Yağmur biraz dinmiş.
Haydi biraz da dışarı çıkalım, belki bizim kuşlarda… gelmiş bizleri arıyorlardır.
Gözlerine şöyle bir görünelim.
Nerde olduklarını görüyor musunuz?... İsterseniz birde gözlüğünün camındaki buharı silip de bakın sağa sola.
Bir dakika… gerek kalmadı bak şu gördüğünüz duman bürümüş Yozgat’ın… çamlığındaki otelin… çatısına konmuşlar.
Nerden de bulurlar buraları bilmem ki, her ney ise.
Beyaz gül Can gül’e Bu yöreler… hakkında bilgiler anlatıp, birlikte buraların ismine yakışır bir şekilde gezinelim.
Bizim bu güvercinlerimiz Yozgat Sürmelisi… olan türküyü söylüyorlar galiba, haydi bizde boş durmayalım.
Önce yöremizin o güzel hoş şiveleriyle yazılmış birkaç dörtlükle gezinerek tebessüm edelimi?.
Leğenin köyde adına İlaan,
Dur bekle yerine Eçik dur Alen,
Erkek çocuklara deniyor Oğlan,
Eğleşme yerine Alenme denir.
Fırlat Kötele, İşlikse yelek,
Guyruğu kısa olana Godek,
Ne yapalıma kısaca Norek,
Tahıl ölçeğine Urupla denir.
Kelebeğin bizde adı Kepenek,
İtme ile toplamaya Kürümek,
Omaç sade yağla karışık ekmek,
Küçük tufalete Ganalma denir.
Acemi yerine Toy una Ufra,
Bunları bilmeye Yozgat’a uğra,
Şimdide geldi bizlere sıra,
Kocanın yerine Herif denir.
Yozgatcadan alıntı
Nasıl beğendiniz mi? hemen hızımızı kesmeden birde sürmeli türküsünü mırıldanarak ta olsa onlara katılıp, birlikte eşlik edelim ne dersiniz?.
Dersini almışda ediyor ezber
Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler
(Aman ben yarelendim aman)
Bu dert beni iflah etmez deleyler
(Aman aman sürmelim aman.)
Kaşın çeğmelenmiş kirpik üstüne
Havada bulutun ağdığı gibi
(Aman ben yarelendim aman)
Çiğ düşmüşde gül sineler ıslanmış
Yağmurun güllere yağdığı gibi
(Aman sürmelim aman.)
Derleyen / Nida Tüfekçi.
Nasıl?... bak bizde birlikte vokal oluşturup ne güzel türküler söylüyoruz, ister misiniz birde meşhur olalım. Gelsin kasetler gitsin C D ler!... aman aman ben istemiyorum.
Şöhret afettir...
Benden uzak gitsin. Sizi bilmem, ne isterseniz onu yapabilirsiniz.
Bu Sürmeli türküsüyle oteline hazır takılmışken, bakın size neler anlatacağım, ama önce.
İsterseniz ben Sevgi çaylarımızı tazelerken, sizde bir çırpıda koşarak gidip şu ilerdeki gözlemeciden patatesli, peynirli yaptırın birde pastaneden tuzlu pasta, kek falan alıp getirin çayın yanında iyi olur.
(!...)
Ben gidemem de ne demek.
“Otura otura ayaklarım uyuşmuş kalkamıyorum mu diyorsun?...
Anlaşıldı iş başa düştü.
Yağğ kardeşim sizde bu zor işleri… hep bana yaptırıyorsunuz. Oh ne ala, sen yan gel yat yada otur.
Birde bize bak, her tarafta bizi koşturuyorsunuz. Kapı kapı, Köy köy gez, Şehirlerde bir sürü zahmete katlan araştırmalar yap, onları bir dosyada topla.
Bizimki de… “gel keyfim gel” diyerek rahatça okusun, bu yetmiyormuş gibi bizi birde çay demlettirip pastaneye gönderiyorsunuz.
Yırtılan tüfekçi Bekir’in yakası…
Ben oynamıyorum arkadaş, gidin kendinize başka yazar… arkadaşın kitabında yazılarında yer arayın…
Dur duur gitme.
Ne olur, sen bari gitme.
Bir anda celallendim işte.
Hakkınızı helal edin sizde giderseniz benim halim… nice olur.
Beni Affedip hakkınızı da helal edin.
Helal ettiniz değil mi?...
Biliyordum sizin ne kadar engin değerlere sahip değerli bir okuyucum, can dostum, gönül dostum olduğunu.
Bu yüzden hep okuyucularıma hayır dualar ediyorum.
Duanın ne kadar etkili ve önemli olduğunu biliyorsunuz, değil mi?..
Gene muhabbetimiz kaynadı, ne anlatıyorduk. Evet evet hatırladım.
Bu Yozgat’tı oteldi derken gördüklerim ve yaşadıklarımı size bir bir anlatacağım merak etmeyin.
Önce şu sevgi çayından… bir yudum löpürtederek İçelim, pastalardan da almayı unutmayın tuzluları bana kalsın.
Selam ve dua’larımla.