Önceki gün İl Kültür Müdürlüğü inşaatında meydana gelen olay sonucu bir işçi maalesef hayatını kaybetti. Ülkemiz son günlerde iş kazaları ve işçi ölümleriyle anılmaya başlanmıştı ki, ilimizde bu üzücü olay ile Türkiye gündeminde yer buldu. Pek çok basın ve yayın organı Yozgat’ta yaşanan işçi ölümünü dile getirdi.
Gerek ülkemizde, gerekse ilimizde kime sorarsak soralım tabi ki işçi güvenliğinin önemli ve hayati bir konu olduğundan söz edecek, tedbir, yasa, zorunluluk gibi kavramlar sıralayacaktır. Bir kısmı ise işin içerisine hem duygusunu, hem de inancını katacak ‘Takdir’ ve ‘Kader’ gibi kavramlar kullanacaktır. Şanlıurfa’lı işçimiz hayatını kaybetmiş ve cenazesi iş arkadaşlarının göz yaşları arasında götürülmüştür.Bu olayın hemen sonrasına gelelim. Sonrasında tadilat çalışmasının yapıldığı binada işler durdurulmuş ve akabinde işçiler henüz arkadaşlarının yasını bile tutamadan apar topar ‘İş sağlığı ve güvenliği eğitimi’ne götürülmüşlerdir. Duyanlara şaka gibi gelse de yapılan budur. Ülke genelindeki bakış açısı da aslında aynen budur. Ülkemizde meydana gelen kaza veya doğal afet sonrası meydana gelen hadiseler için ciddi bir müdahale timi veya mekanizması mevcuttur.Örneğin AFAD, UMKE, Kızılay gibi birimler ülkemizde meydana gelen kazaya, doğal afet sonrası toplumun yarasını sarmaya, insanlığı kurtarmaya yönelik ciddi ve profesyonel çalışmalar ortaya koyar. Ancak iş kazalarını, yangınları veya benzer olayları engellemek, risk potansiyelini sıfıra indirebilmek adına ne ciddi bir müessese vardır, ne de yasal yaptırım söz konusudur. Önce işçimiz can verir ardından, kalanlara ‘Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir’ mantığıyla iş güvenliği eğitimi verilir. İki gün önce arkadaşlarını kaybeden o işçilerin almış olduğu iş güvenliği eğitimi bu saatten sonra onlar için ne derece önem arz eder, ne derece faydası olur varın siz hesabını yapın. Aslında halen 20 gündür maden altında işçilerin bulunduğu bir ülkede benim Yozgat’ta elektrik akımına kapılarak hayatını kaybeden bir işçi üzerinden, iş sağlığı ve güvenliği ve Türkiye’deki işçilerin çalışma koşullarından bahsetmem çokta kayda değer değil sanırım. İnşallah bu yaşanan kaza hem ilimizde, hem ülkemizde son olur. Umarım kot taşlamacılığı yapan, gemi tersanelerinde çalışan ve maden damarlarında yüzen işçiler bundan sonra iş kazasıyla hayata veda etmezler!