TÜRKİYE’de son yıllarda artış gösteren gıda terörü, vatandaşların gözünü açmasına sebep oldu.
Bu konuda duyarlı gazeteciler ve sağlık otoritelerinin yaptığı çalışmalarla, toplumda bir nebze bilinçlenme başladı.
Market raflarındaki gıdalara uygulanan hileler, samimiyeti ve kalitesine güvenilen markaların dahi üretimleriyle ilgili topluma sızan bilgiler, insanları ambalaj ürünlerden soğutmaya başladı.
En doğal olan süt ve süt ürünlerinde dahi akla gelmedik malzeme ve üretim metotlarının kullanılması, insanımızı yeniden doğal ürünlere yönlendirmeye başladı.
Yozgatlı ev hanımları da son yıllarda yeniden organik ürün aramaya, köyünde gördüğü metotlarla peynir üretmeye ve yoğurt çalmaya başladı.
Çünkü ekranlarda izlediği gıda hileleri herkesi ürkütme noktasına getirdi.
Çünkü Yozgat’ta artış gösteren şeker, kolesterol ve damar tıkanıklıklarının beslenme düzenimizden kaynaklandığını idrak etmeye başladık.
Demem o ki, son yıllarda yöresel ve doğal ürüne ilgi artmış iken, Yozgat bu durumu fırsata çevirebilir.
Önemli tarım ve hayvancılık potansiyeli bulunan ilimizde organik ürünler için oluşturulacak Pazar,  hem üreticileri şevklendirecek, hem tüketicileri bu pazara yönlendirecektir.
Yozgatlı köylü pazarcılar, pazara 50 adet yumurta getirip öğleye kadar satmaya çalışmaktadır.
İlgili kurum ve kuruluşların teşvik ve desteğiyle hazırlanacak projeler kapsamında 50 yumurta 200 yumurtaya çıkabilir.
Süt satan köylü pazarcı, sütünün litresini artırabilir.
Marketlerimizde  köylü üreticilerin ürettiği doğal ve güvenilir ürünler satışa sunulabilir.
Anadolu’nun bağrında yeniden bu çıkışı yapamadığımız sürece gıda terörü devam edecek, toplum ve gelecek nesillerin zehirlenmesi sürecektir.
Haydi selametle…