Pazar günü Yozgat’ta Sinan Oğan’ın yapacağı toplantıda çıkan olaylar bazı kesimleri çok yakından ilgilendirdi.
Bizleri bile arayıp toplantı salonundan fotoğraf isteyenler oldu.
Bu kadar ilgi ve alaka göstermelerini doğrusu çözemedim.
Çünkü arayanlar ne ülkücüydü, ne MHP’li, ne gazeteci.
Farklı siyasi partilere sempati duyan insanlardı.
Acayip merak ettiler yaşanan kavgayı.
Olaylı toplantının ardından ise sosyal medyada ve sohbet ortamında kendilerince yorum yaptılar.
MHP’nin parti içi meselesine kendilerince yorum ve çözüm getirdiler.
Ancak okuduklarım ve gördüklerimden çıkardığım sonuç MHP’yi uzaktan yakından tanımadıkları oldu.
MHP’yi analizde sınıfta kaldıklarını gördüm.
Kimi böldü, parçaladı kimi MHP’yi AK Parti saflarına kattı.
Kimi MHP’liliği tartışılmayacak isimleri FETÖ mensubu olmakla suçladı.
Bugün MHP hangi konuda ayrıştı ve bölündü?
Referandum konusunda.
Yarın genel veya yerel seçim olsa bugün partisine tepki duyan ülkücüler oyunu hangi partiye basar?
Tabi ki MHP’ye…
MHP’nin tarihini ve yol hikayesini bilmeyenler ucuz yorumlar yapıyor.
MHP’den kopan Muhsin Yazıcıoğlu vefatına kadar MHP ve onun lideri Türkeş ile ilgili bir tane sert ve kırıcı cümle kurmadı.
MHP’de genel başkan olamayan Tuğrul Türkeş partiden koptu gitti.
Ayrı parti kurdu yapamadı ve baba ocağına döndü.
Demem o ki MHP öyle Türk siyasetinden silinip eriyecek ve bölünecek bir parti değildir.
Şu günlerde sancı çekse de, gücü erise de seçmen yapısı ve savunduğu dava itibariyle her zaman yeri, sözü ve ağırlığı olan bir siyasi partiyi ANAP, Doğruyol ve AK Parti’yle aynı potada değerlendiremezsiniz.
YOZGAT’A AMBARGO!
Dün gazetelerde okuduğum bir habere güldüm.
Yozgat’a açılan yöresel ürün pazarını eleştiren bir haberdi.
İlin valisi ve belediye başkanını da göreve davet etmişler.
Bizim esnaf bu pazardan fena etkilenmiş.
Bir hafta açık kalan pazar herhalde bizim esnafı iflas ettirdi.
Kepenkleri indirdiler herhalde.
Halbuki pazarı gidip görenlerdenim.
Yozgat’ta olmayan Erzincan peyniri, herkesin satın alamayacağı kilosu 60 TL’den satılan Rize’nin orijinal balı vardı.
Birde Yozgat’ta hiçbir restoran ve lokantada satılmayan Erzurum Cağ kebabı satıyordu birisi.
Eğer bu dört tezgah Yozgat’ta esnafı iflas ettiriyorsa helal olsun.
Yozgat’ın girişi ve çıkışına iki büyük kapı yapılsın.
İçeriye kimseyi almayalım.
Yozgat’ı dışa kapatalım.
Burada AVM’de olmasın, fuarda, kermeste, sergide…
Buraya seçkin markalarda gelmesin, ulusal firmalarda.
Yozgat halkı bunların hiçbirisine layık değil zaten!
Becerebiliyorsanız Yozgat’ı il yapında görelim.
Burası il merkezi olsun, Çandır, Yerköy, Şefaatli insanı Yozgat’a gelsin de ticareti görün.
Yozgat’a ambargo uygulamakla, Yozgat’ı ve Yozgat esnafını kalkındıramazsınız.
Selametle…