Kıymetli hemşerilerim, İngilizce kısaltması “ILO” olan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 2002 yılında düzenlenen 90. Uluslararası Çalışma Konferansı’nda kabul edilen kararla, 12 Haziran günü ülkemizde ve tüm dünyada “Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü” olarak kutlanmaktadır. Bu nedenle yarın ülkemizde de kutlanacak olan etkinlikler öncesinde, ülkemiz mevzuatında çalışan çocukların durumuna ilişkin açıklamalarda bulunacağız.
Ülkemiz tarafından da kabul edilen Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 1. Maddesine göre 18 yaşına kadar olan herkes çocuk sayılır. Uluslararası literatürde çalışan çocuk; esnaf ve sanatkârlar yanında ya da sanayi iş kolunda çalışan çocuklarla, tarım kesiminde ailesi ile birlikte çalışan çocuklar olarak ifade edilmektedir. ILO ise, 15 yaşın altında aile bütçesine katkıda bulunmak veya yaşamını kazanmak amacıyla çalışanları “çalışan çocuk” ya da “çocuk işçi”, 15-24 yaş arası çalışanları da “genç işçi” olarak tanımlamaktadır. Mevzuatımızda ILO’nun tanımlamasına uygun olarak, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 71. Maddesine dayanılarak çıkarılmış olan “Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” hükümleri ile 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişi çocuk işçi; 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişi ise genç işçi olarak tanımlanmıştır.
4857 sayılı İş Kanunumuz, çocuk işçiliği ile ilgili hükümlerini genel olarak 71. Maddede sıralamış bulunmaktadır. Buna göre; onbeş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, ondört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler. Çocuk ve genç işçilerin işe yerleştirilmelerinde ve çalıştırılabilecekleri işlerde güvenlik, sağlık, bedensel, zihinsel ve psikolojik gelişmeleri, kişisel yatkınlık ve yetenekleri dikkate alınır. Çocuğun gördüğü iş onun okula gitmesine, mesleki eğitiminin devamına engel olamaz, onun derslerini düzenli bir şekilde izlemesine zarar veremez.
Görüldüğü üzere Kanun, 15 yaşı tamamlamayı genel çalışma yaşı sınırı olarak koymakla birlikte, bazı hafif işlerde –ki bunlar ilgili yönetmelikte sayılmaktadır- ilköğretimi bitirmek kaydıyla 14 yaşını doldurmuş olan çocukların da çalışmasında sakınca görmemiştir. İlgili yönetmelik hükümlerinde bu hafif işler, genç işçilerin çalıştırılabilecekleri işler ile 16 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını bitirmemiş genç işçilerin çalıştırılabileceği işler sayılmış bulunduğundan, sayılan işler dışında çocuk ve genç işçinin bir işyerinde çalıştırılmaması gerekmektedir. Yine aynı yönetmeliğe göre; yaş kayıtlarına bağlı olarak müsaade edilen işlerden olsalar dahi hazırlama, tamamlama ve temizleme işlerinde, alkol, sigara ve bağımlılığa yol açan maddelerin üretimi ve toptan satış işlerinde, parlayıcı, patlayıcı, zararlı ve tehlikeli maddelerin toptan ve perakende satış işleri ile bu gibi maddelerin imali, işlenmesi, depolanması işleri ve bu maddelere maruz kalma ihtimali bulunan her türlü işlerde, gürültü ve/veya vibrasyonun yüksek olduğu ortamlarda yapılan işlerde, aşırı sıcak ve soğuk ortamda çalışma gerektiren işlerde, sağlığa zararlı ve meslek hastalığına yol açan maddeler ile yapılan işlerde, radyoaktif maddelere ve zararlı ışınlara maruz kalınması ihtimali olan işlerde, fazla dikkat isteyen ve aralıksız ayakta durmayı gerektiren işlerde, parça başı ve prim sistemi ile ücret ödenen işlerde, eğitim amaçlı işler hariç iş bitiminde evine veya ailesinin yanına dönmesine imkan sağlamayan işlerde, işyeri hekimi raporu ile fiziki ve psikolojik yeterliliklerinin üzerinde olan işlerde, eğitim, deney eksikliği, güvenlik konusunda dikkat eksikliği getirme ihtimali olan işlerde, para taşıma ve tahsilat işleri ile 4857 sayılı İş Kanununun 69 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen gece dönemine rastlayan sürelerde yapılan işlerde 18 yaşını doldurmayan işçiler çalıştırılamaz. Ayrıca Kanunun 72. Maddesine göre; maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde onsekiz yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaktır.
