasıl oluyor derseniz açıklayayım. Bitmeyen ve tamamlanmayan hizmet ve yatırımların bitecek ve tamamlanacak haberlerini yine yazdık. Ama hak yemeyelim bu sene bitmesine ve tamamlanmasına bir adım daha yaklaştık. İşte koca bir yıl bunlarla tamamlandı. Yeni bir yıla giriyoruz ve yine yazmaya devam ediyoruz.

GÜZEL AMA
Yazmak çok güzel ama gitgide kalitenin düştüğü bir gerçeği de unutmamak gerekiyor.
Artık fikrinde sadık, kalemini hak için kullanan kaliteli yazar görmek zorlaşıyor.
Hal böyle olunca, okuyucu yazılan bir şeyi okumak istemiyor. Daha başlığına baktığı anda yazıyı kapatmak yetiyor. Yediden yetmişe, herkese, her zaman güzelleme yapılır mı?
Yağlama-yıkama gibi yazı yazmak olur mu?
Ama oluyor işte. Hatta bakıyorsunuz tıklanma mevzuunda ileri gitmiş. Çünkü tıklanması için de yazı yazarken gerekli adımı atıyor. Herkesin ismini yazıyor, herkesi etiketliyor falan…
Geçen gün iki tane ulusal yayın yapan gazete kapandı. İlk düşündüğüm burada çalışan yüzlerce emekçiye ne oldu?
Yeni yıla girerken işsiz mi kaldılar?
Oysa kapacakları çok önceden belli oluyordu. Birbirinin aynısı kopya haberler, tek kalemden çıkma köşe yazıları gibi yazılar görüyorduk.
Keşke böyle olmasa değil mi?

DURUM AYNI
Yeni yıl Yozgat’ta da basın sektörü için sanırım zor bir yıl olacak. Hem genel ekonomik gidişat, hem sosyal medya ve gazetelerin durumları bu gidişatta etkili olacak.
Ülkemizde işini ciddi yapan, halkın okumak istediği haberleri yazabilenlerin tirajlarının halen yüksek olduğunu görüyoruz.
Hatta yakın bir zamana kadar yok sayılan ve görmezden gelinen bu gazetelerin muhabirleri artık büyük televizyonların tartışma programlarına davet ediliyorlar.
Çünkü toplumda bu isimlerin yazdıklarına, söylediklerine belli bir itibar olduğunu gördüler, anladılar, kabul ettiler.
Yeni yılda gazeteciler inşallah gazetecilik yapmaya çalışırlar.
Çünkü son yıllarda gazetecilerin her biri belli isimlerin gönüllü ve bedava danışmanı-yardımcısı rolüne soyunuyor.
Kendi işini yapmak yerine adeta elin işini bedava yapıyor.
Hal böyle olunca itibarı da o adamın belirlediği kadar oluyor.
Geride kalan yılda ‘Bizim haberi yazsana, bize şöyle bir şey yazsana, sen yaz diğerlerine de at, o açıklamayı ben değil benim adıma falan gazeteci güzelleme olsun diye yazmış’ ilişkisi içinde gazetecilik yapan o kadar çok insana denk geldim ki.
Bana ilgin geliyor…
Gazeteciler gazetecilik yaptıkları gün para da kazanırlar, meslek itibarı da.
Yeni sene hayır getirsin.
Haydi selametle.