ŞEHİR onun öncülüğünde gelişip büyüyecekti.
Halen de öyle düşünülüyor ve öyle olacağına inanılıyor.
Şehrin gelişim ve kalkınmasındaki rolü ‘lokomotif’ olmaktı.
Yozgat’ın iki tepe arasına sıkışmış dar ufkunu açacak, ortaya yeni bir vizyon kuracaktı.
Evet, Bozok Üniversitesi’nden bahsediyorum.
Bizim üniversitemiz.
Anadolu’nun ortasında kurulan genç üniversitemiz…
Malum kapıda yeni rektör atama süreci var.
Önceki yıllar olsaydı, rektör seçimleri süreci derdik.
Ama biliyorsunuz artık rektörler de seçimle değil, atamayla görev alıyorlar.
Türkiye ilginçlikler ülkesidir…
Ülkenin koskoca Cumhurbaşkanını, ülkedeki seçme ve seçilme hakkı olan tüm yurttaşlar oy vererek seçebiliyorlar.
Yani aralarında çobanı da var, okuma yazma bilmeyen de var, bilim adamı da var.
Lakin iş rektörlüğe gelince koca koca akademisyenlere seçim yaptırılmıyor ve atamayla bu iş hallediliyor.
İkisinin avantaj ve dezavantajları elbette tartışılabilir.
LOKOMOTİF HIZLANAMADI
Biz Bozok Üniversitesi’ni konuşmaya devam edelim…
Bozok Üniversitesi Sayın Rektör Salih Karacabey döneminde maalesef beklenen gelişim ve ilerlemeyi kaydedemedi.
Topyekun Salih Hoca’ya haksızlık etmemek adına nedenleri de sıralayayım:
-Salih Hoca’nın bana göre birinci şanssızlığı, koltuğa oturduktan sonra ülkede 15 Temmuz gibi bir ihanet sürecinin yaşanmasıdır.
-Bu hain ihanet girişiminin ardından YÖK’ün çağrısıyla tüm dekanlar istifa ettirildi, her yerde olduğu gibi üniversitelerde büyük soruşturmalar, akabinde ise ihraçlar gerçekleşti.
-İşte bu süreçte kimse yerinden kıpırdayamaz, adım atamaz oldu.
-Herkes hukuki sürecin tamamlanmasını, ülkenin normalleşmesini beklemeye koyuldu.
-İşte Bozok Üniversitesi de bu süreçte yerinde saydı, hatta durakladı.
Ancak genel manada da maalesef üniversitemiz kendi temel sorun ve ihtiyaçlarının çözümünü sağlayamadı.
Üniversite sürekli şehirden ve şehrin siyasi büyüklerinden bir şeyler beklerken, şehir de sürekli üniversiteden beklenti içerisindeydi.
Özetle; durgun, durağan ve içe kapalı bir dönem yaşadık.
DİNAMİK ÜNİVERSİTE
Benim yeni dönemde beklentim Bozok Üniversitesi’ni dinamik kadroların devralmasıdır.
Bozok Üniversitesi’ni adeta bir hızlı tren lokomotifine çevirebilecek bir bilim insanı o koltuğa oturmalıdır.
Dünyadaki bilimsel faaliyetleri yerinde izleyen, inceleyen…
Türkiye’nin saygın üniversiteleriyle devamlı iletişim halinde olup, oralarda yapılan bilimsel faaliyetlere katılım gösteren…
Boş zamanında dahi panel, sempozyum, çalıştay gibi etkinlikleri kaçırmayan…
Yaşadığı şehirdeki ilkokul öğretmeni ve öğrencileriyle dahi kaynaşmayı sağlayabilen…
Yaşadığı şehirdeki öğretmen ve öğrencilere her daim bilimi, fenni ve aklı anlatan…
Rektörlüğün bir protokol makamı değil, ağır bir idarecilik ve bilim insanlığı yükünün üstlenildiği makam olduğuna inanan…
Saygın bir bilim insanının rektör olmasını arzu ederim.
Tabi benim bu temennilerimin bir önemi yoktur.
Neticede atama yapacak olan Sayın Cumhurbaşkanı’dır.
İnşallah bu genç üniversiteyi ilim ve irfanda ilerilere taşıyacak bir insan o koltuğa oturur.
Haydi selametle…