Çalışma biçimleri yukarıdaki şekilde kısıtlamalara tabi tutulan çocuk ve genç işçilerin, çalışma süreleri, izinleri, ücretleri gibi çalışma koşulları da aynı şekilde diğer işçilerden farklı koşullara tabi tutulmuştur. Öncelikli olarak çocuk ve genç işçilerin çalışma süreleri, temel eğitimini tamamlamış ve okula gitmeyen çocuklar için günde yedi ve haftada otuzbeş saatten fazla olamayacaktır. Ancak, 15 yaşını tamamlamış çocuklar için bu süre günde sekiz ve haftada kırk saate kadar arttırılabilir. Okula devam eden çocukların eğitim dönemindeki çalışma süreleri ise, eğitim saatleri dışında olmak üzere, en fazla günde iki saat ve haftada on saat olabilecektir. Okulun kapalı olduğu dönemlerde çalışma süreleri için ise yine üst sınır günde 8 ve haftada 40 saate kadar artırılabilir.
Bu hükmün tamamlayıcısı olarak, çocuk ve genç işçilerin ancak haftanın beş günü çalıştırılmasına izin verilmesinden dolayı hafta tatilleri kesintisiz 40 saat dinlenme üzerinden belirlenmiştir ve bu doğrultuda bu kişilere hafta iki gün ücretli hafta tatili kullandırılmak durumundadır.
Çalışma süresi ile ilgili son husus ara dinlenmesi üzerinedir. Çocuk ve genç işçilere, iki saatten fazla dört saatten az süren işlerde otuz dakika, dört saatten yedi buçuk saate kadar olan işlerde çalışma süresinin ortasında bir saat olmak üzere ara dinlenmesi verilmesi zorunludur.
Çocuk ve genç işçilerin, çalışma koşulları bakımından özel olarak korunduğu hususlardan bir diğeri ulusal bayram ve genel tatil günlerine ilişkindir. Çocuk ve genç işçiler, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştırılamazlar. Bugünlere ilişkin ücretler kendilerine bir iş karşılığı olmaksızın ödenir.
Çocuk ve genç işçiler yıllık ücretli izinleri açısından da, normal işçilere göre farklı sürelere tabi tutulmuştur. Buna göre; okula veya eğitime devam eden çocuk ve genç işçilere okulların tatil olduğu, kursa ve diğer eğitim programlarına devam edilmediği dönemlerde verilmek üzere, 20 günden az olmamak üzere yıllık ücretli izin verilir. Yıllık ücretli iznin kesintisiz kullandırılması esastır. Ancak, yararına olduğu durumlarda çocuk ve genç işçinin isteği üzerine en fazla ikiye bölünerek kullandırılabilir.
Son olarak çocuk ve genç işçilere verilecek ücret konusunda, 2014 yılına kadar 16 yaşını doldurmuş ve doldurmamış olmasına göre iki ayrı asgari ücret belirlenmekte iken, 2014 yılı Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararı ile yaş ayrımı bulunmaksızın tek bir asgari ücret belirlenmiştir. Buna göre yaş grubu değişmeksizin tüm işçiler için tek bir asgari ücret uygulanacak ve çocuk ve genç işçiler de haftalık çalışma sürelerine göre tam süre ile çalıştırıldığı durumlarda, diğer işçiler gibi aynı asgari ücrete hak kazanacaklardır.
Çocuk ve genç işçi, işyerinde çırak statüsünde çalışıyor ve aynı zamanda Mesleki Eğitim Merkezi’ne devam ediyorsa, 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu uyarınca, İş Kanunu’ndan farklı hususlara da tabi olabilmektedir. Ancak bu konuyu ileriki haftalarda ayrıca sayfamıza taşıyacağız.
Tüm çocuk ve genç işçilerimizin, öncelikle ve mutlaka eğitimini aldığı, yaşına ve gücüne uygun şekilde, sömürülmeden ve ezilmeden çalıştırıldığı bir Türkiye dileğiyle iyi haftalar …