Hepimiz yalan dünyada yaşıyoruz.
İllaki hepimiz bir gün öbür aleme göçüvereceğiz.
Ancak benim kastım tabi ki öteki tarafa yapacağımız göç değil.
Bu taraftaki göçten bahsedeceğim.
Zaten göçebe bir millet olduğumuz için bize çok da yabancı gelmiyor bu sözcük.
Bayramın ardından Yozgat’ta düğün sayıları patladı gitti.
Hal böyle olunca düğünlere uğruyor ve katılım gösteriyorsunuz.
Geçen hafta katıldığım düğünlerde Yozgat’ta göremediğim yüzleri görme imkanım oldu.
Bizimle tokalaşmaya gelen arkadaşlarla ayaküstü sohbet etme imkânımız oldu.
Aşağı yukarı diyaloglar şöyleydi:
-Abi merhaba nasılsın?
-İyiyim, sağol göremiyorum seni neredesin?
-Ankara’dayım abi, beyaz eşyacıda çalışıyorum
-Sen neredesin?
-Bende Ankara’dayım abi markette çalışıyorum.
-Seni de hiç görmüyorum, köyde misin?
-Yok abi askere gittim, dönünce Kayseri’ye geçtim orda inşaat işinde çalışıyoruz.
Diyalogları uzatmak mümkün…
Bir diğer düğünde ise kendi ilkokul ve lise arkadaşlarımdan bazılarını görme imkanım oldu.
Onların ise yarısından fazlası uzman asker olarak görev yapmaya başlamışlar.
Bugün Lise Caddesi’nde selam verebileceğim bir tane akranım ve arkadaşım, öz Yozgatlı kalmadı…
Şimdi bunları niye yazıyorum?
Bu memleketin göçüyle ilgili ORAN, TÜİK veya devletin farklı kurumlarının tespitleri ve raporları var.
Benim sunduğum rapor ise hayatın içinden ve hayatın tam ortasından geliyor…
Ben önceki yıllarda, Yozgat’ta kaldığımı ve Yozgat dışına çıkıp fırsatları yakalayamadığımı düşünerek karamsarlığa kapılıyordum.
Zaman zaman “ben niye gidemedim ki şu şehirden” dediğim oluyordu.
Şimdi artık böyle bir endişe taşımıyorum.
Çünkü biliyorum ki tüm Yozgatlı gençler bir gün istese de istemese de Yozgat’tan göçecek…
Bunun başka yolu yok…
O yüzden acele ve dert etmiyor, sıramı bekliyorum…
TABELASIZ GİRİŞİMCİ
Dün bir bayan esnaf yaşadığı mağduriyet hakkında basından yardım talebinde bulundu.
Kendisi 4 yıldır evcil hayvan satarak evinin geçimini sağlayan girişimci bir bayan.
Dükkanının üst tarafına ışıksız bir tabela asmak istiyor.
Üst tarafta oturan şahıs, tabelasını asmaya izin vermiyor.
Tabelanın asılacağı alan, üst komşunun konut alanına girmiyor.
Zabıtaya başvuruyor çözümsüzlük.
Belediyeye gidiyor çözümsüzlük.
Bayan esnaf belediyeye ilan ve reklam vergisini de ödüyor.
E o zaman neden tabelasını asamıyor?
Neden Yozgat’ta iyi ve güzel işlere destek yerine her zaman köstek olunuyor?
Neden üretmekten ve iş yapmaktan yana olan kadınlara pozitif ayrımcılık yerine engeller çıkarılıyor?
Vakıftan kömür istese daha mı iyi?
Çözüm konusunda ürettiği çözümsüzlükle nam salmış kurumlarımıza hayretler ediyorum…
Bu kadar basit meseleleri haber yapmaktan ve köşemize taşımaktan bizler UTANIYORUZ.
Haydi selametle…

DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN

•Askerlik şubesindeki tahsilat bürosunun geçici olduğunu açıklayan Belediye Başkanı’nı. 

•Askerlik şubesi binasının Kent Müzesi olacağını ve çalışmaların sürdüğünü söyleyen Belediye Başkanı’nı.