ÖNCEKİ seçimlerde sokakta vatandaşlarla röportajlar yapardım.
Vatandaşın görüşünü, isteğini, beklentisini farklı noktalarda sorar, cevaplar alırdım.
Yozgat’ta her sokağın, her çarşının veya her muhitin değişik kitlesi var.
Mesela Salı günleri Un Pazarına inerseniz farklı bir kitleyle konuşursunuz, Aynalı Kahvede farklı insan profiliyle görüşebilirsiniz.
Bir ara 24 Haziran seçimleri öncesinde de bu röportajlara niyet ettim ama vazgeçtim.
Çünkü halkın pek konuşmaktan yana olmadığını gördüm.
Vatandaşlar ülke siyasetinin genel havasından dolayı, siyasi görüş beyan etmek istemiyor.
Kararını sandıkta vereceğini dile getiriyor ve içine kapanarak, dışarıya renk vermiyor.
Dışa renk verenler iktidarın yanında yer aldığını söylüyor.
Eğer sadece o isimlerle röportaj yaparsanız objektifliği yakalayamıyor, terazinin kefesini eşitleyemiyorsunuz.
Bundan dolayı bu işten vazgeçtim.
Demem o ki bu seçim sürecinin kısa olmasını vatandaş fırsat bildi.
Siyasi konulara girmeden, sessizce 24 Haziran’a kadar sabredecek ve sandığa oyunu atacak.
Bu sessiz kitle iradesini sandığa nasıl yansıtacak?
İşte burası merak ediliyor.
Ayrıca bu süreçte insanlar biraz da geçim derdinde, seçim değil…
Yine birçok seçmenin yeni seçim sistemini de bilmediğini görüyoruz.
Birçok seçmen vekil dağılımı ve oy tasnifini yine eski usule göre yapıyor.
Bundan dolayı kimisi kendi partisinin vekil çıkaramayacağı görüşünde ve umutsuzluğunda iken, kimisi de partisinin rahat bir seçim süreci yaşayacağını düşünüyor.
Seçmenin durumu şimdilik böyle